1. Bölüm: Asla

776 181 132
                                    

Hız, yamaçtan aşağı yuvarlanır gibi bilinçsizce, olduğun zaman, olduğun yer her şey kaybolur. Görüşün, duyma yetin, hissedemezsin ve bir anda olayların içinde hapsolmuş bulursun kendini, kontrol kaybedilmiştir.

Bazı zamanlar bir şekilde adlandıramadığım bu duyguyu, hissi hayatımın belirli kısımlarında bulmuştum. Bazen öylesine bir yerde kitap okurken, bazen arkadaşlarımla konuşuyorken, yemek yerken... Bilincimin kaybolduğu ve asla tanımlayamadığım zamanlar öylesine dururken ya da bazen uyurken dalıp gider bambaşka bir yerde bulurdum kendimi. Çevremde olup bitenlerden habersiz, duyularını kaybetmiş bir şekilde. Çok uzun sürmezdi dalıp gitmelerim birisi bana dokunduğu an uyanırdım. Hayal gücüm çok kısa bir süre içerisinde beni farklı diyarlarda gezdirir sonra aldığı yere geri bırakırdı.

                                                                              ***

Karanlık, hiçbir şey görmüyorum. Bir sokağın ortasındayım. Etrafım yüksek duvarlarla çevrili, kafamın üzerinde bozuk, yarım yamalak aydınlatan bir sokak lambası var. Ne işim var burada? Sesler duyuyorum, kavga sesleri bir kızın acı dolu çığlığı yankılanıyor kulaklarımda. Ayaklarım sese doğru çekiliyor bir anda olayların ortasında buluyorum kendimi. Yirmili yaşların sonunda iki adam var ellerinde çakı tutuyorlar. Biri kızın saçlarını almış ellerine, öfkeyle bağırıyor. Bir şeyler istiyorlar. Ne olduğunu anlamıyorum. Tehdit ediyorlar kızı, yüzünü gördüğüm anda tanıyorum onu. Selin, ne istiyorlar ondan, ne işi var burada? Acı dolu bir şeyler söylüyor. O kadar ağlıyor ki söylediği hiçbir şey anlaşılmıyor. Diğerinden daha büyük olan adam "Söyle nerede? Şansını fazla zorluyorsun." Çakıyı Selin'in boğazına tutuyor. Diğer adam hiçbir şey yapmadan izliyor onları. "Asla." Diyor Selin. Bir anda her şey kararıyor.

Şiddetli bir baş ağrısıyla uyandım. Başım o kadar ağrıyordu ki her zaman başucumda olan ağrı kesiciden bir tane yutup ardından da su içtim. Rüya mıydı? O kadar gerçekçiydi ki gecenin soğuğunu hissettiğime yemin edebilirim.

Etrafa bakındım, daha gün doğmamıştı. Telefonu elime alıp saate baktım 06.45'idi. Dersin başlamasına daha saatler olduğu için yeniden koydum başımı yastığa. Selin arkadaşımdı. Uzun zamandır konuşmuyor olsak da. Üniversiteye  başladığım ilk zamanlarda hep en yakınım olmuştu. Sürekli beraber gezer beraber gülerdik. Sonra nasıl olduysa aramız açıldı. O farklı insanlarla arkadaşlık kurdu bir düşmanlığımız olmadı ama yine de arkadaşlık bağımız koptu. Bu duruma üzülüyorum önceden o kadar güzeldi ki şuan çok uzak geliyor her şey. Deli dolu, neşeli ele avuca sığmayan, kendini sürekli geliştiren ve asla pes etmeyen bir kızdı.

Düşünüp durdum sürekli sağa sola döndüm bir türlü uyku tutmadı. Belki de üzerime çöken bu kasvet geçmişin getirdiği anılardı ve geçmiş hatırlandığı zaman insana acı verirdi. Uyuyamadığıma karar verdiğim de kalktım yataktan. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Nasıl olsa daha çok zamanım vardı keyfini süre süre uzun bir duş aldım. Garip bir şekilde her zaman su beni rahatlatmıştır üzerimden akıp giden damlalar yanında düşüncelerimi de alıp götürür beni sakinleştirirdi. İşim bittiğinde mutfağa gittim annem kalkmış kahvaltı hazırlıyordu. Arkasından gelip beline sarıldım.

 Ah o anne kokusu o kadar güzeldi ki en çok huzur bulduğum yer burasıydı ve bu koku insana umut veriyordu, eğer bu kokuyu alıyorsanız her şeyi başaracağınıza daima inanın. "Günaydın annem." Yanağına bir öpücük kondurdum. "Günaydın bal kızım." Kokusunda can bulduğum, hayata bağlandığım kadın. Anneme çok düşkünümdür, hani derler ya kız evlat öz evlattır diye annem hep öyle der. Bir sıkıntımız olduğunda hep birbirimize koşarız. Belki de bu kadar yakın olmamızın sebebi yaralarımızı beraber sarmamızdır. Hep düşünürüm annem olmasa ben ne yapardım diye varlığına binlerce kez şükürler olsun. Her zamanki gibi erkenden kalkmış işe gitmek için hazırlanıyor. Masayı hazırlamasına yardım ediyorum, kahvaltı yapmasam da.

Rüya KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin