28

3.2K 282 45
                                    

ECE

Elimdeki çikolata dolu kaşığı ağzıma götürüp orada bırakırken önümdeki kitapta altı çizilmeyen yer kaldı mı anlamaya çalışıyordum. 

Evet altını çizmeden, not almadan anladığım şeyi anlamış gibi hissetmiyordum. Her sayfanın kenarı köşesi notlarla doluydu. Tıp okumak zordu ama benim kitabımdan bir başkasının bir şey anlaması daha zordu. Ama Baha anlıyordu, neyi nereye ne zaman yazdığımı da tahmin edebiliyordu. 

"Ece geleyim mi?"

"Gel anne." elimdeki kalemi topuzuma takıp ona baktım. "Yemeğe inmedin ben de bir şeyler hazırladım."

"Misafirler gitti mi?"

"Evet, odandan çıkabilirsin artık." saçlarımı okşayıp gülerken aynı şekilde karşılık verip önümde bir kaldırım taşı kalınlığındaki kitabı gösterdim.

"Cidden ders çalışıyorum."

"Hımmm, o zaman Baha'ya gelemeyeceğini söyleyeyim." kafamı hızlıca kaldırınca boynumda hissettiğim yanmayla inledim. Elimi oraya götürüp ovalarken hızlıca "Baha mı geldi?" diye sormuştum.

"Evet aşağıda babanla muhabbet ediyor. Camdan tırmanır sandım ama beni şaşırttı."  dediği şeyle gülüşüm artarken "Anne ya!" diye mızmızlandım.

"Ne var Ece yalan mı, çocuk kapıdan çok balkonu kullanıyor."

"Boyu uzun ne yapsın?"

"Her boyu uzun olanı balkondan mı alalım içeri annecim?" sorduğu soruyla dudağımı bükerken omuz silkerek ayağa kalktım.

"Nereye gideceğiz acaba haber de vermedi." annem omuz silkerken yatağımın üstüne oturmuş bana bakıyordu.

"Kumru'yla Aksel hala mı bozuk?" kafamı iki yana sallarken "Aksel almış gönlünü sanırım. Sonunda ya onları mutsuz görmekten hiç hoşlanmıyorum böyle birbirlerine yapışık sevgi yumağı şeklinde gezseler kimse şikayet etmez bence." dedim.

"Evlenecekler, sıra kimde?" gözlerimi kaçırırken üstümdeki pijama takımını çıkarmaya koyulmuştum. "Bilmiyorum belki Giray önce davranır. Gerçi Umut Umay'a günde kırk defa evlenme teklifi ediyor ama hangisi ciddi bilmiyoruz."

"Baha'dan tık yok mu?" kafamı iki yana sallarken gözlerini kısıp bana bakmıştı. "Yalan söylüyorsun Ece."

"Yooo."

"Kızım ben senin annenim, kaç senelik evladımsın seni tanımayacak mıyım? Gözlerini kaçırıp duruyorsun ne oldu?"

"Konuştuk bu konuyu ama okul bitmeden düşünmediğimi anladı bence."

"Yani okulun bitsin önce tabi, kaçmıyorsunuz ya." nefesimi üfleyip pantolonu bacaklarımdan geçirdim. "Ya kaçarsa?"

"Bebeğim bunca zaman kaçsa kaçardı, birlikte çok şey yaşadınız Baha seni görünce gözlerinin içi parlıyor. Sanmıyorum ben seni kolay kolay bırakacağını."

"Kumru ve Aksel için de öyle diyorduk ama ayrılığın ucundan döndüler."

"Ama bak döndüler diyorsun, rahat ol. Aklını böyle şeylerle doldurup huzursuzluk çıkarma aranızda. Ya da Baha'yla konuş." kafamı sallayarak onu onaylarken aynadaki aksime baktım. Tepemde topuz yaptığım saçlarımı açıp güzelce toplarken yüzümü yıkamış sonra da aşağı inmiştim.

"Baba, Baha?"

"Gel güzelim, Baha'da bana dün akşam maçtaki olayları anlatıyordu." kaşlarım havalanırken "Geleceğinden haberim yoktu." diyerek iki yanağına da öpücük bıraktım.

"Ders çalışmaktan kurtarayım seni diye geldim baban da izin verdi, çıkalım mı?" 

"Olur çıkalım."

Annem ve babamla vedalaşıp kapıdan çıktığımızda biraz ilerlemiştik ki beni durdurup kollarını bedenime doladı. "Ne oldu?"

"Hiç, özledim birazcık." bu dediği yüzümü güldürürken burnumu boynuna yakın bir yere getirmiş mis kokusunu içime çekmiştim.

"Ben de özledim, birazcık."

"İşler, kulüp, okul derken bir türlü zaman ayıramadım sana özür dilerim." kolunu omzuma atıp yürümemizi sağlarken "Ben de yoğunum zaten, önemli değil olur öyle arada." dedim ama aslında önemliydi.

Neler neler kurmuştum kafamda, aptal kafam.

"Biraz hafifledi ama sanki." ellerimizi kenetlerken beni onayladı. "İki maç haftası bitti en azından, biraz daha rahatız." yanağını saçlarıma yaslayıp sokağın köşesindeki kahveciye yönelirken ona uydum. 

İki kahve alıp tekrar sokağa çıktığımızda keyfim yerine gelmişti. Bazen bu küçük, kısa anlar bile o kadar değerliydi ki. Yorgun geçen günümüze rağmen birlikte bir şeyler yapmak, birbirimize zaman ayırmak. 

"Evlenelim bence de biz ya."  ağzımdan çıkana engel olamadan Baha bana hışımla döndüğünde sevimlice gülümsedim. Aferin Ece, aferin kızım böyle devam.


Hellüğ'

Nasılsınız?

Ben aşırı yoğunum sanırsınız bütün okulun yükü benim omuzlarımda vizeler bitti dedim 2.vizeler başladı o da yetmedi sunumlar, makaleler.. delirmek üzereyim. 

Buraya da uğrayamıyorum nolur affedin, telafi edeceğim her şeyi.

Tek tesellim bu kitap zaten bitmiş bir kitabın devamı yani şey gibi pastanın süsü. O yüzden yüzünüzün gülmesini istediğiniz de açıp okuyabilirsiniz bölümleri gibi yani diğer iki kitaptan sonra bu biraz kafamıza göre gibi oldu çünkü.

Sizi çooook seviyorum kendinize güzel bakın, çok dikkat edin. 

Amare 3 / Gün BatarkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin