Okulun başlamasına iki gün kala hayatımı sevdiklerimle doldurmaya çalışıyordum. Küçük kardeşimin ve en yakın arkadaşımı ziyaret etmek gibi...
Aslında ikisi de benim kardeşimdi. Onlarla büyümüştüm. Sadece o aptal trafik kazası yüzünden onları kaybetmiştim. Bu bizim için bir engel değildi. Ben mezarlarına gittiğimde ve onlarla konuştuğumda beni duyduklarını biliyordum. Bana beni sevdiklerini söylediklerini duyabiliyordum.
Bunları yapardık. Birbirimize sevdiğimizi söylerdik ve sürekli sohbet ederdik. Yastık savaşları, boya savaşları, turta savaşları.Hepsini yapardık. Aslında şimdi de yapıyoruz.
Yalnızca, artık rüyalarımda yapıyoruz.
Ah, bunları sadece Gökçe'yle yapardık. Bu sırada küçük kardeşim Yaren uyurdu.
Şimdi olduğu gibi...
Onlar sadece uyuyorlar. Bir gün onlarla buluşacağımı biliyorum, açıkçası bazen keşke ben de onlar gibi uyusam ve bir kereliğine de olsa yüzlerini tekrar görebilsem diyorum. Ama Gökçe'ye söz vermiştim. Ben güçlüydüm. Yani öyle olmak zorundaydım...
Aleda, 17 yaş doğumgününde en yakın arkadaşını ve kız kardeşini kaybetmiş o zavallı kız. Küçük kardeşini kaybettiğinde annesinin kafayı yiyip işkolik birine dönüştüğü kız.
Bunlara rağmen hala güçlü olduğunu zanneden kız. O bendim. Kimse bana zavallı demiyordu, güçlü gibi görünen bedenimin altındaki zavallı kız onlarla konuşmamıştı daha. Her zaman güçlü Aleda konuşmuştu ve hep de o konuşacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTURSAM SEV
Romance''Ne sen benim aşık olabileceğim birisin, ne de ben sana aşık olacak bir aptal... Saçmalık."