2.BÖLÜM:ANNE BABA

303 120 364
                                    

2.BÖLÜM:ANNE BABA OLMAK 

Fahriye hanım yavaş yavaş gözünü açtı, aklı daha başına gelmemişti. Odada bir takım fısıldamalar duydu kimden geldiğini bilmeden. "Biz bile zanlı sayılır olmuşuz, ne yapmışız da bizi suçlarlar?"  dedi Muhsin. 

"Hasta odasında konuşulacak şey değil bunlar eninde sonunda katil ortaya çıkacak, şimdiki önceliğimiz ağabeyimizi kurtarmak olmalı. Doktor şikâyetçi olursa ceza evine bile girebilir."

"Kardeşimi en erken zamanda çıkartmak için avukatları araştırmaya başladım bile sen merak etme Hilal !"

Bu söylenenleri duyan Fahriye bir anda ayağa kalkmak için harekete geçti. Kızı yaşam mücadelesindeyken, bir de kocası karakoldaydı belki de gözaltına bile alınmıştı. Ağlamak istiyordu delice kendini kaybedene kadar ağlamak. Neden, diye düşünüyordu. Tüm kötü olaylar art arda geliyor sanki dertleri bir kartopu ve hiç bitmeyen bir yokuşta hareket ediyordu. Hareket ettikçe büyüyor, önüne ne gelirse yok edecek büyüklükte olmaya başlamıştı. Korkuyordu kadın bu dertler arasında yuvasının yok olacağından. Korkuyordu çünkü yalnız kalmıştı.

Aygül eltisinin uyanmış olduğunu hatta ayağa kalkmaya çalıştığını gördü. "Fahriye abla uyanmış! Sonunda. İyisin değil mi?"

Fahriye, zoraki çıkan sesiyle: "İyim Aygül! Hakan... Hakan'a bakmaya gidelim, o ne haldedir? Bize, bana ihtiyacı vardır mutlaka!" deyince Muhsin, yengesinin çabasıyla: "Yenge sakin ol! Merak etme o iyi, yalnız da değil; Ali, Davut ve Hatice ablam yanında!" dedi.

Hilal ağlamaklı bir ses tonuyla Fahriye'nin yanına yaklaştı ve sanki gizli bir şey söyleyecek gibi: "Abla lütfen sen bari sakin kal! Sanırım ailemizi daha kötü günler bekliyor!" deyince Fahriye içinden düşündü daha ne kötü olabilirdi ki?

Yuvasındaki herkes bir tufana kapılmış bambaşka yerlere savruluyordu. Üç kişilik çekirdek ailesinin tüm fertleri bambaşka yerde, bambaşka durumdaydı. Fahriye hanım yuvasını onarmalı, hatta daha zor olanı yapıp yuvasını toparlamalıydı. Bunu başarmak zorundaydı kadın yoksa daha da kötüsü olacaktı. Eğer yuvasını toparlayamazsa... Kötü olanları düşünmedi kadın. Başaracaktı, tek kalsa da yanında destek vereni olmasa da yuvasını toplayacaktı ve eski mutlu günlerine geri dönecekti. Hilal haklıydı sakin olmalıydı kocasının yaptığı hata ortadaydı. Şu durumda öfke sadece zarar verirdi. Sakin ve temkinli olmalıydı. Çünkü tek umut oydu.

"Benim telefonum nerde?" Aygül, onun çantasını işaret ederken: "Telefonun çantanda mıydı abla?" diye sordu.

Fahriye evet anlamında kafasını salladı. "Çantan burada abla buyur!" diyerek çantayı ona getirdi.

Muhsin bu arada ifade için Fahriye'nin uyanmasını bekleyen polisleri hatırladı ve yengesine durumu haber verdi. "Yenge polisler senin de ifadeni almak için dışarıda bekliyorlar. Doktor şikâyetçi olmuş sanırım!"dedi.

Fahriye önce avukatla konuşmak istiyordu. Kızının fişinin çekilmesi, açılan davanın seyrini de değiştirebilirdi. Kocasının Cem'e olan davranışı yanlış ve abartıydı fakat hastanenin, hastane çalışanların ihmali (hatası) yok muydu?

"Alo Avukat Atilla Ölmez'le mi görüşüyorum?"

"Evet, buyurun hanımefendi!"

"Ben Aybüke Günel'in annesi Fahriye Günel! Telefonla anlatamayacağım olaylar oldu. Eşim emniyette gözaltında olabilir. Ben eğitim araştırma hastanesinde müşahede altındayım buraya gelebilir misin?"

"Fahriye Hanım benim bir saatlik bir işim var. Oraya saat 13.30 da gelebilirim." Fahriye saate bakar saat 12.08 ' dir. Avukat gelinceye kadar polis onun ifadesini çoktan alırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 08, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin