Aksel
Elimdeki çiçekleri kenara bırakıp aldığım toprak ve su şişesini taşıyan çocuğa teşekkür ettim.
"Kolay gelsin abi."
"Sağ ol kardeşim."
Annemin toprağını kazmayla havalandırıp sümbül fidelerini eşit hizada dikmeye başladım. Yeni toprağı da üstüne döküp sularken mermerini ve mezar taşını da yıkamıştım.
Annem temizlik konusunda fazla dikkatli olmuştu her zaman. Eve misafir mi gelecek temizlik, misafir evden gidiyor mu hemen temizlik yapan bir kadındı. O çok severdi evin deterjan kokmasını.
"Temiz olduğunu böyle anlıyorum" derdi. Şimdi uzun süredir burada olmadığımdan mezarı bakımsız kalmıştı biraz. Elimden geldiğince temizleyip kenarına çöktüm. Sanki annemin dizlerinin önünde çökmüşüm gibiydi.
"Anne bak ,ben geldim hayırsız oğlun."
"Aslında daha erken gelecektim ama bilirsin senden sonra toparlanmak pek kolay olmadı." dişlerimi sıkmaktan vazgeçip mezar taşını okşadım.
"Ben, biz seni çok özledik. İki gün anneanneme gittiğinde bile ne yapacağımı şaşırırdım şimdi aylardır yoksun ve ben bir parçam eksik yaşıyorum, yaşayamıyorum anne." derin bir nefes alıp çizdiğim resmi çıkardım cebimden.
Kırışan kenarlarını düzeltip yerden aldığım taşla mermerin üstüne sabitledim. "Seni çizdim, yine, sanırım aynı resmi binlerce kez çizdim. Her defasında eksik bir şeyler var ama bulamıyorum."
Resmini okşayıp gülümsedim, onu çok özlemiştim.
"Kumru'yu gördüm biliyor musun?" gülümseyerek devam ettim. "Benimki de soru yani, tabi ki biliyorsundur. Çok daha fazla güzel olmuş." Kenardaki toprakları temizlerken emin olduğum şeyi dile getirdim.
"Ben galiba aşık oldum gerçekten anne. Sen olsan ne yapacağımı söylerdin, peki ben şimdi ne yapacağım sen yokken?"
Baha
Esnemekten çenesinin ayrılacağını emin olduğum Umut'tan bakışlarımı çekip yüzümü sıvazladım.
"Küfür etmek istemiyorum ama hangi cehennemde bu adam?"
"Geliyorum dedi gelir herhalde." Giray'a kötü kötü bakmayı kesip yanındaki yeni kankasına çevirdim bakışlarımı.
Geçen akşam futbol maçında eksik elemanın yerine gelmişti Oğuz. O günden beri de Giray'la fazla yakınlardı. Laf etmiyordum, Balın'ın aklını karıştırmasın yeterdi.
"Merhaba gençler." beden eğitimi hocamız sonunda teşrif ettiğinde kenara bıraktığım hırkamı aldım. Sabah yağmur yağarak başlamıştık güne böyle devam edecek gibi duruyordu.
"Hoş geldiniz hocam. Ben Baha, basket takımının kaptanıyım."
"Merhaba Baha. Bundan sonra en çok seninle iletişimde olacağım demek ki. Futbol ve voleybol takım kaptanları nerede?" Giray hemen söz alırken onu onayladım.
"Hocam Aksel özel sebepler dolayısıyla okula biraz geç başlayacak. Ama takımla ilgili sorularınızı ben cevaplayabilirim."
"Takımda mısın sen?"
"Hayır ama bu sene belki ben de katılırım." hoca gülümseyip onu onaylarken "Hocam Kumru da İstanbul'da değil o nedenle okul başladığında tanışacaksınız onunla da." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amare 3 / Gün Batarken
ChickLitTarih: 16.09.2013 Yeni öğretim yılı zili Mustafa Kemal Anadolu Lisesi için çalarken Aksel kolunu Baha'nın omzuna atıp okulun girişindeki kalabalığa baktı. "Bazen düşünüyorum da neden biz be abi?"