~8~

561 45 36
                                    

Yorum yapın da okuyalım ;)

   Sonunda sessizliği bozam ben oldum.

"Hera, gel sana odanı göstereyim."

   Dedim ve yürümeye başladım. Üst kattaki çalışanların hazırladığı misafir odasına götürdüm Hera'yı. Bir yandan da düşünüyordum. Dedem onu gerçekten çok sevmişti. Çok cana yakın biriydi.

   Hera'yı nedensizce ben de sevmiştim. Bir daha kadın olarak arkadaş bile edinmeyecek olan ben. Komikti. Ve de bu gece aynı evde kalacaktık.

   Hera odasına girdi, bana iyi geceler dinledikten sonra kapıyı yavaşça kapattı. Ben de onun ardından kendi odama çıktım. Onun odasının tam bir üst katındaydı benim odam.

   Hiç uykum yoktu. Biraz düşünmek için balkona çıktım.

    Hayat ne garipti. Her şey sürekli değişiyordu. Bir an lisedeki felsefe hocamın aklıma gelmeye yüzümü buruşturdum. Hocayı hiç sevmezdim ama söylediği bir şeyi şuan çok daha iyi anlamıştım.

   Bize hep derdi ki, 'Değişmeyen tek şey değişimdir çocuklar. Hayat sizin için iyi ya da kötü anlamda hep değişecek, hiçbir şey kalıcı olmayacak. Belki şuan beni anlamıyor olabilirsiniz ama büyüdüğünüzde çok daha iyi anlayacaksınız.'

   Anlamıştım artık. Hanasız yaşayamam sanarken şuan Hana umrumda bile değildi mesela. Hera' yı şirkette gördüğüm ilk an onu istifa ettirmek için ne kadar uğraşacağımı ve sonunda başaracağımı düşünmüştüm. Ama şuan onu çok sevmiştim ve gitmesini istemiyordum.

   Hera'nın artık olmadığını düşünmek bile çok kötüydü. Çok kısa bir zamanda kendini sevdirmişti bana. Artık kimseyi sevmeyen bana.

   Hiç gülmemiştim bizimkiler hariç kimsenin yanında. Hana gittikten beri bu böyleydi. Bizimkilerin yanında bile gülümsediğim zamanlar sınırlıydı.

   Ama şuan aklıma Hera'nın gelmesiyle bile yüzümü bir sırıtış kaplamıştı. Son günlerde gerçekten mutluydum ve bunun sebebi de Hera'ydı. Dedem de bunu fark etmiş olmalıydı.

   Dedem benim gibi değil, daha sevecen ve iyi kalpli biriydi ama yine de 2 gündür tanıdığı birini evine davet edip gece olana kadar askerlik anılarını ve babaannemi nasıl kaçırdığını anlatacak biri de değildi.

   Gecenin kalanında balkonda felsefik şeyler düşünüyordum ki bir saat falan sonra aşağıda bir ses duydum. Balkona biri çıkmıştı. Aşağıya doğru bakmaya başladım.

   Hera balkona çıkmıştı. O da uyuyamıyordu sanırım. Beş dakika kadar hiç ses çıkarmadan balkonda bekledim. O arada sırada ayağa kalkıp yürüyor, sonra da oturup iç çekiyordu. Konuşma sesi duymamla dikkatlice dinlemeye başladım.

--Offf, ne yapıcam ben bu kafayla?

   Derin bir nefes aldı ve bir an durdu. Sonra kendi kendine konuşmaya devam etti.

--Oha saat bir olmuş. Uyuyayım artık.

   Sonra balkonun kapısının açılma ve kapanma sesi duyuldu. Bir dakika sonra da ışık kapandı.

   Biraz daha balkonda düşüncelerimle savaş verdikten sonra uyumaya karar verdim. Sabah erken kalacaktım ve Hera da çoktan uyumuş olmalıydı.
___

   Gözlerimi açıp birden ayağa fırladım. Aşağıda bir şey yere düşmüştü. Sakinleştim ve sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Sanırım mutfaktandı.

   Sessizce aşağı indim. Mutfağa doğru yöneldim ve küçük adımlarla mutfağın kapısına kadar ilerledim. Kapının arkasında biri olduğunu hissediyordum.

SEESAW | MYG ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin