Sabah alarmdan 5 dk önce uyandığımda saate bakıp yüzümü buruşturdum. Neden erken uyanmıştım ki. Birden şirketteki ilk günüm olacağı aklıma geldi ve kalkıp direkt duşa girdim. Güzelce hazırlandıktan sonra kahvaltı ettim.
Evden çıkmadan önce çantamı alıp son kez aynaya baktığımda ne kadar güzel olduğumu fark ettim. Gerçi ilk günüm falan diye makyajıma ve kıyafetime çok özen göstermiştim. Aslında bu kıyafete kırmızı ruj mükemmel olurdu ama bende o cesaret yoktu.
Arabama atladım ve şirkete geldim. Şirkete girerken tanıdık bir yüz gördüğümü hissetmemle kafamı istemsizce oraya doğru çevirdim.
Hayır.
Bu olamazdı değil mi?
Aynı şirkette olamazdık. Ya resmen dün hayatımın öküzlüğünü yapan adamı şirkete doğru ilerlerken görmüştüm. İç sesim bana adamın ne kadar karizmatik olduğunu fısıldarken bir yandan iç sesimi dinlememeye çalışıp kendimi onun öküz olduğu gerçeğiyle yüzleştirirken bir yandan da müşteri olması ve fazla yan yana gelmememizi umuyordum.
Kafamda bu düşünceler cirit atarken şirketin içinde yürümeye başladım. Sekretere yöneticilerin katını sorduğumda en üst kat olduğunu söyledi.
Ve bilin bakalım kimin asansör korkusu var? Bir bu eksikti. Bari 5. kat falan olsaydı çıkmak o kadar zor olmazdı. Saate baktığımda 24. kata merdivenden çıkmak için zamanım olduğunu görmemle yüzüm iyice asıldı. Zamanım olsa da o kadar merdiveni çıkamazdım yani.
Yavaş yavaş asansöre yürürken arkamdan yürüyen 2 kişi olduğunu hissettim. Büyük ihtimalle asansöre bineceklerdi. En azından yalnız değildim.
Asansörün kapısı açıldı ve tedirgin bir şekilde içeri girdim. 24 e bastığımda benim arkamdan gelen iki kişiyle göz göze geldim.
Dün karşılaştığım kişiyle bakıştığımızda ne kadar şaşırdığını gördüm. Tamam, bu kadar şaşırmasını beklemiyordum. Ama resmen şok olmuştu. Hiçbir şey söylemeden beklerken asansörün hızlı olmasını diledim.
Min Yoongi diye bir yöneticinin asistanlığını yapacaktım. Elimdeki dosyaya göre 5 yönetici vardı ve aynı zamanda onlar şirketin ortaklarıydılar. Şirketin 3 ortağı daha vardı ama onlar sadece hissedardı sanırım.
Sonunda asansör durduğunda kapı açılır açılmaz kendimi dışarı attım. Öyle bir hızla çıkmıştım ki asansördeki kibarlıktan nasibini almamış kişi ve öbürü bakakalmıştı. Hadi ama ilk defa mı asansörden korkan birini görüyorlardı.
Katta yürümeye başladım ama ilk önce lavaboya gidip kendimi kontrol etmem gerekiyordu çünkü birazdan toplantı odasında kendimi tanıtacaktım ve şirkette iletişim halinde olacağım kişileri tanıyacaktım. Ardından da ilk işimize başlamak için bir sunum izlemem ve not almam gerekiyordu.
İyi bir dinleyici olduğum için şanslıydım. Çıkaracağım raporu mükemmel bulacaklarına emindim.
Lavabodan çıkıp toplantı odası olduğunu düşündüğüm yere gittiğimde oturmuş beni bekleyen birkaç kişiyle karşılaştım.
Taehyung: "Merhaba, ben Kim Taehyung, bu şirketin yöneticilerinden biriyim. Şirketimizde senin gibi bir çalışanı gördüğümüz için mutluyuz."
Hoseok: "Ben de Jung Hoseok. Yöneticilerden biriyim."
Jungkook: "Ben Jeon Jungkook. Aynı şekilde ben de yöneticilerden biriyim. Öbürleri de senin gibi diğer yönetici asistanları. 2 kişi kaldı, onlar da geldiğinde toplantımız başlayacak sen otur istersen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEESAW | MYG ✔
FanficDüşünmeye devam ettikçe bir tahterevalli oyununa benzetiyordum her şeyi. Ama bir sorun vardı. Bu tahterevalli oyununda emin olduğum tek şey, sevgimin ağır basacağıydı, ama sonucu ne olurdu onu kestiremiyordum. Kaybolmuştum. Kendimi sende buldum. Şim...