-Bir saniye, bensiz oylama mı yaptınız?
Jungkook Jin'e kızıyordu. Oysa ortada oylama falan yoktu. Jin buna herkesten çok daha mükemmel olduğu için tek başına karar vermişti.
-Ben de yoktum! Hyung beni nasıl çağırmazsın?
-Jin hyung bize söylemek istediğin bir şey var mı?
Ben akıl okuyabildiğim için anlamıştım ama Namjoon nasıl anladı?
-Tamam, tamam. Hepinizden çok daha mükemmel olduğum için oylamayı kendi kendime yaptım.
-Ben zaten Jae Rim'le kalıyorum. Yoongi'nin kalmasına gerek yok. Hatta Yoora da bizimle kalsın. Tabii Jae Rim'de kabul ederse.
-Çok iyi bir fikir!
Demiştim. Eğlenceli olacaktı. Benim için çok zor ama yine de eğlenceli.
-Ama-
-Kalıyorsun dedik bitti. Siz eşyaları halledersiniz.
Ne kadar da kararlı bir kız. Noktayı koydu hemen. Mükem- Namjoon'un düşüncelerini bölen Taehyung olmuştu.
-Hyung nereye bakıyorsun öyle büyülenmiş gibi?
-B-ben mi? Ben şey... Hah duvar! Duvara bakıyorum!
-Duvara mı?
Hayır. Hana'ya bakıyordu. Neden söylemiyordu?
-Çok güzel bir balina resmi değil mi? Çok gerçekçi.
-Neden bu kadar telaş yaptın ve neden terledin?
Başka zaman ölsem umurunda olmaz! Sorma işte sorma! Namjoon terini silip ayağa kalktı.
-Oda sıcak o yüzden terledim. Hadi gidelim. Daha yapacak bir sürü iş var. Mesaimiz başlamak üzere. Yoora, Taehyung kıyafetlerini getirecek.
-Neden ben?
-Cezalısın! Kendinize iyi bakın. Tekrar geçmiş olsun Jae Rim.
Kapıya ilerlemeye başladıklarında Hana'da ayağa kalktı.
-Ben geçireyim sizi.
Şimdi odada sadece ben ve Yoora vardı. Bir de rahatsız edici bir sessizlik. Yoora'nın yanakları yine nadir bulunan kırmızı mercan gibiydi ve beni acıktırıyordu.
-Yanakların neden hep kırmızı?
-Huh? Ş-şey...
-Utangaçlık ne demek bilmiyorum ama yanakların yüzünden acıkıyorum.
-Nasıl? Acıkıyor musun?
-Hiç doydun mu JaeJae?
Hana'nın sorusuna evet anlamında kafa salladım. Yemekten sonra doymuş oluyordum. Neden sormuştu ki?
-Taehyung kıyafetlerini getirene kadar nerede kalacağını kararlaştıralım.
Heyecanla ayağa kalktım. Benim odamda kalabilirdik. 2 tane yatak vardı. La Rin'le olan bir konuşmamızda neden iki yatak olduğunu sormuştum. Lazım olabilir demişti.
-Ben bu odada kalırım. Sen de Hana'yla kal.
Böylece gece havuza girmek kolay olacaktı.
-Gerek yok.
-Burayı daha çok seviyorum.
Dedim. İkna etmek için biraz uğraştım. Sonunda kabul etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZKIZI - MİN YOONGİ
FanfictionHerkes denizkızı efsanesini az çok biliyordur değil mi? Okyanusun en dibinde bulunduğu söylenen ama varlığı kanıtlanamayan o efsanevi varlıklar...O zaman size bir efsanenin hikayesini anlatacağım. Kapak: @taeknoloji_ @yeollu_chan ithafen yazılmıştır...