INEFFABLE

669 46 53
                                        

Jimin o günden beri haplar kullanıyordu ruhsal sorunları yüzünden şimdi bir de bu eklenmişti şu dünyada tek sevdiği adam onu bırakıyordu bırakmıştı gitmişti bitirmişti bunu asla unutamayacaktı belki hayatını devam ettirmeyecekti ama önce neden yoonginin onu bıraktığını bilmek istiyordu ... belki bunu düzeltebilirdi bu sorularına cevap bulamayacağını biliyordu ama kimsenin (ailesinden başka) onu bu kadar üzemeyeceğini bilmek istiyordu bu düşüncelerle yaşlı gözlerini haplarına dikti hepsini aldı ve kendini yatağa attı anne karnında nasılsa öyle yatıyordu jimin . Annesi yanında değildi ama bu pozisyonda yatmak onu yanında annesi varmışçasına koruduğunu düşündürtüyordu.

Telefonu birden çalmaya başladı oldukça hareketli bir melodiyle ama jimin sanki cenaze marşı çalıyor gibi baktı telefonunun ekranına neden baktığını anlamış değildi ağlamaktan şişmiş gözleriyle zaten kim olduğunu göremiyordu.

İstemeye istemeye telefonu açtı "alo" sesine karşılık ,karşıdan hoseok'un her zaman ki enerjik ve heyecanlı sesi duyuldu acaba jimin hiç böyle bir ses tonuna sahip olabilmişmiydi arkasında yorgunluktan ,acıdan ,üzüntüden alakasız bir ses? Bunu düşünmeliydi

Hoseok anlamış gibi "neyse vazgeçtim zaten sende kabul etmezdin" diyerek jimine hem ters psikoloji uygulamış oldu hemde jiminin merakını uyandırmıştı jimin : "söyle kabul etmeyeceğim nereden belli "diyerek hyungunu tersledi

Hoseok heyecanlı sesiyle birden atıldı "yarın namjoon , jin hyung ve jungkook ile birlikte bir otelde kalacağız çok eğleniriz içeriz güleriz falan kafan dağılır nasıl?

Jimin hemen reddedecek oldu ama karşıdaki sesin ne kadar hevesli olduğunu işitmişti belki ona da iyi gelirdi dertleşmek, sevdiklerinin yanında olmak jiminin düşünceli "hmmmm" sesi duyuldu hayatında ilk defa bu karşı kararlı bir sesle "tamam yarın geliyorum " dedi, olmuştu belki iyi hissedebilirdi ,karşıdan Hoseok'un heyecanlı sesi işitilmeden kapanmıştı telefon jimin karışık düşünceler içinde yatağa yattı yattığı gibi uykuya daldı.

"Ah lanet " o hapların yan etkisi yine gösteriyordu kendini ,aşırı şiddetli baş ağrısıyla geç kalkmasına rağmen uykulu olan vücudu ona bir şeyler hatırlatmaya çalışıyordu sakince telefonunu eline aldı jimin işte şimdi sıçmıştı

Namjoon hyung 6 cevapsız arama
Jin hyungg 5 cevapsız arama
Kookie 6 cevapsız arama
Hoseok'tansa tam 10 cevapsız arama

Telefon bu kadar çalmışken nasıl hiç duymamıştı peki nasıl bu saate kadar uyuyordu ,sorularının yanıtını yine haplarının yan etkisine bağladı

saat 19:00 olmuştu jimin duştan çıktı ve siyah aşırı yırtık pantalonunun üzerine siyah V yaka tişörtünü geçirdi sırtına siyah kot ceketini alması gerektiğini hissetti çantasına bir kaç kıyafet atıp hoseokun attığı konuma baktı zaten bildiği otele gitmek için arabasına bindi

Otele vardı bir süre boş gözlerle izledi oteli ne kadar doğruydu buraya gelmesi?

düşüncelerinden sıyrılıp otele girdi hoseoku aramak daha yeni aklına gelmişti oda ve kat numarasını alır almaz merdivenlere yöneldi

asansör mü jimin asansör kullanmazdı merdivenleri koşar adım çıkarken önüne bakmıyordu kafasına bir bardak ve bardağın içindeki sıvının dökülüşünü bardağın ise canını yakışına tepki vermeden karşısındaki yüze baktı koyu ten renkli ,gözlerine bakmakla bile derinlere iniyordu fit ve bir o kadar yakışıklıydı ki yanındaki kadının özür dileriz lafıyla kendine gelebilmişti park jimin kendine geldiği anla kükremesi bir olmuştu karşıdaki ikili ne yaptığını bilemez şekildeyken saçının kahvesinin dünyadaki en güzel kahve renge sahip olduğunu düşünüyordu jimin ,derken kahverengi saçlı adam birden boynundaki atkıyı çıkartıp jiminin kafasını kurularken kokusuyla mest oluyordu bu adam çok .....eşsizdi? Kadın tekrar özür diledi jimin ise içinden sövmekle meşguldü hem karşısındaki adamın güzelliğine hem de kafasındaki zonklamayla beraber yapış yapış saçlarına

Jimin aradan sıyrılarak adamın yanındaki kadını getirdi aklına erkekler ne buluyordu öyle kadınlarda? Her gece birinin altında inleyen fahişelere ne gerek vardı ki?
Jimin sinirle odaya daldı namjoonun kahkahasıyla yıkılan koridorları geçmek zor olmuştu jimin direkt olarak banyoya yönelirken içerideki dörtlü birbirlerine anlamsız bakışlar atıyordu

Jimin sinirle üstündekileri çıkartarak kenara attı kıyafetlerini turuncu yapış yapış saç tutamlarına baktı ,birden o kokuyu işitti yine başı dönmeye başladı bu adam kimdi ki bu kadar büyük bir etki yaratmıştı park jimin de? bu düşüncelerden uzaklaşarak duşunu aldı

çıktığında odada kimse yoktu bir çırpıda üstüne siyah dar yırtık pantolonunu giydi siyah tişörtünüde giyip hoseoku aradı hoseok'un sesine bakılırsa içmişti hyunglarının ve jungkookun sesini de duyduğunda buna kanaat getirdi

Ü aşağıya hızla indi ve yanlarına gitti jimin hyungları neredeyse sinip kalmıştı oracıkta nasıl bu kadar çok içebilmişlerdi hala inanamıyordu hepsine tamam derdi ama namjoon'a gerçekten çok şaşırmıştı hadi bakalımm şimdi kim odaya kadar taşıyacaktı bunları?
Jimin'in gözüne biri ilişti o an o kadın... çok tanıdıktı sonra üzerine içecek döken o mükemmel adamın yanındaki kadının geldi aklına oydu a-ah gerçekten de oydu neden bu kadar şaşırmıştı bilmiyorsunuz çünkü o kadın şuan yan masadaki adama sürtünüyordu iğrenircesine baktı yüzüne jimin ,kadını izliyordu birden sürtük kadın ayrıldı o adamdan ,etrafına bakındı jimin yanılmamıştı o yakışıklı adam geliyordu .

Neyse jimin neden umursuyordu ki onları şuan daha büyük bir sorunu vardı ...

Jungkook 'tan başladı taşımaya ,Taehyung'un yani daha doğrusu jiminin telaffuzuyla yakışıklının onu izlediğinden habersizdi.

Jimin, jungkook'u sırtından indirerek sövmeye başladı arkasından kapanan kapı sesiyle sıçradı jimin arkasını döndüğü anda yakışıklının sırtındaki jin hyungunu gördü ifadesi çok komikti hyungunun bu ifadeye birde sayıklamalar eklenince kahkahaları koptu jiminin ağzından, hadi ama herkes gülebilirdi şuan ki haline "aahh bebeğimm çokk güzeğllsinn" bu cümleye yakışıklı adam o kadar güzel gülmüştü ki gülmek mi pardon kahkahalar atmıştı jimin artık bu adamın ismini öğrenmek istiyordu ama sormadı. Jimin teşekkür etti yakışıklıya

Taehyung çok değil ama sarhoştu jimin daha gülümsemesini söndürmemişti Taehyung jimine yaklaştı yaklaştı ama jiminin aklı namjoon ve hoseok'taydı jimin taehyungun eşsiz ve alkol kokan ağzının kokusunu alasıya kadar taehyungun ona olan mesafesinden habersizdi

Jiminin birden nefesi kesildi hayır böyle şeyler hissetmemeliydi jimin korkak adımlarla geri çekildi hiç tanımadığı bu ultra sexy adamla bu kadar yakın olmamalıydı

Taehyung birden gülümsedi anlık ruh hali değişimine jimin kaşları çatık baktı

Taehyung birden jiminin dudaklarına yapıştı jimin ne yapacağını bilemedi ilk dakikalarda karşılıkta vermedi hatta ittirdi bu mükemmel adamı hiç istemesede. Ama Taehyung bırakmadı öpmeye devam etti jimin artık dayanamayarak karşılık verdi bu adam altında bir yerleri hareketlendirmeye yetmişti aslında o kadınları anlamaya başlamıştı çok güzel hissettiriyordu dudakları onu vücudunun üstünde düşünmemeyi her şeyden çok istedi

Jimin bir anda kendini bir erkek fahişesi gibi hissetti sonuçta adını bile bilmediği adamla öpüşüyordu ve niyeti hiç iyi değildi.

Taehyung jiminin dolgun kalçalarını avuçlamaya başladı jimin ciddiyeti o zaman kavrayabildi ve ondan ayrılmasıyla bağırması bir oldu

Taehyungun aklında aslında bu geceyi boş geçirmek vardı ama karşısındaki kusursuz adam yüzünden başı dönmüştü. Onda kadınlarda göremediği şeyler görüyordu hiç hissetmediğişeyler hissediyordu taehyung jiminin kalçalarını avuçladığında ilk düşündüğü şey "silikon mu bu yahu" olmuştu ama daha ilk yakınlaşması hatta ilk öpüşmesi olduğunu anlayacak kadar ustaydı bu işlerde bu düşünceyi geri hızlıca sildi kafasından

" bu ilk öpüşmendi galiba değil mi " dedi ağzını yayarak doğruydu jiminin dudaklarının tadına kimse bakmamıştı bakamamıştı

"İlk tadına bakan olmak için sana yalvarabilirim"

Jimin ağzını ve gözlerini kocaman açarak yüzünü ekşitti şaşkınlıkla ona baktı jimin şuan çok kötü göründüğüne emindi ama bu ifadesi taehyungu daha çok tahrik ediyordu.

 either you or me? //vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin