- Aşkitttt! Neden beni kapıda karşılamıyorsun sen?!
Mutfaktan kapıya doğru kafamı uzattım ve yüksek sesle,
- Sanki yabancısın doktorum ya, ellerim kirli. Naz yapma hadi gir içeri, bende başemel soslu makarnayı fırına vereyim deeee tavuğunda köri sosunu ekleyeyim.
Yemek kokusu zaten her yere yayılmıştı. Ama hızla içeri gelmesi için yemekleri bastıra bastıra söylemiştim.
- Çok açıktım Peraaaa!
Montunu bile çıkarmamış şekilde hemen mutfağa daldı. Elinde orkideler ve üzerinde seni seviyorum yazan kocaman kalp şeklinde ki şekeri görünce yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı. Ama bu çocuk benim bütün zaaflarımı biliyordu.
Herzamanki gibi onunla biraz uğraşmaya karar verdim.
En cilveli halimle ona doğru yavaşça yaklaştım. Yüzüme sahte bir şuhluk oturttum.- Sende olmasan bu jestleri unutacağım. Neden gay'sin sen ama ya?!
İlk önce bir iki adım geriledi. Sonra hemen, onunla uğraştığımı anladı.
- Yemem ben bunları kızım, Boşuna uğraşma! Önümde soyunsan sana karşı birşey hissetmem.
- Pöööööf ! Ama Tanrım, neden ben bu kadar şansızım ?! diye hemen şımarık hallerime dönüp, boynuna atladım. Sımsıkı sarıldım. Kollarında uzun uzun ağlamak istiyordum. Eğer başlarsam bir daha susmaz tüm hafta sonunu ağlayarak geçerirdim.
Umut bunu fark etmiş olacak ki,
- Aaa bu kadar yeter boynuma asıldığın, açım kızım aç! Zaten sonra hemen hazırlanıp çıkmamız lazım. İlk önce Amerika'da tanıştığım genç ve yakışıklı bir sanatçının klasik müzik konserine sonra da Gay bar'a gideceğiz. Ay içimizde nasıl metaforik insanlarız biz ya!
- Bir nefes al umut.. Ve ben gelme..
- Nedemek ben gelmesem, o kadar yolu ben naz çekmek için mi geldim ay?!
Cevap vermeyip sessiz kalmayı şeçtim. Ruh halimi tartmalıydım. Gerçekten insanların arasına karışmaya hazır mıydım? İçimde ki kaybetme acısı hala orada saplanmış dururken, bunu yapabilir miydim? Aslında biliyordum, o acı artık hep orada olacaktı. Sadece zaman, o acıya alışmama imkan verecekti.
Yemeğimizi sessizce yerken bir anda umut sessizliği bozdu.
- Tamam özür dilerim. Ben sadece iyi geleceğini düşünmüştüm. Eğer kendini daha iyi hissedeceksen, Hadi anlat..
- Hayır umut, bugün değil. Bugün ilk defa gerçekten sarhoş olmak istiyorum. Ve sonucu her ne olursa olsun bir delilik yapmak istiyorum. Hatta hemen üstümü değiştireyim, çıkalım.
Önce Amerikalı gay bir sanatçının çok marjinal klasik müzik konserine katıldık ( sanırım çocuk umut'tan hoşlanıyordu ) Konser bittiğinde saat onbir civarlarıydı ve gece hayatı için erkendi.
Varşova'da havalar iyice soğumaya başlamıştı, üşümüştük. Açık bir yerler bulup, birşeyler yiyip içelim bari, derken yolumuzun üzerinde Japon Restaurant'ı gördük ve kendimizi içeri attık. Meyve şarabı istedik çünkü ben tatlı içkiler dışında pek içki içemiyordum.
Şaraplarımızın tadı enfesti.
Elimle şarap bardağıyla oynuyor ve düşünüyordum. Kafamı Umut'ta birşey söylemek için kaldırdığımda beni incelediğini fark ettim. Bende yüzüne birşey mi oldu der gibi baktım şaşkınlıkla..- Çok güzel kızsın Pera, neden hayatında biri yok?
Şarabından bir kaç yudum aldım ve o an bende bu soruyu ciddi ciddi düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASIT
عاطفية" Ve şimdi git, kavmi sana söylediğim yere götür; işte meleğim senin önünde yürüyecek." [ Tevrat Çıkış, Bap:32; 15-34 ] - Neden .. ? - Çünkü önümde yürüyen tek melek sendin. - Kimsin sen ? - Gerçekten öğrenmek mi istiyorsun ? Hayat; Tanrı...