"Seni tüm arkadaşlarımla tanıştıracağım, sadece beni tanımıyormuş gibi davran, olur mu? Yeni tanışmışız da partner olarak seçilmişiz gibi davran yani." Gergince kafasını sallayan Seokjin'e ne yapması gerektiğini söyledi Jungkook. "Endişelenme, Yoongi-Hyung ve Taehyung da seni tanımıyormuş gibi yapacak."
Seokjin ve Jungkook, Jungkook'un odasından çıkarak oturma odasına varana kadar yürüdüler.
"Öhm, öhm." Jungkook tüm arkadaşlarının dikkatini üzerine çekebilmek için sahtece öksürdü ki başardı da, bütün arkadaşları onlara özellikle de Seokjin'e bakıyorlardı.
Yoongi ve Taehyung'un gözleri kocaman olmuştu. Jungkook'un Seokjin'in mesajındaki partner çıkacağını ikisi de beklemiyordu.
"Naber, tatlı şey?" Jimin Seokjin'e nefesinin kesilmesine sebep olacak bir sırıtış sundu ve Seokjin bir anda kendini nefes almakta zorlanırken buldu.
"Tamam, Seokjin ile tanışın... Kendisi projemdeki partnerim. Eğer uygunsa yarına kadar burada kalacak." Jungkook Seokjini'i tanıttı.
"Tabi ki, benim odamda yatabilir." Namjoon flörtöz bir tavırla söyledi. "Benimle." Ekledi.
Jungkook kafasını olumsuz anlamda salladı. "Tanrım, Hyung. Senden 4 yaş küçük, nasıl bu şekilde flörtöz olabilirsin?" Yakındı.
"Yaş önemli değil, değil mi Seokjin?" Yoongi ansızın Seokjin'e tatlıca gülümserken sordu.
"E-evet,hyung." Utangaçça cevap verdi.
Seokjin kendisinden neden bu kadar hoşlandıklarını soruyordu kendisine. Onlarda erkek değil mi? Neden benden bu kadar hoşlandılar? Ya da gerçekten hoşlandılar mı?
"Bir Erkekken başka bir erkek ile çıkmak normal mi?" Seokjin merakla sordu, kaşları çok derin bir şey düşünüyormuş gibi çatılmıştı.
"Normal, Seokjin. Kendine bir bak, kim seninle çıkmazdı ki?" Hoseok parlakça gülümserken cevapladı.
"Oh, peki.."
"Oturun hadi, yemeğe başladık bile."
-----
Yemek bitmişti ve Seokjin Jimin ve Hoseok'a bulaşıkları yıkamakta yardımcı olmakta ısrar etmişti.
"Seokjin-ah, sana Jinnie desem sorun olur mu?" Jimin genç olandan olumlu bir kafa sallama alırken sordu.
"Hepiniz diyebilirsiniz, hyung." Seokjin kıkırdadı. Takma isminin çok havalı olduğunu düşündüğünden gururlanmıştı.
"Çok tatlısın!" Jimin genç olana sıkıca sarıldı ve o da Jimin'in bedeni sayesinde sıcak hissederek geri sarıldı. "Seninle tüm gün sarılmaktan çok hoşlanırdım, çok küçük ve yumuşacıksın ve... ve iyi bir sarılma arkadaşısın." Bitirdi. Seokjin'i kollarının arasından salmayı planlamıyordu çünkü çok iyi hissettiriyordu.
"Aman Tanrım, Park Jimin. Jin'i taciz mi ediyorsun?" Hoseok birden resme dahil oldu, elinde masayı temizlemek için küçük bir şey tutuyordu.
"Hayır, hyung. Tanrım! Sarılıyoruz!"
"Katılabilir miyim?" Hoseok sordu.
Jimin daha tepki bile veremeden Seokjin çoktan Evet demişti bile, ve şimdi grupça sarılıyorlardı. Jimin alayla gülümsedi.
"Burada ne oluyor?" Namjoon da resme girdi, kendini sarılmanın içine attı ve diğerleri onunla tartışamadı bile.
Acaba biliyorlar mıydı ki Jungkook, Yoongi ve Taehyung onların Seokjinle yakınlaşmalarını izliyor, izlerken gözleri yanıyor ve kalpleri sıkışıyordu. Nedenini ise hiç bilmiyorlardı.
"Seokjin, odama. ŞİMDİ." Jungkook emretti ve hızlıca odasına girdi.
Seokjin yutkundu ancak nedenini bilmiyordu. Gergin hissediyordu ancak yine nedenini bilmiyordu. Namjoon, Jimin ve Hoseok ona küçük bir gülümseme verdiler sonra da saldılar.
Jungkook'un odasına gergin ve gerilmiş şekilde yavaşça yürüyüyordu. Yavaşça kapıyı açtı, içeri girdi ve kapıyı kapattı.
"Kapıyı kilitle." Jungkook emretti ve Seokjin de yaptı. "Buraya gel." Jungkook yanındaki boşluğa elini patpatladı. Bunu yaparken yüzünde hiçbir duygu ibaresi yoktu ve Seokjin dediğini yine yaptı.
Seokjin Jungkook'un yanına uzanmıştı bile. Gencin üzerine uzandı "Öpüşmenin ne olduğunu biliyor musun?" Jungkook bir kaşını kaldırdı ve genç olan olumlu şekilde kafa sallarken yutkundu. " Bana yap ve sana malın ne demek olduğunu söyleyeyim." Genç olana bir emir daha verdi.
Seokjin ne yapacağını bilmiyordu. Büyüğünün yanağını mı öpmeliydi? Alnını mı? Belki de burnunu? Ya da.. Seokjin bilinçli şekilde Jungkook'un dudaklarına baktı.
Jungkook Seokjin'in bakışını fark etti ve bu yüzden ilk hareketi yapmaktan çekinmedi. O Seokjin'in dudakları öper, yalarken Seokjin'in tek yaptığı izin vermekti.
Jungkook tatmin olduğunda Seokjin'e sırıttı, "Hala bilmek istiyor musun?" ve Seokjin kafa salladı.
Elleri Seokjin'in penisine değip çocuğu bir daha yutkundurana kadar bedeninde amaçsızca dolaştı. Üyesini avuçladığında Seokjin anında zayıf ve güçsüz hissetti. Dizleri ve bacakları jöleye dönmüştü. Masumca inliyor, Jungkook'un ona verdiği zevki tadıyordu.
"Bu bir mal." Jungkook sakince Seokjinin kulağına fısıldadı ancak Seokjin cevap veremedi çünkü inlemekle meşguldü.
Jungkook Seokjin'in hayal kırıklığıyla inlemesine sebep olarak durdu. "H-hyung!" Sızlandı ancak Jungkook kafasını salladı ve kıkırdadı.
"Hayır, Seokjin. Projemizi yapacağız, değil mi?"
"Ah...evet..doğru."
-08 adlı bölümün sonuna işinize yarayabilecek bir not bıraktım ve spoiler olacak ama
2. KİTABA GEÇİP SEME JİN YAZMAK İSTİYORUM YETER.
-17.01.20
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HYUNGS • Jin × BTS
Fanfiction#1 in Jinhope "Hangi hyung'unu daha çok seviyorsun?" Hoseok Seokjin'e imzası gibi olan gülüşünü sunarak sordu. "Ben--" Seokjin cevap vermeden önce tüm hyungları ona sarılmıştı bile. "Ben hepsini seviyorum." Seokjin söyledi. Tüm hyungları iç geçirdi...