10. BÖLÜM

318 33 142
                                    

-Bir saniye, bensiz oylama mı yaptınız?

Jungkook Jin'e kızıyordu. Oysa ortada oylama falan yoktu. Jin buna herkesten çok daha mükemmel olduğu için tek başına karar vermişti.

-Ben de yoktum! Hyung beni nasıl çağırmazsın?

-Jin hyung bize söylemek istediğin bir şey var mı?

Ben akıl okuyabildiğim için anlamıştım ama Namjoon nasıl anladı?

-Tamam, tamam. Hepinizden çok daha mükemmel olduğum için oylamayı kendi kendime yaptım.

-Ben zaten Jae Rim'le kalıyorum. Yoongi'nin kalmasına gerek yok. Hatta Yoora da bizimle kalsın. Tabii Jae Rim'de kabul ederse.

-Çok iyi bir fikir!

Demiştim. Eğlenceli olacaktı. Benim için çok zor ama yine de eğlenceli.

-Ama-

-Kalıyorsun dedik bitti. Siz eşyaları halledersiniz.

Ne kadar da kararlı bir kız. Noktayı koydu hemen. Mükem-  Namjoon'un düşüncelerini bölen Taehyung olmuştu.

-Hyung nereye bakıyorsun öyle büyülenmiş gibi?

-B-ben mi? Ben şey... Hah duvar! Duvara bakıyorum!

-Duvara mı? 

Hayır. Hana'ya bakıyordu. Neden söylemiyordu?

-Çok güzel bir balina resmi değil mi? Çok gerçekçi.

-Neden bu kadar telaş yaptın ve neden terledin?

Başka zaman ölsem umurunda olmaz! Sorma işte sorma!  Namjoon terini silip ayağa kalktı.

-Oda sıcak o yüzden terledim. Hadi gidelim. Daha yapacak bir sürü iş var. Mesaimiz başlamak üzere. Yoora, Taehyung kıyafetlerini getirecek.

-Neden ben?

-Cezalısın! Kendinize iyi bakın. Tekrar geçmiş olsun Jae Rim.

Kapıya ilerlemeye başladıklarında Hana'da ayağa kalktı.

-Ben geçireyim sizi.

Şimdi odada sadece ben ve Yoora vardı. Bir de rahatsız edici bir sessizlik. Yoora'nın yanakları yine nadir bulunan kırmızı mercan gibiydi ve beni acıktırıyordu.

-Yanakların neden hep kırmızı?

-Huh? Ş-şey...

-Utangaçlık ne demek bilmiyorum ama yanakların yüzünden acıkıyorum.

-Nasıl? Acıkıyor musun?

-Hiç doydun mu JaeJae?

Hana'nın sorusuna evet anlamında kafa salladım. Yemekten sonra doymuş oluyordum. Neden sormuştu ki?

-Taehyung kıyafetlerini getirene kadar nerede kalacağını kararlaştıralım.

Heyecanla ayağa kalktım. Benim odamda kalabilirdik. 2 tane yatak vardı. La Rin'le olan bir konuşmamızda neden iki yatak olduğunu sormuştum. Lazım olabilir demişti. 

-Ben bu odada kalırım. Sen de Hana'yla kal.

Böylece gece havuza girmek kolay olacaktı.

-Gerek yok.

-Burayı daha çok seviyorum.

Dedim. İkna etmek için biraz uğraştım. Sonunda kabul etmişti.

DENİZKIZI - MİN YOONGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin