Private Chapter; 2

1.1K 60 31
                                    

"İpeksi pembe saçlarını okşarken içime derin bir nefes çektim. Güzeller güzeli meleğimi yatağın üzerinden dikkatle kaldırıp kucağıma koydum. Uykudan uyanmaması adına nazik hareketlerle saçlarına, boynuna ve minik yüzüne öpücükler bırakıyordum. Ona çok çabuk bağlanmıştım. Minik bedeni henüz yerden dizlerime kadar geliyordu. Ellerinden birisi başparmağımı sıkıca kavradığında gülümsedim. Ne kadar güzeldi.. İçimde gittikçe büyüyen sevgim nedeniyle, gülümseyen yüzümle Jimin'in yüzüne baktım. Henüz çok küçük olmasına rağmen birbirimizin arasında güçlü bir bağ oluşmuştu. Bunu catboy olmasına verdim. Tüm geceyi o şekilde geçirdiğimi hatırlıyorum, neredeyse hiç hareket etmedim göğsüm üzerinde mışıl mışıl uyuyor oluşu, dağılmış saçları ve parmağımı kavrayan eli beni büyülemiş gibiydi.. Her neyse sabah olduğunda üzerimde kıpırdanmaya başladı. Yorgun gözlerimi bir kaç defa kırpıştırıp hareketlerini izledim. Önce minik kuyruğu sallanmaya başladı, ardından kulakları hafifçe oynadı. Kafasını kaldırdığında ağzını açıp kapadığını ve yutkunduğunu gördüm. Bakışları boynumdan yukarı çıktı ve benimle göz göze geldiği an uyuşuk yüzünü kocaman bir gülümseme kapladı.

"Şunkukkk!"

diye seslendiğini hatırlıyorum. sâhi, o güzel sesi zihnimden silinecek diye korkuyorum. Bundandır her gün sesini duymak adına onunla olan bir videoyu izliyor oluşum, her izlediğimde sesini duymanın, yüzünü görmenin verdiği acı ve mutlulukla ağlıyor oluşum. Bundandır yüreğimdeki ağır sızı. Neyse, konudan çok sapmak istemiyorum. Nerede kalmıştık, hah bana seslenişinde..

***

Ve işte bütün bir günün sonunda yüzümüzdeki boya izleriyle uyuya kaldık.."

soğul rüzgar nedeniyle küçük Jimin'in titrediğini fark ettim. Oysa giydirmiş olduğum mont çok kalındı. Zayıf bedenine vererek onu kucağıma çektim. Yanağına sulu bir öpücük bıraktığım sırada gözünden bir damla yaş aktı. Hızlıca başparmağımla göz yaşını sildim.

"Tatlım, sorun nedir? Neden ağlıyorsun?"

İçine derin bir nefes çekti, sanki uzun yıllardır nefessiz kalmış da bu çektiği ilk nefesti. Dolu gözleriyle bana bakıp titreyen sesiyle konuştu.

"Efend- yani şey cunkuk, b-ben a-adımdan çok u-utanıyorum. B-ben senin J-jimin'in olamayacak kadar de-değersizim."

Söyledikleriyle kaşlarımı çattım. Anlattığım şeyleri betimlemem onu üzmüştü ve sevilmediğini hissettirmişti sanırım. Küçük Jimin ile mezarlıkta tanıştığımız günden sonra bir ailesi olmadığını öğrenip onu sosyal hizmetlerden evlat edilmiştim. Fakat ona her seslenişimde ben de ağlayacak gibi oluyor, ama ona çaktırmıyordum. Jimin içinde durum farksızdı. Kendini değersiz görüyordu. Oysa düşündüğü yanlıştı. Şunkuk'unun Jimin'i benim sevgilim, Cunkuk'unun Jimin'i ise benim oğlumdu. Kalbimi ortadan ikiye ayırıp ikisini de ayrı yerlere yerleştirmiştim. Jimin'in yanağına bir öpücük daha kondurup kulağına fısıldadım.

"Bak tatlım, sen benim için her şeyden değerlisin. Şuan içerisinde yaşadığımız dünyada benim uğrunda kendimi feda edeceğim tek kişi sensin ve bu hep böyle kalacak. Şu an gördüğün mezarda yatan Jimin ise benim yıldızlara emanet ettiğim sevgilim. Ben onun uğruna kendimi feda edemeden, o benim uğruma kendini feda etti. Bu yüzden ben de onu gökyüzüne, geceye, yıldızlara emanet ettim. Her gece gökyüzünr baktığımda gördüğüm en parlak yıldız o. Her gün yeryüzüne baktığımda ise gördüğüm en parlak yıldız sensin. Yani sakın kendini onunla kıyaslama çünkü ikiniz de benim kalbimin, ruhumun ve aklımın tek sahibisiniz. Ha bu arada bana Efendim deyişin de gözümden kaçmadı bilesin, bunun cezasını gıdıklama canavarıyla çekeceksin."

Yüzündeki mazlum ifade yerini hafif bir sinsiliğe bıraktığında Mezar taşına bir öpücük kondurdum. Aynı şeyi Jimin'de yaptıktan sonra dudaklarını araladı.

"Jimin, bu gece bana da görünür müsün? Şunkuk babam seni çok özlüyor seninle konuşmak istiyorum."

söyledikleriyle gözlerim dolarken Jimin'i de alıp ayağa kalktım. Jimin kucağımda ben dr ayakta bir süre mezara baktıktan sonra arkamı döndüm ve yürümeye başladım. O sırada sol gözümden bir damla yaş süzüldü.

Tanrı bana iki yıldız vermişti. İlk yıldızım parıldayarak kayıp gitmişti ama, ikinci yıldızım öyle olmayacaktı. Ben kayarken beni seyretmeliydi. O, beni gömmeliydi. Ben onu değil..

Merhaba, uzun zaman oldu dostlarım.. Biliyorum bölüm kısa ama benim için çok anlamlı. Bu yıl LGS denen illetle savaşıyorum. Bu illeti başımdan attığımda geri döneceğim. Hepinizi çok seviyorum. İyi okumalar ve iyi geceler..
12-01-20      23:39

Venenum - Jikook - Catboy (M) ~tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin