Bölüm 9: (BASKIN)

345 34 42
                                    

HEY! Hey hey heyyyy
Merhabalarr
Ben geldim. Hem de yeni bir bölümleee.
Eğer bölümü severseniz yorumları ♡'le taçlandırmaya ne dersiniz?
Valla ben tamam derim.
İyi okumalar:)

Silah sesinden sonra oluşan bir kaç saniyelik durgunluk yerini büyük çaplı bir kargaşaya bırakmıştı. İçime işleyen ve büyük ihtimalle bir süre daha peşimi bırakmayacak olan bu korku, buram buram yaymıştı kokusunu etrafa.

Ben dur diyene kadar devam edecekti aramızda ki bu savaş. Onların hırsları bir yangın gibi büyüyüp hepimizi tek tek yakacaktı ve geriye sadece bir enkaz bırakacaktı. Anında önümüze dağılan korumalar kapıya doğru siper almış, oluşabilecek herhangi bir saldırıya karşı önlem alıyorlardı.

Tekmeyle açılan kapının her iki tarafı da duvara sertçe vurmuş, amcamları ve arkalarında ki korumaları gün yüzüne çıkarmıştı. Alkın'ın arkasından hafifçe kafamı çıkarıp, dikkatle bakmıştım onlara. Tüm korumalar bize doğru siper almış, onların tam ortalarında duran Arif Abi'den ve amcamdan herhangi bir komut bekliyorlardı. Aradığım ve görmek istediğim tek bir kişi vardı aralarında.

Feza.

Ne yapmışlardı ona? Zarar vermişler miydi? Hiçbir fikrim yoktu. Anlamışlardı benim kaçmama yardım ettiğini. Para için kendi öz kardeşine kıyabilir miydi Arif Abi? Bundan da hiç emin değildim.

Kafasını hafifçe yana eğen Arif Abi'nin gözleri görmek istediği kişiyi esir almıştı.

Yani beni.

Tek kaşını havaya kaldırmış,oraya ne zaman koyduğumu bilmediğim, Alkın'ın kazağını tutan elime bakmaya başladığında hafifçe gülmüştü. Onun bu kadar komiğine giden neydi?

Alkın kafasını bana doğru döndürmüş, kenardan çıkan kafama doğru bakmıştı. Büyük ihtimalle Arif Abi'yi fark etmiş ama bana doğru bakmasına ihtimal vermemişti. Bir kaç saniye şaşkınca bana doğru baktıktan sonra suratı kasılmış ve kafasını tekrar ona doğru döndürmüştü.

Bileğimden tuttuğu gibi beni hemen sağ tarafta bulunan mutfağa sokmuş ve ardından buradan çıkmamam gerektiğini beş-on defa tekrarlamıştı.

Bilmiyordu ki Arif Abi zaten bana zarar vermezdi. Eğer bana herhangi bir zarar gelirse bu düğün gerçekleşmeyecekti. Tam kapının eşiğinden çıkmıştı ki aniden arkasını dönüp 'Sakın camlara da yanaşma' dedi. Gülümsememe engel olamamış kafamla onaylamıştım onu. Uzun zamandır görmediğim bu ilgi iyi geliyordu bana. Az bir zaman sürecek olsa da hoşuma gidiyordu. Alkın bir süre neden gülümsediğime anlam vermemiş ardından kapıyı üstüme çekip gitmişti.

Görünmeyecek derecede cama yaklaşıp izliyordum avluyu. Öylece oturup Alkın'ın dediğini yapamazdım.

İlyas amca, Arif Abi ve amcamla konuşuyordu. Sinirlendiği her haliyle belliydi. Alkın da büyük adımlarla dedisine doğru gitmiş, onun yanında yer almıştı. Bu işin sonunda elbet bir sorun çıkacaktı. Sonuçta Arif Abi ve amcam beni almadan bu konağı terk etmezlerdi. Buraya onlarca adamla gelip İlyas amcanın karşısına çıkmak onlar için küçük bir şey değildi.

Normal ve sakince konuşurlarken ne olduğunu anlamadan Alkın bir anda Arif Abi'nin üstüne atladı ve yumruğuyla Arif Abi'yi yere düşürdü. Endişelenmiş bir şekilde kapıdan çıkıp çıkmama arasında kalmıştım ama eğer çıkarsam Alkın'ın ne kadar sinirleneceğini düşünüp bu girişimden vazgeçmiştim.

İlyas amca Alkın'ı hemen kenara almış ve birşeyler söylemişti. Ne dediğini anlayamamıştım ama Alkın zoraki bir şekilde ikna olmuş gibi kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin