1.BÖLÜM: ÇIKMAZ SOKAK

602 79 211
                                    

1.BÖLÜM:ÇIKMAZ SOKAK

🎶Ava Max- So Am I 🎶

13/04/2019
-Salı

Yanlızlığın bir kaçış olduğunu düşünürdüm ama aslında bize
dayattıkları hayatın milyonlarca sonucundan biri olduğunu yaşayarak anladım.

Şimdi de o sonucu kabullenmek zorunda olduğum bir dünyanın içindeyim. Keşke diyorum yaşanılması kolay olan bir gezegende annemin rahmine düşseydim .

Belki o zaman hayatım daha katlanılabilir bir hale gelebilirdi.

Yıllardır yaşadığım yalnızlık , zaman kavramını yutup sonsuzluğa yürüyordu. Ben bu yolda yalın ayak olsam da ışığa doğru koşmak için yolun sonundaki umuda tutundum. Ayaklarıma batan can kırıklarım olsa da beni ayakta tutan , ruhu boşlukta savrulan biri var.

Düşünme artık Leviz.

Düşünme.

Düşünme.

Düşündüklerim ruhuma o kadar ağır gelmeye başladı ki kendimi eve sığdıramadım. Yıkık dökük , küçük evimden tonlarca ağırlığındaki ruhumu sokağa taşırdım.

Geceyarısı olduğundan karanlık sokakta hiçkimse yoktu. Bu gece de gökyüzü ve ben yalnızlık kokuyorduk.

En acısı da ne biliyor musunuz?
Bunun ilk olmadığı gibi son da olmaması.

Evime bir hayli uzakta olan , hiçbir çocuğun uğramadığı, bir uzun zamandır benim ayak seslerimle kaplanan, ağlayışlarıma, hüzün kokan tebessümlerime, kuramadığım hayallerime şahitlik eden kırık dökük parka doğru yürüdüm.

Attığım her adımda anılarım
ölü bir insan gibi su yüzüne çıkıyordu ve bu beni dibe çekiyordu.

Ne zaman icimdeki cesetlerin üstüne toprak atıp yok olmalarını istesem , o toprağın altında kendimi buluyor , bir avuç toprağın altında çırpınan çaresizlik karesi görüyordum.

Ben gülümsemeyi, yaşamayı, sevmeyi , insan olmayı, insan gibi yaşamayı unuttum. Nefes aldığım her an hayattaki yerimi sorguladım . Nefes almayı hak edip etmediğimi düşündüm.

Ruhumun sırtlandığı yük o kadar azap verici ki her an ensemde nefesimi kesecek bir el bekliyor sanki.Herhangi bir yanlışımda boğazıma sarılacak ,ölüm kokan elleri ile beni ölüme sunacak , ölüme susamış gibi.

Yürümekten bitkin düşen vücudumu parkın yıkık dökük merdivenlerine bıraktım. Tek dayanağım olan ayaklarım da
bana ihanet edercesine adım atmıyordu.

Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda tek bir yıldız bile olmadığını fark ettim.Hava iyice soğumaya başlamış ve heran yağmur yağacak gibi bir soğukluk sarmıştı gökyüzünü.

Hava o kadar fazla soğudu ki parmaklarımı hisedemez hale geldim. Yaşlanmış ruhumdan bir asır bırakıp merdivenden kalktim.

Ne kadar küçük olsa da adımlarım, parmak uçlarıma kadar dolan acılarım attığım her adımın hakkını alıyordu bedenimden.

İyice ağırlaşan bulutlar içinde biriktirdikleri gözyaşlarını yüklü omuzlarıma damla damla akıttı.o kadar çok isterdim ki bütün acılarımı alıp yerin yedi kat dibine götürüp, orada hapsetsinler. Biraz olsun azalsın yüküm , dinsin acılarım, sussun kafamdaki dinmeyen fırtınalar , bıraksın artık yakamı nalet olası kötü düşünen düşüncelerim...

ESARET ALTINDAKİ RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin