5. BÖLÜM

384 40 138
                                    

Karaya çıkalı 2 hafta olmuştu. 2 hafta içinde çok kayda değer bir şey olmamıştı. Tabi Hana dışında.

Bir tane dişi insan arkadaşım olmuştu. O da Hana. 2 hafta içinde zaman onun sayesinde daha hızlı geçiyor gibi geliyordu. Benle sohbet ediyor, yemek yiyor ve fark etmese de bana yeni şeyler öğretiyordu ama en sevdiğim yanı ÇOK İYİ BİR DAMAK TADI VARDI! Bir sürü güzel şey yemiştim onun sayesinde.

Okuldaydım. Tarih dersinin bitmesine dakikalar kalmıştı. İnsanlar beklediğimden daha da gerideydiler. Cidden ben bile bunları çok iyi bilirken onlar nasıl bilmiyordu?

Ayrıca tarih dersinde olmamıza rağmen en büyük savaşlardan birini anlatmamışlardı. Deniz halkına  yaptıklarını ört bas ettikleri için artık birer efsaneye dönüşmüştük sanırım.

Son 4 dakika. Az kaldı.

Genelde kendimi Yoongi'yi okurken buluyordum. Okyanustayken okuduğum tüm kitaplardan güzel geliyordu. Gizemli ve eğlenceli. Bunu yapmamam gerekiyordu ama elimde değildi.

-Şişşt!

Yan sıradan kafama gelen kağıtla bakıştım bir süre. Hana atmıştı.

Acıktım.

Kağıda bakıp gülümsedim. Öğle arasına girecektik şimdi ve ben de çok acıkmıştım.

Gerçi Hana'nın dediğine göre midemde bir kara delik varmış. Bir gün yemek yerken patlamamdan korkuyormuş.  Bunu ilk söylediğinde çok korkup iki gün yemek yiyememiştim. Bunu fark ettiğinde sadece şaka yaptığını istesem bile gerçek olamayacağını söylemişti. Sonra ciddi sandığım için benle alay etmişti. Hala insanlarla iletişimim zayıftı yani. Anlayamıyordum.

Teneffüs zili çaldığında Hana'yla yemekhaneye inmiştik. Yemeklerimizi alıp her zamanki gibi herkesten uzak olan bir yere, köşeye, oturduk.

Nedense canım yemek istemiyordu. Yemekteki yosunlardan dolayı iştahım kaçmıştı.

-Neden yemiyorsun? Yoksa sevmiyor musun?
-Çok severim. Bilirsin genelde çok az yerim. Bugünde pek iştahım yok.

Hayır sizi yemeyeceğim, çok güzelsiniz yiyemem!

-Ciddi misin?

Daha fazla dayanamayacağım nefis görünüyor.

-Toboko ovot. Sonoçto-

Ağzımdakini yutup devam ettim.

-Sonuçta vücudumu korumam gerekiyormuş ve dediğini yapıyorum.

Bir kaşık daha aldım.

-Hiç aç değilim.

Sonra bir kaşık daha ve bir kaşık daha. Hana ise sadece gülmüş yemeğine devam etmişti.

-Kim Namjoon sana bakıyor. Neden?
-Farkındayım. Gözüyle yedi resmen.
-Niye çok mu acıkmış? Yemek götüreyim mi? Bir dakika seni yiyemez! Arkadaşsınız siz. Neden yiyor seni? Yemesin! NAMJOON ARKADAŞLARINI YEMEMELİSİN!

Diye yemekhanede bağırdığımda herkes bana bakmıştı. BTS denilen  grup bile gülüyordu. Sadece bir kişi hariç Namjoon bize çok kötü bakıyordu. Hana ise kolumdan tutup beni geri oturtmuştu.

-Napıyorsun?
-Seni yememeli. Sen tek dişi arkadaşımsın.
-Dişi mi?
-Önemli olan o mu şimdi? Ya seni pişirirse? Canın çok acır.

Hana birkaç saniye bana baktı ve sonra gülmeye başladı.

-Şakaysa komik.
-Hayır. Çok ciddiyim. Ne kadar da zalimce. Sonuçta aynı sırada oturuyorsunuz.
-Hadi kalk gidelim. İyi rezil olduk. Son iki ders beden. Üstümüzü değiştirip yüzme havuzunun oraya gideceğiz.

Okulda da mı dev akvaryum var?!

-Bir dakika okulun havuzu mu var?

-Evet geçen sene yapıldı. Üniversiteye girişimizde fazladan katkı sağlasın diye yapılmış. Çok büyük. Bugün de orada ders işleyecekmişiz. Hem biliyor olmalısın. Bay Kim geçen hafta söylemişti. 

Yoongi'nin düşünceleriyle ilgilenmekten duymamıştım sanırım. Bundan vazgeçemiyordum ve benim açımdan büyük sıkıntı olacak diye korkuyordum.

-Zil çalacak. Hemen gidip giyinelim.

Elimden tutup beni sürüklemeye başladığında nefesimi tuttum. Eğer yüzmemi isterlerse kesinlikle kimliğim açığa çıkacaktı.

Soyunma odasına geldik.

-Okulun özel mayosu bile var. Müdürümüz farklı olmayı seviyor. Sen almış mıydın?

-Hayır.

-Bende yedek var. Bedenlerimizde yakın sanırım. Bir dene.

Önüme mayo dediği şeyi atmıştı. Ben bunu nasıl giyecektim? Okul kıyafetini giymek için bile uzun uzun yazı yazmak zorunda kalmıştım.

*******

-Sıraya girin.

Bay Kim'in sesiyle havuzun kenarında hepimiz sıraya geçtik. Büyük tehlikedeydim. Ayağım suya değer değme anında kuyruğum çıkacaktı ve bundan nasıl kurtulacağım hakkında bir fikrim yoktu.

-Lee Jae Rim ve Jung Hoseok. İlk dalışı siz yapacaksınız.

Hayır, hayır, hayır! Hamsisiz suda yüzülmez!

-Ben girmesem olur mu Bay Kim?

-Neden?

Ne demeliydim? Hana'ya baktım. Rahatsız olduğumu anlamıştı. Nedenini düşünüyordu ama anlamıştı.

-Neden diye sordum öğrenci.

-Hocam onun su fobisi var. Kızarsınız diye ben zorladım ama girmemeli.

Hana öne çıkıp konuştuğunda gülümsedim. Sanırım doğru bir dişi arkadaş seçimi yapmıştım. Kurtulduğumu düşünüyordum. Tabii biri arkamdan beni havuza itene kadar.

Merhaba! Nasılsınız? Yazım hatalarım varsa özür dilerim. Bu bölümü yeollu_chan sayesinde yazdım. Çok teşekkürler knk. Kitaplarına bakın lütfen asla pişman olmazsınız. Kendisi lahmajoon eski sahibi

Tahminlerinizi alayım. Sizce ne olacak? Bu arada kitap nasıl gidiyor? Gerçi daha 5. bölüm ama olsun.

DENİZKIZI - MİN YOONGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin