₪6₪

270 36 1
                                    

Umarım Kayra izlemiştir de bana dediklerine ve yaptıklarına üzülmüştür. Yada özür bile dilemesin ama arasın yada ne bileyim ona çok ihtiyacım var. Sonuçta ikiziz ve onun canı yanınca ben hissedip ağlıyorum ama o bilmiyor mu canımın yandığını veya hiç mi değerim kalmadı. Aynanın karşısında eyelinerimi çekip dudağıma parlatıcı sürdüm. Üzerimde lacivert kotum, mor sweatım ve beyaz pumalarım var ve benhazırım ama uinede içimde bir burukluk var. Servis gelince kalakladım eee dün 5-6 dakikada burdaydık yada ben öyle sanıyordum. Olsun benimde işime gelir camdan dışarı bakınca yerler hafif kar olmuş ya hayır niye biz Kasım ayında olmak zorundayız. Ayağımdaki pumayı çıkarıp beyaz botlarımı ve siyah montumla mor şapkamı takıp aşağı indim. Sırtımda da kitaplar baya ağır. Neyse servis gelince bindim en ön mü boş of ya. Telefonum çalınca işte Cansın⚽ arıyor... Nefes alıp açtım umarım durumumu sorar. "Kayra... Nasıls..." lafımı kesip "Sizin okulun karşısındaki kafeye gel!" diyerek kapadı. Kesin beni özledi orada hasret gidericez yaa keşke o gün erken davranıpta bu okula gelmeseydim şimdi beni özledi ve telefondan arıyor. Mert...çalıyor... Hadi ama heh. "Günaydın Mert." güldüğüne eminim "Sanada günaydın. Birşey mi oldu?" al işte iki günlük çocuk bile hal hatır soruyor ayy boşvereyim Kayra'm aradı zaten "Yaa Kayra aradıda ben derse geç gelicem bir bahane bulsan." kahkaha atıp "Tamam. Sevindim adına neyse kapatmam gerek ödev yapıyorum sabah sabah." diyerek kapadı. Servis okulun önünde durunca hızla inip karşıya geçtim. Kafeden girince gözlerim direk Kayra'yı aradı ama onun yerine bizim okulda gördüğüm gençler var. Ve Mert'te burda neyse görünmeyeyim. Boş masaya geçip şapkamı ve montumu çıkardım. Hadi gel hadi gel sanki annem gelicek. "Bak Zeynep çocuğun yanında anne deyip durma yada özür dilemesini bekleme, egonu bırak, fazla konuşma ve geldi. Çok heyecanlandım." kendi kendime konuşmamı bırakıp sustum. Özledim ya. Karşıma gelince sarılmak yerine elimi sıktı olsun buda olur. "Biz iki tost ve çay alalım." dedi. Garson gidince eline telefonu alıp birşeyler yapmaya başladı. Galiba mesaj yazıyor of ne dicek ki bana. Yalnız sanki çocuk sevgilim ha. Garson tabakları masaya bırakıp gitti. "Kayra nasılsın?" diyerek konu açtım. "İyi. Ee okul nasıl valla benim ki süper. Artık peşimde dolaşan gereksizler de yok. Yani mutluyum." dedi bari hatrımı sor. Birde o bana gereksiz mi dedi. "Ben sana yük mü oluyordum? Fazla ve gereksiz miyim Kayra?" ben burda beni özlediğini söyler diye bekliyorum o neler diyo. "Yani ne bileyim evet öyle cümle kurdum. Yaklaştın." diyerek telefona gömüldü. Susarak tostumu yemeye başladım saat en son 06.50 ydi. "Duydum ki video kalkmış. Nasıl kaldırdın?" al işte. "Evet kaldırdım. Gerçekler ortaya çıktı çok mutluyum. Sen sevindin mi kardeşinin suçu olmadığına?" kafasını olumsuz sallayıp gülerek "Doğru söyle kime para verdin de kaldırdı? Yalan söylediğin belli." ne diyor bu mal. "Kayra gerçek benim suçum yok!" dedim ama lafımı gözlerini devirerek "He he. İnandım zaten. Yaa kızım gerçek olsaydı beni hergün arar dururdun ama sen hep ağladın suçsuzsan ağlamazdın başın dik gezerdin ama sen eve ağlayarak geldin. Çünkü ben öğrenince neler olduğunu biliyordun. Cık cık." dedi. Sinirle ayağa kalkıp içerdekileri umırsamadan "Kayra yeter! Yine yanıma dolu geliyorsun. Bıktım! Kendime yaptığım en kötü şey bana inanmayıp tekme attığında reddetmediğim! Ve ben o gece eve geldiğimde ağladım çünkü hem tazice uğradım hemde annemiz iç..." sözümü kesip ayağa kalktı "Kapa çeneni! Bana annemiz deme! Dedim ve yine sözümü dinlemedin senden iğreniyorum  veziroğlu soyadını aldığın için soyadımdan iğreniyorum. Keşke ölsen biraz utanman olsun nasıl yüzün varda benle buluşuyorsun. Aynı annene benziyorsun!.." diye bağırdı. Altta kalmam haklıyım "Mal mal konuşma o seninde annen. Biraz utan annene ve kardeşine bunları dediğin için ama Kayra senin o sevgilinin gerçek yüzü ortaya çıkınca sakın! Yanıma gelip özür dileme o gün var ya o gün sana bana yaptıklarıbı hatırlatıp acı çektiricem ve bende senin gibi biriyle aynı anneden çıktığım için acıyorum." diyerek gidecekken arkamdan "Bende öyle annem ve kardeşim var diye kendime acıyorum!" diyerek yanımdan hızla geçti. Sen yanıma gelicen Mert arıyor... "Efendim." neşeli açmaya çalıştım ve başardım bence. Etrafa bakınca ortalıkta yok demekki gitmiş. "Kanka kardeşinle tanışmak istiyorum kafeye geleyim mi?" diye ricada bulunmak ne "Yaa kanka beşka zaman şuan biz parkta muhabbet ediyoruz eski günleri yad ediyoruz. Belki bugün okula gelmem. Ama çıkışa yetişirim. Hadi kapat kızıyor." birde bununka uğraşıcam iyiyi yoktu yoksa herşeyi öğrenirdi. Kafeden çıkıp öylece yürümeye başladım. Hala aklımdan çıkmıyor ettiği laflar. 'Yaa kızım gerçek olsaydı beni hergün arar dururdun ama sen hep ağladın suçsuzsan ağlamazdın başın dik gezerdin ama sen eve ağlayarak geldin. Çünkü ben öğrenince neler olduğunu biliyordun. Cık cık.' yalnız benim dediğim laflar da ağırdı arayıp özür mü dilesem? 'Kapa çeneni! Bana annemiz deme! Dedim ve yine sözümü dinlemedin senden iğreniyorum  veziroğlu soyadını aldığın için soyadımdan iğreniyorum. Keşke ölsen biraz utanman olsun nasıl yüzün varda benle buluşuyorsun. Aynı annene benziyorsun!..' off Kayra ben oysaki ne hayaller kurmuştum. 'Bende öyle annem ve kardeşim var diye kendime acıyorum!' dedi ya biz bir elmanın iki yarısıydık ama o ne dedi. 'Artık peşimde dolaşan gereksizler de yok. Yani mutluyum.' ben ona yük oluyordum. Geldiğim çocuk parkına girdim geçen burda ağladım. Bana ne dedi ya 'Keşke ölsen' of Kayra, parktan durmayayım okula gitsem daha mantıklı. Aklımda sadece iki kelim canlanıyor. 'Keşke ölsen' 'Keşke ölsen' 'Keşe ölsen' 'Keşke ö... Hızla yere çarpınca cümle gitti Kayra'dan ban kalan son iki kelimeydi o. Başımda ismimi bağırdıklarında ilk görüşüme Mert girdi. "Mert... Kayra'ya söy...söyleme." dedim ve gözlerim kapandı.

İKİZ   (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin