BÖLÜM-3 AFFET BABA

305 149 136
                                    

BÖLÜM- 3AFFET BABA

"Kaçtığın kadar esirsin bu hayata."

Göz kapaklarım araladığımda ilk olarak beyaz tavan selamladı beni. Ardından yataktan doğrulduğumda bir müddet etrafa göz gezdirdim. Yastığımın yanında duran telefonumdan saate baktığımda 10.00 gösteriyordu. Normalinden fazla uyumuş olmam beni şaşırttı. Dün yaşananları anımsadığımda şu an rüyada olduğumu düşünmeden edemedim ama değildim. Bu oda, bu ev ve Yamaç hayal olamayacak kadar gerçekti. Bir yanım hâlâ daha huzursuz olsa da kendimi rahat hissediyordum. Ancak biliyordum ki bu rahatlık uzun soluklu olmayacaktı. Bundan sonra nasıl yol izleyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yamaç, bundan sonra yanındayım dese de ona yük olamazdım, ömür boyu onun kapısında bir sığıntı gibi yaşayacak değildim. Harun harekete geçmeden izimi kaybettirmem gerekiyordu.

Yataktan kalkarak siyah perdeleri sıyırdım ve camı ardına kadar açarak doğanın kokusunu içime çektim. Burası oldukça yeşillik bir alandı. Gece vakitlerinde korkunç görünse de gün ışığında fazlasıyla huzurlu bir yerdi. Normal şartlarda böyle bir temiz havanın hakim olduğu yerde erkenden uyanmam gerekirdi. Ancak dün gece oldukça geç saatte yatmış ve bitap düşmüştüm. Camın önünde daha fazla dikilmeye son vererek yatağı düzelttim. Etrafıma bakındığımda bu oda da her şeyin siyah olduğunu fark ettim. Hatta bu evde her şey siyahtı. Duvarlar hariç.

Aynanın karşısına geçip, kendimi inceledim. Ağlamaktan göz torbalarım şişmiş ve gözlerimin etrafını mor halkalar sarmalamıştı. Dışarıdan bakan birisi bu halime acırdı muhtemelen. Bileğimde unuttuğum tokayla saçlarımı öylesine topladım. Ardımdan odanın kapısı çalındı ve Yamaç'ın sesini duydum.

"Ayla?" Aynanın karşısından çekilerek kapıyı açtığımda Yamaç, birkaç adım geri giderek gülümsedi.

"Uyanmışsın," dediğinde gülümsedim. "Şey, kahvaltı hazır olmak üzere onun için gelmiştim. Bir de eğer kahvaltı öncesinde duş almak falan istersen hiç çekinme ben aşağıda olacağım zaten," dedi çekingen tavrıyla.

"Teşekkür ederim. Yani aslında buna ihtiyacım var sanırım," diyerek karşılık verdim.

"Banyo da temiz havlular var. Ayrıca burada da ihtiyacın olabileceğini düşündüğüm birkaç giysi mevcut," derken elindeki poşeti uzattı. Gülümsedim.

"Düşüncen için teşekkür ederim Yamaç."

"O zaman ben aşağıdayım."

Yamaç, aşağıya indiğinde odanın kapısını kapattım ve verdiği poşeti yatağın üzerine bıraktım. İhtiyacım olanları poşetten çıkartarak banyoya girdim ve kapısını kilitledim. Üzerimdeki kirli çamaşırları makinanın içine atarak, sıcak suyu açtım. Suyun bedenimin üzerinde gezinmesi iyi gelmişti. Kısa sürede banyodaki işimi halledip çıktım. Saçlarım tarayıp, hafiften kuruttum ve iki yandan örgü yaptım.

Mutfak kapısına yaklaştığımda birbirine karışan yemek kokusu, ne kadar acıktığımı farkına vardırmıştı bana. Gerçi dünden beri bir şey yemediğimi hesap edersek acıkmam oldukça normaldi. Mutfağa girdiğimde Yamaç'ın hazırlamış olduğu sofra iştahımı daha da kabarttı. Gerçekten enfes bir masa hazırlamıştı. Ocağın üzerinden indirdiği çaydanlığı masanın üzerine koyduğu sırada kapının eşiğinde duran beni fark ederek gülümsedi.

"Tam zamanında," dedi. "Sıhhatler olsun bu arada," dediğinde gülümseyerek teşekkür ettim. Dün hiç yaşanmamış, sıradan bir güne uyanmış gibi davranıyordu. Ya fazlasıyla vurdum duymazdı ya da gerçekten de Harun'un bir şey yapmayacak olmasına emindi. Bu rahat tavırlarının aksi olamazdı zaten. Dün bara gelen, öfkeli Yamaç'tan eser yoktu. 

FERAY (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin