Umut
Baha'nın peşinden sınıfa girip orta sıralardan birine kurulduğumuzda yeni biricik sınıf arkadaşlarıma göz gezdirdim. Harika hepsi birbirinden garip davranışlara sahipti.
En öndeki kız ders mi çalışıyordu? Yok canım benim gözlerim yanlış görüyordu kesin. Ne alaka aminyüm? (Bu lafın şahıs ve kişilerle bir bağlantısı yoktur liseden arkadaşımın sevdiğim bir tepkisidir, duyar kasmayalım.)
"Hayır yani ne çalışıyor olabilir daha ders görmedik?"
"Ne?" Baha oyundan kaldırdığı kafasını bana çevirince gözlerimle en öndeki kızı gösterdim. Kaşlarını çattı hemen.
Canım hiç ders çalışmadan her haltı bilen arkadaşım!
"Sınıfın ineği bu kız oluyor galiba."
"Tabi herkes bir Baha Ulusoy değil insanların çalışmaya ihtiyacı var."
"Sanki benimle birlikte oradan oraya koşturmak yerine evde oturup ders çalıştın." gözlerini devirirken gülüyordu bir de.
"Kardeşim ben uyurken tekrar yapan bir insanım normal bu başarım." omuz silkip hemen ön sıramda oturan kızın sarı saçlarına dikkat kesildim.
"Bu yaşta saç boyatılır mı ya bu kızları anlamak imkansız." kız dönüp ters ters bakınca sesimin fazla çıktığını fark edip gülümsedim.
"Bana demediğini umuyorum."
"Sınıfta senden başka boyalı saç mı var?" Gözlerini ki bunlarda lensti galiba devirirken elini toplu saçlarına atıp parmağına doladı.
"Saçlarım orijinal canım, her gördüğün sarıyı boyalı sanıyorsan aynaya bakmanı tavsiye ederim." Kızın yanındaki diğer kızın yeşil gözleri kocaman açılırken ağzım açık sarı saça bakıyordum.
"Bana laf mı soktun sen şu an?"
"Bilmem sence?" önüne dönerken Baha'ya baktım şaşkınlıkla.
"Valla ayakta alkışlamamak için zor tutuyorum kendimi." Kızın omzuna dokunup bana dönmesini sağlarken Baha'nın dediğine cevap vermedim hiç.
"Sarı saç renkli göz, benim kayıp kardeşim olabilir misin peki?"
"Ya beni rahat bırakacak mısın, ne kardeşi evdeki yetiyor bana zaten." yine önüne dönecekken yanındaki kız kıkırdayarak "Bırak Kumru arkadaş olmaya çalışıyor işte." dedi.
Yemin ederim özel bir uğraşım yoktu bunun için. Ben buydum.
"Kumru mu o nasıl lakap ya?" Baha'da olaya dahil olunca sırıttım. Sarı saç ona çatık kaşlarıyla dönerken ne diyeceğini merakla beklemeye başladım.
"Lakap değil ismim Kumru." tamam kesin yabancıydı bu kız.
"Garipmiş kızdırmak için demedim."
"Kızmadım zaten. Sınıfta ismi farklı olan tek kişi değilim." omuz silkip önüne dönünce "Başka kim var ki?" diye sordum. Diğer kız elini kaldırıp kendini gösterirken sırıttı.
"Çok eğleneceğim gibi hissediyorum senin adın ne?"
"Balın, balım değil Balın."
"İltifat gibi ama değil de." birbirimize bakıp gülmeye başlarken kendi kafama uyan insanları çektiğimi düşünmeye başlıyordum. Baha ve çocuklarla da çocukken böyle tanışmıştık. O zaman da Baha sayesinde olmuştu.
Şimdi de Balın buna sebep olacaktı sanırım. Ama Kumru biraz asabiydi.
Asabi kuş aaaa Angry birds.
Balın
Elimdeki plastik bardağı Kumru'ya uzatırken söylenip duruyordu.
"Hayır yani bardakların üst üste durması zaten zor bir de bunlardan maket yapmamızı istiyorlar."
"Bitti sayılır ama yapacak bir şey yok." yapıştırıcıyla iki bardağı birbirine tuttururken arka masada ödevle uğraşan Umut ve Baha'ya baktım.
Ortaya çıkardıkları şeye isim veremiyordum. Adı şey olarak kalmıştı resmen.
"Fazla yapıştırıcısı olan var mı acaba?" Kumru önüne düşen saçlarını elinin tersiyle iterken dudağımı büktüm. Sınıfta kimse kimseye yardımcı olmuyordu ki.
Beden eğitimi hocamız okula birkaç hafta gelemeyeceği için meslek bölümünün aldığı sanat tasarım dersinin hocası bizi devralmıştı. İki haftada yapacağımız ödevler beden eğitimi sınav notumuz olarak geçecekti.
Garipti ama eğlenceliydi de.
"Şunlara sorayım dur." Onun yanından geçip Umut ve Baha'nın masasına yöneldim. Plastik bardakları kesip biçip yapıştırıyorduk. Cidden saçmalıktı.
"Fazla yapıştırıcınız var mı?" arkamda duyduğum çığlıkla lafıma devam etmeden Kumru'ya döndüm.
"Kumru." benden önce davranan Baha onun yanına gidip kanayan elini tutarken masadaki falçata ve bardak gözüme çarptı.
"İyi misin?" peçeteyi eline sararken hoca yanımıza gelmişti.
"Derin kesmiş hocam revire götürelim bir baksınlar."
"Tamam Baha götür hemen arkadaşını, Balın sen de git onlarla." kafamı sallayıp peşlerinden giderken Kumru dolmuş gözleriyle Baha'nın yanında sınıftan çıktı.
Peşimizden gelen ayak sesleriyle arkamı dönerken Umut elinde eşyalarımızla geliyordu.
"Hoca belki geri gelecek kadar vaktiniz olmaz diye eşyaları da gönderdi bende toplanıp geldim." kendi eşyalarını da almıştı uyanık.
Revire girerken hemşire hemen Kumru'yu içeri aldı. "Çok mu kötü kesmiş elini göremedim ben."
"Avuç içini kesmiş dikiş gerekir belki." üçümüz yan yana sandalyelere çökerken gözümüz saatteydi. Kumru yarım saat içeriden çıkmazken Baha küçük odada volta atmaya başlamış Umut ise içeri girip girmeme konusunda bana fikrimi sorup duruyordu.
"Ben girip bakayım." yerimden kalkıp odaya gireceğim sıra kapı açıldı. Eli sarılmış Kumru gülümseyerek odadan çıkarken hemşire ufak bir kağıdı elime tutuşturdu.
"Bu kağıdı verirseniz yok yazılmazsınız numaralarınızı söyleyin." hepimiz söyledik hemen.
"İyi misin Kumru?"
"Hayatımda ilk defa dikiş attırdım çok iyiyim." bu dediğine gülerken Umut saati gösterdi.
"Kağıdı verip çıkalım hadi, acıktım ben." sonrası çok hızlı bir şekilde gelişti. Öyle hızlı gelişti ki okuldan çıkışımız ve yakındaki pizzacıya gelişimiz jet hızında olmuştu sanırım.
"Teşekkür ederim hepinize beklediğiniz için."
"Ne demek güvercin, sayende dersi ektik sen asabi olsan da."
"Asabi değilim ben." gözlerini devirirken sırıtan Umut menüye gömdü kafasını. Cidden çok açtı galiba.
"Ne yiyelim?" menüden kendimize uygun olanı seçerken sınıftakilerden, hocalardan ve daha bir sürü şeyden konuşmaya başlamıştık. Umut o kadar komik bir çocuktu ki sürekli gülmekten yanaklarım acımaya başlamıştı.
Elindeki içecek bardağını ortaya uzatıp sevimlice konuştu.
"Kumru'nun yeni dikişlerine ve yeni arkadaşlığımıza. Yalnız belirteyim lütfen yengeler ve enişteler giremez."
Helllüğ!
Diğer bölümlerden bağımsız, ilk tanışma hikayesi yazmam istenmişti bunu buraya bırakıp ödev yapmaya gidiyorum.
Bölüm nasıldı alalım yorumları?
Umut hiç şaşırtmıyor değil mi?
Bu arada kadınlar günümüz kutlu olsuuun!
Löv u.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amare 3 / Gün Batarken
Chick-LitTarih: 16.09.2013 Yeni öğretim yılı zili Mustafa Kemal Anadolu Lisesi için çalarken Aksel kolunu Baha'nın omzuna atıp okulun girişindeki kalabalığa baktı. "Bazen düşünüyorum da neden biz be abi?"