Secret of Malfoy | Drarry

Bölüm 20

Journey
Open Arms (1981)

      Hogwarts profesörlerinin ve öğrencilerinin karşısındaki kısa aşk gösterisinin ardından gülüşerek çıktılar Büyük Salon'dan. Herkesin tuhaf bakışları eşliğinde yemek güzel olabilirdi ama yalnız kalmak istemişlerdi. O yüzden meyve tablosunun arkasından Hogwarts mutfağına geçiş yaptılar. Keyifleri o kadar yerindeydi ki ev cinlerinin önlerine abartarak yemek yığmalarına bile karışmadılar. Yemeye henüz başladıkları sırada mutfağın girişi açılmıştı.

      "Haklıymışsın Granger, buradalar," diyerek içeri önce dalan Pansy oldu. Sonra gülerek, "Ne şovdu ama," dedi.

      Pansy'nin arkasından gelen Ron, "Profesör McGonagall bayılıp kalacak sandım," demişti.

      Harry ve Draco, arkadaşlarını sırıtarak karşıladıysalar da Draco, "Yine yalnız kalamadık," dedi, söylenircesine.

      "Hiç kusura bakmayın," derken masaya yerleşen Blaise, derin bir iç çekerek ekledi. "Gösterinizden sonra soru yağmuruna tutulduğumuz için kaçmak zorunda kaldık."

      Hepsi masaya yerleştikten sonra Hermione, Harry'ye bakıp, "Bu arada bir düşman daha edindin sanırım," dedi.

      "Ne?" diye sordu Harry. "Kim?"

      "Malfoy'un... Yani şey... Şu Ravenclaw bakışlarıyla öldürüyordu seni."

      Draco boğazını temizleyerek çatalını aldı ve önündeki yemeklerle ilgileniyormuş gibi yapmaya başladı. Harry ise göz devirmişti. "Hem sevgilime göz koyuyor, hem düşman oluyor. Kendi bilir. Düşman severim."

      "Potter'a düşman olmak da ne bileyim," dedi Blaise, imalı bir tonda.

      Pansy çatalıyla Draco'yu gösterdi. "Buna aşık olmak da ne bileyim..."

      "Hey!" Draco bakışlarını kaldırıp çatalını Pansy'ye doğrulttu. "Sen kendine bak."

      Pansy sırıtarak yemeğine döndü yine. Ron ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra meraklı bakışlarını Harry'ye çevirmişti. "Bu arada, dostum, şu uluma da neydi?" diye sorarak masada gülüşmelere neden oldu.

      Harry hemen sırıttı. "Anlamadınız, değil mi?" diye sorduktan sonra olumsuz kafa sallamalarıyla Draco'ya döndü. "Demiştim."

      "Gördüğümüz tek şey kürsüye çıkıp uluduğun, Harry..." Hermione çözmeye çalışıyor gibi görünüyordu. "Sekiz yıldır yaptığını gördüğüm en saçma şey olabilir."

      Pansy şaşkınca bakarken çatalını bir kez daha Draco'ya uzattı. "Buna aşık olmak değil mi yani?" Draco bu kez sadece kötü bakışlar atmakla yetindi. Harry ise keyifle gülüyordu.

      "Tuhaf bir şekilde," dedi Ron. "Malfoy'a aşık olmak listede oldukça alt sıralarda sayılır."

      "Wow..." Blaise etkilenmiş gibi kafasını salladı. "Ne tür saçmalıklar yaptığını merak ettim."

      Harry düşünceli bir şekilde iç çekti. "Ejderha yumurtasıyla başkanlar banyosunda yıkanmak, hem de Mızmız Mrytle eşliğinde... Benim için oldukça üst sıralarda."

      Draco bunu duyduğunda öksürmeye başlamıştı. Öksürüğünü suyla geçiştirdiğinde, "Bunu sorgulamak bile istemiyorum," dedi.

      "Hadi yaptığımız en büyük saçmalıklardan konuşalım," dedi Ron.

      Pansy, "Draco'nun o kadar çok ki seçemiyorum," dedi. Draco'ya dönüp gülümsedi. "Bakma öyle, bugün sana düşmanım. Doğruluk sorunun acısı çıkmayacak mı sanıyordun?"