Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sakura🌸
Acıyan boğazımdan dolayı yutkunamıyordum ve bu benim için zırlayarak ağlamaya teşvik ediyordu. Ne ara şifayı kapmıştım anlamıyordum, bazen çok salak olduğumu düşünüyordum.
Hem acıkmıştım ve akşam işe gitmem gerekiyordu, mutfaktaki dolapları karıştırıp en azından ramen bulabilirim diye karıştırıyordum fakat ne zamandır alışverişe çıkmıyorsan artık evde hiç bir şey yoktu. Derin bir iç çekerek üzerimdeki kirazlı pijamalarıma, ardından da mutfağıma baktım.
Üzerimi değiştirmek istemiyordum fakat zorunluydum sanki.
İç çekerek üzerimi değiştirmemeyi tercih ettim, kapının eşiğinde olan askıdan yeşil montumu üzerime giydim, telefonumu ve anahtarımı alarak dışarı çıktım.
En azından market yakındı da bu hasta halimde çok yürümeyecektim. Hem zaten moralim de pek yerinde değildi, dün gece gelen mesaj iyice beynimin bulanmasını sağlamıştı. Düşmanım yoktu, Loona dışında. Ama o da bu aralar pek ortalıkta gözükmüyordu. En son şehir dışına çıktığını duymuştum, pek ilgilenmediğim için de umursamadım.
Babam çok küçükken annemi sorduğumda öldü demişti, sonra da bir daha annem ile ilgili konu açmama izin vermemişti. Merak ettiklerimi soramamıştım yani.
Sadece küçük bir umut bir arkadaşım bana oyun oynuyor gibi geliyordu, çünkü bunun başka bir açıklaması olamazdı.
Markete geldiğimde yüzümdeki kötü ifadeyi silerek içeri girdim. Ezberlediğim bölüme giderek kucağıma sığacak şekilde bir sürü ramen aldım. Neli olduklarını pek de umursamadım çünkü her türlüsünü yiyordum. Kucağımdan düşeceğini anladığımda sıkkınca bir nefes vererek gördüğüm alışveriş sepetinin içine doldurdum hepsini. Daha sonra alışveriş sepetini elime alarak meyveli yoğurtların olduğu yere gittim. Çilek, böğürtlen ve kirazlı olanları alarak başka ne alabilirim diye düşündüm.
Aklıma bir şey gelmediğinde kasaya doğru düşünmeye devam ederek ilerledim. Aldıklarımı ödeyip iki poşeti de doldurduğum da ikisini de elime alarak marketten çıktım, tek yaşamak ne zor işmiş ya?
İç çekerek evimin bahçesine girdiğim sırada kapının önünde gördüğüm Iseul ile şaşkınca ona baktım, neden buradaydı ki? Yani normalde hep beraber olurduk fakat en son bugün bir arkadaşı ile buluşacağını söylemişti. O yüzden benimle beraber olamayacaktı bugün. Geçen gün Drew ile kafeden dışarı çıktığımızdan beri bana karşı eskisi gibi değildi.
Ama benim bir suçum yoktu, her şey bir den gelişmişti ve ne yapacağımı şaşırmıştım. İkisinin arasında seçim yapamazdım ya?
Kapının önüne geldiğimde elindeki telefondan bakışlarını çekerek bana bakmış, daha sonra gülümsemişti. Ben de ona gülümseyip, evimin kapısını açarak içeri girmiş, kenara çekilmiştim onun da geçmesi için. O da geçtiğinde kapıyı kapatarak elimdeki poşetlerle birlikte mutfağa girdim. O da peşimden sessizce ilerliyordu.