1. BÖLÜM

901 53 66
                                    

-Woah... Denizden çok daha farklı.

Dedim karşımdaki evlere bakarken. Keşke sürgünde değil de sadece gezmek için gelmiş olsaydım. Bu daha iyi olurdu ama yine de bu cezanın tadını çıkaracaktım. Her ne kadar tehlikeli de olsa.

Elimdeki kağıtta yazan adrese son kez göz gezdirdim. Şimdiki sorunum bu adresi bulmak olacaktı.

Yoldan geçen birine sorsam söyler miydi acaba? Burada nasıl davranmam gerekiyordu? Keşke 1 haftalık eğitimimi iyice almış olsaydım...

-Merhaba?

Eğildim ve kalktım. Aklımda sadece bu kalmıştı.

-Buraya nasıl giderim? Yabancıyım.

Bayan beni süzmüş sonrada şaşkınlıkla bakmıştı.

-Gideceğin yerin burası olduğuna emin misin?

-Evet. Babamın benim için tuttuğu ev.

Soran olursa böyle dememi istemişlerdi. Baban kim derse ne diyecektim ki? Neyse ki sorgulamamış ve bana tarif etmişti. Aklını okuyabiliyor olmam iyiydi. Sadece zengin olduğumu ve şanslı olduğumu düşünmüştü. Bir de güzel demişti. Gülümseyip teşekkür ettim.

Eve doğru yürürken nedense gergin hissediyordum. Bir şey olacakmış gibiydi. Genelde de hislerimde yanılmazdım.

Olduğum yerde durdum. Etrafıma odaklandığım anda hissettiğim şeyle koşmaya başladım. Az önce dejavu denilen şeyi yaşamıştım sanırım. Arkamı dönmemle koşmam daha da hızlanmıştı. Erkek insan olmaz, erkek insan olmaz!

Ne kadar koştuysam artık kendimi evin önünde bulmuştum. Anahtarı alıp evin içine girmiştim. Okyanusu şimdiden özlemiştim. Hele geceleri çıktığım kayalık... Denizin kayalara vurduğundaki o ses beni rahatlatıyordu. Yine de böyle olacağını bilsem asla o hatayı yapmaz denizin en dibine girer bir daha çıkmazdım.

Evin bahçesinin kapısını açtığımda beni ilk karşılayan şey havuz olmuştu. En azından burada yüzebilirdim. Bunu düşündüğü için kraliçeye teşekkür etmeliydim sanırım.

Kafamdaki düşünceleri sildim. Evin içine girdim. Odaları tek tek dolaşırken fark ettiğim ilk şey duvarların mavi oluşuydu. Çok yabancılık çekmezdim en azından. Odama girdim. Burası evin diğer bölümlerinden farklıydı. Tavanında çok gerçekçi çizilmiş bir balina resmi vardı.

Ayrıca duvarda Soo Min'in benim için gizlice saatlerce uğraşarak çizdiği resmim vardı. kayalıkların birinde oturmuştum. Mavi kuyruğumun yarısı hala sudaydı. Arkam dönüktü. Mavi uzun saçlarım ise kuyruğumun başlangıcına kadar uzanıyordu. Gülümsedim.

Mutfağa geçtiğimde dolaplardan birinde bulunan not dikkatimi çekmişti.

Karada yiyebileceğin yemeklerden sadece birazı. Genelde en tatlılarını seçtim. Beğeneceğini düşünüyorum.

-Soo Min

Dolabı açtım. Dolapta türlü türlü yemekler vardı. Gerçekten güzel görünüyorlardı. Yemeklerin yanına kağıtla isimlerini de yazmıştı. Öğrenmem açısından gayet iyi bir fikirdi.

Yanında çikolatalı pasta yazan güzel görünen yemeği aldım. Çubuk kullanarak yenilecek bir şeye benzemiyordu. Çekmeceleri karıştırıp çatalı buldum ve öğretmenin bana tam 8 saat süren çatal kullanma dersini uygulamaya başladım. Tadı çok ama çok güzeldi!

Son anda masada gördüğüm not ise tüm mutluluğumu söndürmüştü. Hatta kesin olarak ölümüm imzalanmıştı. İşte şimdi binlerce elektrik balığının çarpmasını bu duruma tercih ederdim.

Tanıtım bölümü oldu. Umarım güzel olur. Umarım beğenirsiniz. Görüşürüz!

Bu arada kapak yapabilen biri varsa etiketler misiniz?

DENİZKIZI - MİN YOONGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin