Bölüm 12

23K 1.7K 3.4K
                                    

Parachute
The Mess I Made (2009)

Should've kissed you there
I should've held your face
I should've watched those eyes
Instead of run in place
I should've called you out
I should've said your name
I should've turned around
I should've looked again

      Harry, Draco'yu uyandırdıktan sonra oyalanmadan okula döndüler. Yatakhaneye ulaştıklarında diğer öğrenciler yeni yeni uyanıyorlardı. İkisi şüphelere sebep olmamak için kendi odalarına gidip arkadaşlarına göründüler. Sözde biraz erken uyanmış, acıktıkları için erkenden mutfağa inmişlerdi. Zaten Ron da, Blaise de bu bahaneyi didikleyemeyecek kadar uykuluydular.

      Harry aceleyle duşunu alıp hazırlandıktan sonra odadan çıktı. Blaise'in ortak salondan gelen kahkahasını duyduğunda hemen Draco'nun odasına gitti. Kapıyı çalmadan araladığında Draco üstünü giyiyordu. Nemli saçları duştan yeni çıktığını gösteriyordu ama Harry, bunu ilginç buldu. Çünkü onun saçlarının düzensiz olduğuna pek rastlamıyordu. Kurttan insana dönüştüğünde bile ayrı bir havası olduğunu düşünmüştü.

      Draco onu fark ettiğinde gülümsedi. "Hayret, kravatını bağlamışsın."

      "Yolda düşürmeyeyim dedim," diyerek kapıyı kapattı Harry. Sonra elindeki paketi kaldırdı. "Yiyecek bir şeyler getirdim. Daha doğrusu Kreacher getirdi ama kendime pay çıkarabilirim bence," diye açıklarken elindekini masaya bıraktı.

      "Teşekkür ederim," derken gömleğini geçirdi üstüne. O kadar bitkin ve perişan hissediyordu ki Harry'nin onu bu şekilde izlemesi kötü hissettiriyordu. Ancak kendisi için yaptıklarından sonra ona kaba davranacak, onu kovacak falan değildi. En azından Harry'nin bakışlarında gördüğü şeyin 'acıma' olmadığını biliyordu. Onu anlıyordu.

      Gömleğinin düğmelerini kapamak üzereyken Harry kendini tutamayıp yaklaştı ve ellerini tutup engel oldu. Sonra önünü biraz açıp belinin yan tarafındaki ufak çiziklere baktı. Sonra diğer taraftakilere bakıp derin bir nefes alarak başını kaldırdı, bakışlarıyla buluştu. "Sanırım patilerimi kontrol etmeyi öğrenmem gerekiyor," dedi, suçlu bir tonda.

      Draco bu duyduğuna istemsiz gülümsedi. "Endişelenme," dedi. "Hatırlamıyor olabilirim ama içimden bir ses geçirdiğim en rahat gece olduğunu söylüyor."

      "Neyse ki bir sonrakinin en iyisi olacağından eminiz," dedikten sonra gömleğini özgür bıraktı. "Blaise görmedi mi?"

      "Görmedi," dedikten sonra bakışlarını Harry'den ayırmadan düğmeleri iliklemeye başlamıştı. "Görürse de aşk yaraları olduğunu söylerim artık," diyerek sırıttı. "Vahşileşiyormuşsun falan."

      Harry ne kastettiğini gecikmeli anladığında elinin tersiyle karnına vuruverdi. "Çok ayıp," dedi ciddi bir tonda. "Kendimden daha iyisini beklerim," dediğinde Draco'yu şaşırttığını biliyordu. "En azından diş izleri bırakırım diye düşünüyorum."

      Draco kahkaha atarak, "İddialı," dedi. "Göreceğiz artık." İkisi de sessizliğe gömülüp birbirlerine boş bakışlar atmaya başladılar. Göreceğiz?

      Sessizliğin ardından Harry imalı bir sırıtış yerleştirdi yüzüne. "Sanmıyorum," diye mırıldandı. Tıpkı geçen gece ortak salonda Draco'nun söylediği gibi. Sahte bir ilişkiydi sonuçta, değil mi?

      "Ah," derken Draco elini kendi kalbinin üzerine koydu. "Bu acıttı, Potter," dedi, sırıtarak.

      "Çoğu gerçek gibi, Malfoy." Harry, yüzünde bir gülümsemeyle elini kaldırıp Draco'nun saçlarıyla uğraştı biraz. "Dağınık bırak."

Secret of Malfoy | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin