Işık

124 10 0
                                    



"Dante, Dante, Dante."

Genç kadın yaklaşık yirmi dakika boyunca, bu çalıntı ismi kendi kendine mırıldandı. Her defasında, dudaklarından çıkan bu iki hece kulağına daha hoş geliyordu. Öyle hoşuna gitmişti ki bu isim, yatakta yatıp beyaz tavanı izlerken kendi kendine gülümsemesinin tuhaf olduğunu bile düşünememişti.

Dante, dedi tekrar: "Bedenin gibi, adın da çalıntı."

Doğru ya, her şeyi çalıntıydı bu adamın. Adı da, bedeni de çalıntıydı. Bazen küçük bir çocuk, bazen bir doğumgünü partisinde gizemli adam ve bazen de bir polis. Adı Dante'ydi fakat o da bir kitaptan çalıntıydı, hem Elka isterse farklı bir isimle seslenebilirdi de ona. İstediği ismi çalmasına izin verebilirdi. Fakat Dante ismi ona yakışmıştı, o da iki dünya arasında kalan bir gezgindi çünkü. Aynı zamanda bir hırsız. Önce, Elka'dan kendi hayatını sonlandırma hakkını çalmıştı. Daha sonra zamanını, evet. Genç kadın, onu yalnızca üç kez görmüştü fakat koca bir hafta boyunca da onu düşünmüştü. Şimdi de Dante, önce bedenleri sonra da isimleri çalıyordu. Kendine ait olan tek bir şey vardı, tek gerçek bir şey. Çalmadığı, çalamadığı yalnızca bir şey vardı. O da ruhu.

"Belki o da çalıntıdır." diye düşündü Elka. Olabilirdi. Henüz Dante hakkında bilmediği birçok şey vardı. Yıllar önce, belki de yüzyıllar önce ölmüş olan ruh eşi nasıl kendini görmeye geliyor bilmiyordu. Dante, kendi geçmişi hakkında bir şey hatırlamıyor olabilirdi fakat buraya nasıl geldiğini anlayamamıştı Elka. Farklı bedenlere konuk olduğunu biliyordu fakat sürecin nasıl ilerlediğini de öğrenmek istiyordu. Bu kadar yüce bir durumda bile, detayların içinde boğulduğunu hissedince kendine kızdı:

"Ne önemi var? İşte seni seven gerçek bir insan!"

Veya ruh, diye ekledi. Genç kadın, olayın tuhaflığını algıladığında yatağından yavaşça kalktı. Düşünmeden bir türlü edemiyordu. Detaylar içinde boğulmamaya çalıştıkça aklına birçok soru geliyordu. Bu ruh, kim bilir kaç yaşındaydı? Elka, 28 yaşındaydı. Dante ise uzun zaman önce göçüp gitmişti dünyadan, Elka'nın babası hatta dedesi yaşında bile olabilirdi. Elka, yüzünü buruşturmadan edemedi. Hem, girdiği bedenler haricinde bu ruh nasıl bir bedene sahipti ki? Güzel miydi, yoksa bakılamayacak kadar çirkin mi? Belki de şöyle böyle sade bir görünüşü vardı ruhun. Beden konusu bir kenara kaldırılabilirdi, kaldırılmak zorundaydı çünkü ruh, bu detayları hatırlamadığını söylemişti ona. Fakat yaş? Yüz küsür yaşındaki bir bedenle göçen bir ruha karşı şu an hissettiği duyguları hissetmek doğru muydu? Genç kadın, sevmeli miydi onu? Bu şart mıydı ki? Arkadaş veya bir dost olarak da yaklaşabileceğini düşündü ruha karşı, hem bu şekilde daha az tuhaf hissederdi. Fakat ruhun ondan beklentisi neydi? Ruh, sevgi göstermek ve sevgi görmek için gelmiş olabilirdi. genç kadının hayatına eşlik etmek istiyor olabilirdi. Ve sonuçta, iki dünya arasındaki seyahatini sadece Elka için yapıyordu. Genç kadın, yanlış bir şekilde davranıp onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. Ruh, Elka'nın hayatında henüz bir haftadır vardı fakat Elka; ruhun hayatında 28 senedir yer alıyordu. Her dakikası Elka ile doluydu bu 28 senenin. Onu izlemişti, onu dinlemişti, onu anlamıştı. Ruh onu sevmişti, 28 sene boyunca sevmişti. Hiç bilmediği, bilemeyeceği kadar sevmişti Elka'yı. Henüz bir hafta önce, Elka'yı hayata bağlamıştı Ruh; ölümden döndürmüştü genç kadını. Ve büyük ihtimalle bu, Ruh'un onu ilk hayata bağlayışı değildi. İntihar fikri, daha önce de Elka'nın beynini kemirmişti. Küçük bir kızken de kendi ölümünü sık sık düşünürdü genç kadın. Ve belki de... Belki de ruh, tüm hayatı boyunca Elka'nın bu fikri gerçekleştirmemesi için ona engel olmuştu. Ruh, gökyüzünde kalarak genç kadını ölüm fikrinden korumuştu. Bu fikri düşünmesine engel olamamıştı fakat gerçekleştirmesine engel olmuştu işte. Onu hayata bağlayan nedenleri getirmişti genç kadının aklına, uykusunun gelmesini sağlamıştı belki de. Tanrıya yalvarıp güneşin açmasını sağlamıştı, Elka hava kapalıyken böyle düşünceler içinde boğulurdu en çok. Elka'nın karanlık gecelerini yıldızlarla donatmıştı, onu korumuş kollamıştı. 28 sene boyunca, düşüncelerini rahatsız eden ölüm fikrini kovmuştu genç kadının aklından. Gökyüzünde, onun 28 sene boyunca aldığı her nefesi korumuştu.

Ruh Eşleri Ölmez (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin