Herkese selam!
Finallerim olduğu için bir süreliğine buradan uzaklaşmıştım ama artık güz dönemini tamamladım. Umarım alttan dersim kalmaz ve yazmak için daha çok zamanım olur. Finallerimden sonra delicesine yazmaya koyuldum. Bu yüzden bölümlerin arasını çok açmak gibi bir niyetim yok. Hedefim Feray'ı bir seri olarak tamamlamış olmak.
Her neyse bu gelişmelerden daha sonra uzun uzun bahsederiz. Gecikmiş olmamın telafisi olarak Feray'ın bölüm uzunlukları kapasitesine göre bir tık daha uzun bir bölüm oldu. O zaman size keyifli okumalar. Oy ve yorumlarınızla varlığınzı gösterip, bize destek olabilirsiniz. <3
BÖLÜM-4 YENİ BAŞLANGIÇLAR
"Geçmişin acılarını bugünde hissediyorsan, ona geçmiş diyemezsin."
Geçmiş öyle acımasızdır ki, nerede olursak olalım, hangi vakitte olursak olalım hiçbir zaman peşimizi bırakmaz. Hele ki günahlarımız... Kefaretini ödemediğimiz hiçbir günah peşimizi bırakmaz.
Ve şimdi yine umutlarımın enkaz altında kalmışlığına şahitlik ediyordum. Kurtulduğum o zindanı yine ruhumda hissediyordum. Boşunaydı bütün çabalarım. Boşunaydı tüm bu kaçışlarım. Yine günün sonunda kazanan o olacaktı. Şimdi ise yolun sonuna varmıştım ya da sonun yolundaydım.
Umutlarım içimde can çekişiyordu. Kanadı açılmamış kuş misali, en yüksek binanın çatısından uçmaya çalışıyordum. Her defasında yere çakılsam da pes etmiyordum. Ne kadar aldığım darbeler kanatsa da uçmaktan vazgeçmiyordum.
Başımı cama yaslamış, cama vuran yağmur damlalarını izliyordum. Gözümden akışı kesilmeyen gözyaşlarıma yağan yağmur eşlik ediyordu. Yağmur, şiddetini hızla arttırmaya devam ediyordu. Gözümde ki yaşlarda sanki yağmur ile yarışıyormuş gibi daha fazla akmaya devam ediyordu.
"Kes artık zırlamayı!" Babamın bağırması üzerine akmakta olan gözyaşlarımı elimin tersi ile sildim. Ben Harun' u beklerken, babam gelip bulmuştu beni. Nasıl bulduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Zaten önemli olan da beni bulmuş oluşu değildi. Şu an bana ne yapacak oluşuydu.
Evden beni zorla çıkarırken direnişlerim boşaydı. Yamaç'ın o anda gelip beni kurtarmasını o kadar çok bekledim ki, ama o da gelmedi. Belki de bu yüzden gelmedi. Babamın beni alıp götürmesini bekledi. Belki de o da Harun' un adamıydı. Belki de bu kadar yaptığı iyiliklerin hepsi palavraydı. Bana oynanan bir oyunun bir parçasıydı. Lakin en başta hatanın büyüğü bendeydi. Bu hayatta annemden başka güvenilecek kimsemin olmadığını öğrenmiş olmam lazımdı. En başında bana bunu öğreten babamdı zaten. Annem hayatta olmadığına göre, bu hayatta tek başımaydım. Yamaç'tan önce de bu zindanın içerisinde tek başımaydım. Altı senedir her şeye tek başıma göğüs germişken, şimdi de kimse elimden tutup kaldırmasa da üstesinden gelebilirdim. On sekizinde bir anda hayatı tepetaklak olup da güçlü biri olmanın ne demek olduğunu öğrendiğimden beri ikinci bir şahsa muhtaç değildim.
Babamın beni bara getirip Harun' unun önüne atmasını beklerken, evimize getirmişti. Bir an için beni Harun' a vermesinden vazgeçtiğinin düşüncesi ile içimde ki umutlar yeniden canlandı. Arabadan inip evin önünde durdum. Babam anahtar yardımı ile kapıyı açtığında içeriye girmem için yol açtı ve ben içeriye girdiğim de ise içeriye girip kapıyı kapattı. Tahmin ettiğimden fazla suskundu. Şu an beni dövmesini bekliyordum ancak o hâlâ daha susmaya devam ediyordu. Ya da yanılıyorum. Salona geçtiğimiz de montunu çıkartıp kanepenin üzerine gelişi güzel attı. Her hareketini kaçamak bakışlarla izliyordum. Şu an bana ne yapacağını bilmiyordum bu yüzden vücuduma nükseden müthiş bir korku vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERAY (RAFLARDA)
ChickLitUYARI: Feray wattpad üzerinde tekrardan yayımlanmaya başlandı. Düzenleme ve yazım süreci tamamlandığında yeniden raflarda olacak! Karanlığın çıkmazına sürüklenmiş bir kadın, O karanlığa âşık bir adam... Hapsolduğu karanlıktan kurtulmak için çırpınan...