Yoongi'den Anlatım
"Hyung, o kalın ahşap arkasında bir şey mi saklıyorsun?" Taehyung bana alayla bakarken gözlerini kırptı, kaşlarını kaldırdı.
"Kapa çeneni, Taehyung. Yemek yiyoruz." Ona homurdandım ve daha sonra gözlerimi sanki yuvalarından çıkabilirlermişçesine devirdim.
"Ahh, Yoongi Hyung Kimseye söylemem, söz veriyorum." Tekrardan göz kırptı.
Bu çocuk, cidden...
"Ne sırrı?" Hoseok gülümserken bana ve Taehyung'a baktı.
"Hiçbir şey. Uhm, kendi odamda yiyebilir miyim? Burada yemek için havamda değilim." Her birine tek tek bakarken soğukkanlı bir şekilde sordum.
Hepsi kafalarını salladılar ancak Taehyung birden yanımda belirdi. Mükemmel. "Ne istiyorsun?"
"Sırrını." Taehyung imzası gibi olan dikdörtgenimsi şekilde gülümsedi.
Yenilgi ile iç çektim. Sanki kazanmışım gibi meraklı ve gürültücüydü. İstediğini alana kadar durmayacaktı. Aish!
"İyi, tut şunu. Odamı açacağım. İçeri hızlı gir ki hemen kilitleyebileyim." Ona emrettim ve anında kafasını salladı.
Bu fikri gerçekten sevmemiştim. Seokjin'i sadece kendime saklamak istiyordum. Yani... beni yanlış anlamayın, o gence kolaylıkla bağlanmıştım.
Kapıyı hızlıca açtım ve Taehyung ve ben odaya girdiğimizde hızlıca kilitledim. "Phew."
Kafamızı yatağıma, tavana bakan Seokjin'e çevirdik.
"Wow, yani bir oğlun var." Ayo gg
(Çeviremeyen çevirmen dramı...)"Yani, o senin oğlun mu?" Taehyung gözlerimi devirmeme sebep olarak kaşlarını kaldırdı.
"Hayır, 5 yaşımda bir çocuk sahibi olmam mümkün mü!?" Yarı rahatsız şekilde sordum.
"Yani... o..." Zihninde saymaya başladı. Söyleyebilirdim, sormadı. " 15 mi?" Benden bir kafa sallama kazanırken, fısıldadı.
"Merhaba Yoongi-Hyung! Uhm...o kim?" Seokjin küçük parmağını Taehyung'a doğrulttu.
"Aw, çok tatlııı! Ben Kim Taehyung. 18 yaşındayım yani bana Taehyung-Hyung diyebilirsin." Taehyung tepsiyi yatağımın yanındaki masaya koydu ve anında Seokjin'in üzerine atladı.
"Garip değil mi? Taehyung- Hyung. Yani zaten adında bir Hyung var." Seokjin tatlıca ensesini ovuşturdu ve Taehyung genç olanın saçlarını karıştırdı.
"Çok temas ediyorsun." Yatağımın kenarına otururken yorum yaptım.
"Sorun değil, hyung." Tekrar gözlerimi devirmeme sebep olacak bir gülümseme gönderdi.
"Uhm, bana Tae-hyung diyebilirsin." Taehyung Seokjin'in heyecanla kafa sallamasını sağlayarak arsızca gülümsedi.
Bu gerçekten kötü bir fikirdi. Seokjin'i sadece kendime istiyorum demiştim. Şuan ise Taehyung onu ve onun hakkındakileri biliyordu. Seokjin'in dikkatı benden çalınmıştı.
"Ye şimdi aptal. Ki sonrasında ilaçlarını içebilesin. Taehyung ve ben dışarıda bir şey hakkında konuşacağız. Hemen döneceğim."
Şuan boş olan mutfağa gidene kadar Taehyung'un elinden tuttum. "Neyin hakkında konuşacağız, hyung?" Taehyung masumca sordu.
"Meraklı olmaya başla. Kafanda oluşan tüm soruları cevaplayacağım."
"Tamam o halde, neden odanda hasta küçük bir çocuk var?" Taehyung sormaya başladı.
Bana sorduğu her soruya cevap vermeye başladım. Kafasından geçen her şeyi temize çekiyordum.
"Bana bunu kendileri öğrenene kadar onlara söylemeyeceğine söz ver."
"Söz."
Bu kadar geç geldiği için üzgünüm.
-11.08.18
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HYUNGS • Jin × BTS
Fanfic#1 in Jinhope "Hangi hyung'unu daha çok seviyorsun?" Hoseok Seokjin'e imzası gibi olan gülüşünü sunarak sordu. "Ben--" Seokjin cevap vermeden önce tüm hyungları ona sarılmıştı bile. "Ben hepsini seviyorum." Seokjin söyledi. Tüm hyungları iç geçirdi...