3. Bölüm: Hadi başlayalım

309 130 45
                                    


Merhaba! Yeni bölüm sizlerle.

Küçüklüğümden beridir rüyaların varlığına, anlamına inanan biriydim. Rüyalar benim için bambaşka bir boyut, belki de gerçek hayatta ulaşamadığım şeylerin varlığına rüya da kavuştuğum için.

Genelikle fantastik rüyalar görürüm, izlediğim filmlerin etkisini rüyalarım da bulurum da diyebiliriz. Bunu hep hayatımda bir heyecan olmadığı için macera duygumun rüyalarıma yansıdığını düşünmüşümdür. Hatta rüyalarım da oldukça aktif bir hayatım var. Bazen bir grup içerisinde bulduğumuz şifreleri çözüp, insanları kurtarıyoruz. Bazen özellikle o filmlerin etkisiyle özel güçlerim oluyor ve yaratıklarla savaşıyorum. Kısacası rüyalarım benim bütün hayal gücümü kapsıyor.

Ama bu sefer ki oldukça farklı  buna reenkarnasyon mu deniliyor? Çünkü ben bu anı, bu kolyeyi bir yerde gördüğüme eminim. Hafızam bana zorluklar çıkarıyor. Eminim, evet kesinlikle eminim ben bu kolyeyi gördüm. Hatta ilk gördüğüm de bir özelliği olmamasına rağmen ben de uyandırdığı hissi de hatırlıyorum. İçim sıcacık olmuştu, şuan olduğu gibi.

Elim hala kolye ucunda dururken, kolyenin sahibini tamamen unuttum.

"Özel olmasa sana verebilirdim." Hı, ney? Ben yerde oturmaya devam ederken, o bunu umursamadı. Uzattığı eli yeni fark edip, elinden tuttum. Ah kesinlikle sıcaktı, hem de bu soğukta, benim ellerim her zaman buz gibi olurdu. Elime dokunduğunda soğuğu hissettiğine eminim ama belli etmedi. Onun yardımıyla ayağa kalktım.

Uzundu birazcık, boyumun uzun olmasına rağmen ancak omzuna gelebildim. "Ellerin kanıyor, başka bir yerinde sorun var mı?" Ellerim soyulmuş  ve kanıyordu, ama ciddi de sayılmazdı. Onda bir sıkıntı var mı diye baktım dizi soyulmuştu. Muhtemelen düştüğümüz de kaldırıma çarpmıştı. "Dizin nasıl?" Daha yeni fark ediyormuş gibi dizine baktı. "Ah sıkıntı yok."

"Alya, iyi misin?"

Etrafımıza insanların birikmesi canımı sıksa da belli etmemeye çalıştım, göz önünde olmaktan nefret ediyorum.

"Alya?"

Derya'nın meraklı sesini duyduğum da arkamı döndüm koşarak buraya geliyordu arkasında da İrem ve Gizem vardı. İlk önce yanıma ulaşan Derya oldu. Hızla bir hasar kontrolü yaptı, bir şey olmadığını anlayınca rahat bir nefes verdi.  İrem, "Kızım pat diye ayrılıyorsun yanımızdan sonra bir bakıyorum araba Ovv.."  Yanımda ki oğlanı görünce lafı yarım kaldı. O sırada yanımıza ulaşan Gizem bir sorun olmadığını anlayınca sarıldı. Duygusal bir kızdı ve her şeyden öte sevgi doluydu. 

"Tamam kızlar sorun yok, iyiyim."

 Gizem bana sarılmaya devam ederken uzaktan bizi izleyen Selin'i gördüm, gözlerini hiç ayırmadan burayı izliyordu. Niye gelmedi ki buraya? Tahmin etmek zor değil. Hiçbir şey olmamış gibi baksa da gözlerinden korktuğunu anlayabiliyordum onu o kadar iyi tanıyordum ki kimseye belli etmese de şuan bakışların da kırgınlık vardı. Arkasını döndü evet işte biliyorum o da biliyordu ki onu çok iyi tanıyorum o söylemese de gözlerinden anlardım ben ne hissettiğini. Bu yüzden döndü arkasını o kırgınlığı görmeyeyim diye. Bir süre bekledikten sonra yürümeye başladı, kaybolana kadar izledim onu. Kızlar kolumdan tutup beni kaldırıma sürüklemişti. 

"Ellerine baktırmayı unutma." sesin sahibine döndüm ben seni nasıl unutabildim? 

"Sen de dizlerine." Gülümseyip dizlerine baktı. "Onlar sapasağlam." İstemsizce ben de gülümsedim. "Sen yine de baktır ve teşekkür ederim." Elleriyle referans yapıp güldü. 

"Görevimiz." Buna ciddi ciddi güldüm.  O da yanımızdan tamamen ayrıldı. 

***

"Ah kahramanım!"

Rüya KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin