Bölüm 14

19.6K 1.6K 2.8K
                                    

Alec Benjamin
Let Me Down Slowly (2018)

      Ortam iyice gerilmişti. Herkes Draco'dan mantıklı bir açıklama bekliyordu ama onun kimseye laf anlatmaya niyeti yoktu. Harry'yi bulması gerekiyordu. Karşısında ona ölümcül bakış atan Ron'un ya da Hermione'nin söylemeyeceğinden emindi. O yüzden sormakla vakit kaybetmeden odaların olduğu tarafa koştu. Onun odasını kontrol ettikten ve orada olmadığını gördükten sonra aceleyle döndü, soruları duymazdan gelerek koşarcasına çıktı ortak salondan.

      Önce kale içinde gidebileceği yerlere baktı. Astronomi Kulesi'ne, mutfağa, kütüphaneye... Gidebileceğini düşündüğü her yere baktıktan sonra dışarı çıktı. Quidditch sahası ilk seçeneğiydi ama orada bulamamıştı. Hagrid'in kulübesine bakmayı düşündüyse de daha yakın olduğu için Kara Göl'e doğru yürümeye başladı. Gölün çevresinde bir süre yürüdükten sonra vazgeçmek üzereyken gördü onu. Yerden aldığı taşları göle doğru atıyor, muhtemelen sektirmeye çalışıyor ama beceremiyordu.

      Onu bulmanın rahatlığıyla ama açıklama yapacak olmanın gerginliğiyle daha ağır adımlarla arkasından yaklaşmaya başladı. Aralarındaki mesafe fazlasıyla azaldığında arkası dönük Harry'nin sesini duydu.

      "Adım seslerini tanıyorum, Malfoy." Harry elindeki taşı göle attıktan sonra eğilip bir yenisini aldı. "Seni buraya getiren ne?"

      Draco ona yaklaşmaya devam edip tam yanında durdu ve "Biliyorsun," diye cevapladı.

      Harry taşı atarken gülümsedi. "Öpüşme meselesi," dedikten sonra bir taş daha fırlattı.

      "Açıklama yapmaya geldim."

      Harry bir anlığına ona bakıp, "Neden?" diye sordu. "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Sonuçta ilişkimiz gerçek değil, unuttun mu?"

      Draco gözlerini kısarak, "Gerçekten duymak istemiyor musun?" diye sordu.

      Duymak istiyordu. Mantıklı ve mümkünse 'yanlış anlama' olduğuna dair bir açıklama duymak istiyordu ama bunu neden yapamayacağına dair açıklamayı Draco'ya yapmıştı. İlişkileri gerçek değildi. O yüzden olabildiğince mantıklı davranmaya çalışıyordu. İçten içe ne kadar patlamaya hazır olduğunun, hissettiği hayal kırıklığının bir önemi yoktu. En azından Harry, yokmuş gibi düşünmeye çalışıyordu.

      "Eğer 'aldatan' konumunda olduğun için endişeliysen dert etme," dedikten sonra zorla sırıtarak göle döndü. "Öncesinde ayrıldığımızı söyleyebilirim."

      Draco bütün suçluluğuyla açıklama yapmaya hazırken, Harry'nin tavrı yüzünden sinirleri bozulmuştu. "Öyle mi?" diye sordu, sinirle. "Bu sabah koltukta beraber uyurken yakalandıktan sonra ikna edici oluruz kesin," dedi, alayla.

      "Veda uykusuymuş meğer," dedi omuz silkerek. Sonra elinde kalan taşı olabildiğince uzağa fırlattı. Artık sektirme çabası bile yoktu. Sadece sinirini çıkarmak ister gibi fırlatıyordu. "Ayrıca inandırıcılık konusunda bu kadar endişeleniyorsan," dedikten sonra bir taşı daha öfkeyle fırlatıverdi. "Sabah benimle yakalandıktan sonra gidip başkasını öpmeseydin."

      Draco dayanamayıp, "Ben öpmedim ki!" diye bağırdı. Harry'nin bakışları onunla buluştuğunda da ekledi. "O beni öptü!"

      Harry bu açıklamanın verdiği rahatlamayı yüzüne yansıtmamak için yoğun bir çaba harcadı ve ciddiyetini korudu. Ancak şaşkınlığın kendini belli etmesine engel olamayarak, "Ne?" diye sordu.

      "Duydun işte," derken biraz daha sakindi. "Günlerdir iksir mi ne içirmeye çalışıyormuş. Sözde ilk öptüğüm kişiye aşık olacakmışım. Koridorda yakaladığı gibi yapıştı."

Secret of Malfoy | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin