Bölüm 19

20.4K 1.5K 3.4K
                                    

Sam Smith
Fire on Fire (2018)

      Pazar gecesi Harry ve Draco hala dinleniyorlarken, diğerleri ortak salonda eğleniyorlardı. O noktaya nasıl geldiklerini hiçbiri bilmiyordu ama gecenin sonuna doğru doğruluk ve cesaret oynamaya başlamışlardı. Herkes şöminenin önünde daire kuracak şekilde oturmuştu ve sıra kimdeyse birini seçip köşeye sıkıştıracak şeyler sormaya, yaptırmaya çalışıyordu. Blaise'in altıncı sınıf bir Ravenclaw'dan hoşlandığı ortaya çıkmıştı. Kız hakkında sadece sarışın olduğunu öğrenebildiler. Görünüşe bakılırsa Neville, Nathaniel ile flörtleşiyordu. Hermione, dördüncü sınıfta Ron'u nasıl kıskandığını itiraf etmek zorunda kalmıştı. Seamus cesaret seçtiğinde Dean ile öpüşmek zorunda bırakıldı. O saniyelerden sonra çıkardıkları gürültü yatakhanelere kadar ulaşmıştı.

      Sorma sırası Pansy'ye geldiğinde kimi köşeye sıkıştırmak istediğini düşünürken, Hermione'nin bakışları bir yere sabitlendi. "Hey!" dedi uyarır tonda. "Yatıyor olmanız gerekiyordu!" Bakışlar Harry ve Draco'yu bulduğunda şömine önündeki çembere yaklaşıyorlardı.

      "Çok gürültü yapıyorsunuz, mümkün mü dinlenmek?" derken Draco çemberin ardında kalan, Ron'un sırtını yasladığı koltuğa oturdu ve bacağıyla Ron'u ittirmeye çalışarak Harry'ye yer açtı.

      "Hani sessizlik büyüleri falan var," derken biraz kenara kaydı Ron.

      Harry, Draco'nun yanına oturup omuz silkti. "Bizi odaya tıkıp burada kendi aranızda eğleniyorsunuz," dedi. "Çok ayıp."

      "Yanınıza gelince de kovuyorsunuz ama," diye itiraz etti Blaise.

      Draco göz devirdi. "Gitmek bilmiyorsunuz ve çok boş yapıyorsunuz."

      "Boş yapıyoruz öyle mi?" diye sordu Pansy, imalı bir şekilde. Ardından bir pislik geleceği mesajını vermişti resmen. "Yıllarca Potter'ın boş yaptığını söyleyip durmuyor muydun sen?"

      Harry bakışlarını Draco'ya çevirdi ve sorarcasına kaşlarını kaldırdı. Draco ise rahat bir şekilde sırıttı. "O kollarımda olmadan önceydi," diye cevapladı. "Hala boş konuşuyor ama en azından benimle konuşuyor. İşine bak, Pans, beni sıkıştıramazsın."

      Cevabına ve meydan okumasına karşılık oradakilerden bir 'ooo' sesi duyuldu. "Demek öyle," dedi Pansy, sırıtarak. "Biraz Potter takıntından bahsedelim o halde."

      "Hayır," dedi Ron, kafasını aceleyle iki yana sallarken. "Oraya girme, Parkinson, kazanamazsın."

      Blaise gülerek, "O kadar emin olma, Weasley," dedi. "Draco'nun Potter takıntısı yüzünden ortak salonda başka bir şey konuşamadığımız günler oldu."

      "Ne?" Harry, bir kez daha Draco'ya döndü. "Bu ne demek oluyor şimdi?"

      "O lanet yeşil gözlerin, çirkin yara izin, Quidditch'teki şansın ve egonla Draco'yu deli ediyordun demek oluyor," diye açıkladı Pansy.

      Harry sırıtmaya başladı. "Bütün bunları babandan önce arkadaşların duyuyordu demek," derken Draco'nun delici bakışlarıyla karşılaştı ama bozuntuya vermedi. "Harikaymış."

      Herkes gülerken Ron derin bir iç çekti. "Kazanmanız için yeterli mi sanıyorsunuz?" diye sordu. O sırada Harry, uyarırcasına sırtını dürtüyordu, ayağıyla. "Bizimki takip etsin diye ev cinleri taktı peşine!"

      Şaşkın bakışlar Harry'yi bulurken Harry bakışlarını tavana kaldırmış, melodi mırıldanmaya başlamıştı. "La la la laaaaa lala laaaa..."

Secret of Malfoy | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin