Şanslı

36 3 0
                                    


Genç kadın o gün yataktan adeta sürünerek çıktı. Başı ve eklem yerleri ağrıyor, midesi bulanıyordu. Yorgun gözlerle saate baktığında öğle vaktinin çoktan gelmiş olduğunu görünce kendini daha da kötü hissetti. Bir sabah kuşu olmasa da bu kadar geç kalmak ona kendini daha da işe yaramaz hissettiriyordu.

Bu tembelliği telafi etmek adına bugün uzun süredir ertelediği işleri yapabilir, başlangıç olarak tüm evi temizleyebilirdi. Hem biraz çamaşır suyu ve hijyen kokusunun çözemeyeceği hiçbir şey yoktu. Uzun zamandır düzenlemek istediği o büyük dolaplardaki eski püskü şeyleri bugün ayıklayabilirdi.

Uzun ve yorucu bir günün onu beklediğini hissettiğinde günün en azından ortasını yakalayabilmek adına komidininin üstünde duran bir bardak suyu bir dikişte içti. Bardağı yerine koyarken komidinin üstünde duran küçük defterle göz göze geldi. Defterin kapağına baktı. Bu defteri, son zamanlarda gördüğü ilginç rüyaları yazmak için almıştı. Bu rüyalar o kadar ilginç ve tuhaftı ki, kelimelere dökülmeleri bile oldukça zordu. Ki rüyalarını çoğunu da hatırlamaması sebebiyle alması üzerinden yaklaşık bir ay geçen bu defter hala bomboştu. Defteri eline aldı ve gözlerini kapadı. Dün gece hangi rüyayı görmüştü acaba?

"Bazı şeyleri hatırlamamak daha iyi." dedi ve defteri komidinin üstüne geri bıraktı.

Pijamalarını günlük giysileriyle değiştirip her zaman yaptığının tersine odasındaki büyük aynada kendine bakmayarak hızlıca odasından çıktı. Bugün temizlik günüydü ve aynada yorgun ifadesini görmesi sadece daha kötü hissetmesine neden olurdu. Merdivenin başında bir süre duraksadı, başındaki bu ağrı anlamsızdı. Dün gece biraz geç yatmıştı ama bu genellikle yaptığı bir şeydi ve başının daha önce hiç bu kadar ağrıdığını hatırlamıyordu.

Merdivenin başında birkaç dakika boyunca hiçbir şey yapmadan durdu. Bacakları tutmuyordu sanki ama hala ayaktaydı. Yavaşça merdiven demirlerine yaslandı ve derin bir nefes aldı. İçindeki bu huzursuzluk onu daha da fazla yoruyor, hasta gibi hissediyordu. Aklına gelen düşünceyle daha da fazla ağrıyan başını ovuşturdu ve hızla odasına geri döndü. Komidinine doğru yaklaştı ve su bardağını kaldırıp altında duran rüya defterini tekrar eline aldı. Bir süre düşündü, ne yapacağını bilemedi. Ani bir refleksle hızla camı açtı ve defteri dışarı doğru fırlattı. Uçuşan sayfaların saniyelik görüntüsü kendini ve yaptıklarını sorgulamasına sebep oldu. Kulaklarında yankılanan soruları bastırmak için sahte bir kahkaha attı ve odadan çıktı.

İlk hedefi salondaki büyük dolabı temizlemekti. Ta üniversite yıllarından kalan eski ders kitaplarıyla dolu olan bu dolap, defalarca izlediği filmlerin DVD'leri, kalemle sara sara bozduğu eski kasetler, bir hevesle aldığı fakat plakçaları olmadığı için bir türlü kullanamadığı pikaplar gibi birçok ıvır zıvırla doluydu. Eski yıllara ait, çok da eski sayılmazdı gerçi, bu ıvır zıvırları kurcalama düşüncesi onu yorsada da bir bakıma heyecanlandırıyordu da. Yıllar önce izlediği bir filmin, yıllar önce dinlediği bir müziğin onda uyandıracağı duygular çok daha farklı olabilir; günü güzelleşebilirdi.

Bu düşünce ona enerji verdi ve hızla merdivenleri indi. Mutfağa doğru yöneldi ve alt dolapların birinden temizlik kovasını çıkardı. Çamaşır suyunu hazırladıktan sonra kovayı eline aldı ve salona doğru ilerledi.

O büyük dolabın tam karşısındaydı şimdi. Bu meşe dolap, ona annesi tarafından hediye edilmişti. Oldukça büyük ve ağır bir dolaptı dolayısıyla bu eve ilk taşındığında dolabı üst kata taşımanın nakliyeciler için oldukça yorucu olacağını düşünüp dolabı salona yerleştirtmişti. Dolap tüm heybetine rağmen salonla o kadar uyum sağlamıştı ki, Elka çoğu zaman salonunda duran bu eski dolabın varlığını bile unutuyordu. Halbuki içinde sakladığı anıların gücü ve varlığıyla salondaki tüm eşyalardan daha üstün konumdaydı bu dolap; unutulmaya layık değildi.

Ruh Eşleri Ölmez (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin