16

1K 68 4
                                    

Üçüncü Kişi Anlatımından;

Jungkook'un kafası hala karışıktı. Hala Seokjin'e ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı. Jimin'in yarattığı sahneyi  zihninden atamıyordu.

Yugyeom'a nolmuş? Jungkook, hala ne olduğunu çözmeye çalışırken düşündü.

Bu sırada...

Seokjin hem mental olarak hem fiziksel hem de duygusal olarak yorgun olduğundan hala bilinci olmaksızın yatıyordu.

Hemşire hala sıyrıklarını ve yaralarını temizliyordu. O kadar çok yarası vardı ki kaçırılmış ve işkence edilmiş gibi gözükmesine sebep oluyorlardı. 

Yavaşça, küçük çocuk gözlerini açtı, sağ gözünü açmakta zorlanıyordu çünkü o gözü tamamen morarmış ve şişmişti. 

"Uyanmana çok sevindim,-" Hemşire Seokjin'in ID'sine baktı ve sonra gülümsedi. "Seokjin-ah" cümlesini bitirdi.  

"Benimle ilgilendiğiniz için teşekkür ederim Hemşire Hanım." Seokjin neşeli olmaya ve gülümsemeye çalıştı ancak yapamadı- bu yüzden acı içinde bir gülümsedi sundu şişmiş mor gözünden bir gözyaşı akarken. "Jimin-hyung nerede?" Nazikçe sordu, alt dudağını hafifçe ısırdı sonra da akan gözyaşını sildi. 

"Bir şeyi düzelteceğini söyledi. Endişelenme, iyi olacağına eminim."

Seokjin sessize kafasını salladı. Artık okula gitmek istemiyordu... Belki de, belki de Yoongi ve Taehyung'a okulu bırakacağını söylerdi.

Okul çok acımasızdı.

"Hemen döneceğim, tamam mı? İyice dinlen." Hemşire Seokjin'in elini güven verici bir şekilde sıktıktan sonra odadan ayrıldı ve Seokjin ona gülümsedi.

Bir anda, yaşadığı şeyler aklına geldi... Travma geçirmiş gibi hisediyordu. Hyungları ona asla böyle bir şey yapmamıştı, asla onu yapmak istemediği bir şeye zorlamamışlardı. Hyungları onu koruyordu, ona -Yugyeom gibi- zarar vermiyorlardı.

"Seokjin-ah" 

Seokjin ismini duyduğunda sesin geldiği yere kafasını döndürmesi neredeyse hiç zaman almadı. "Jungkook- Hyung..." Seokjin'in sesi bir fısıltı halinde çıkmıştı ancak Jungkook yine de duydu.

"Seokjin-ah, özür dilerim... Jungkook- Hyung Yugyeom öyle bir şey denediğinde... hiçbir şey yapmadı." Jungkook Seokjin'in hassas olabileceğini düşünüp orayı söylemeye devam etmedi. "Çok üzgünüm." Jungkook Seokjin'e sımsıkı sarılırken ağlak bir sesle söyledi.

Seokjin üzgün bir gülümseme sundu. "Senin suçun değildi, Hyung."

"Seokjin-ah..." Jungkook ağlamayı durduramıyordu. Seokjin yardıma ihtiyaç duyduğuna ona yardımcı olamamış olmak ona çok suçlu hissettiriyordu.  Kalbini çok acıtıyordu, çok fazla acıtıyordu.

"Ağlamayı bırak lütfen, hyung." Seokjin Jungkook'un dökülen gözyaşlarını başparmağını kullanarak sildi. Sonra da burnuna küçük bir öpücük yerleştirdi. 

Seokjin bunu neden yaptığını bilmiyordu ancak karşısındakinin sakinleşeceğini hissettiğinden dolayı yapmış olabilirdi.

Belki de... Belki de Jungkook, Taehyung ve Jimin okulda yanındayken güvende hissedebilirdi. Eğer Hyungları yanındaysa, okul o kadar da kötü bir yer olmayabilirdi.

"Seni koruyacağız, Jinnie. Seni koruyacağım. Söz veriyorum."

SPOİLER

"Bundan sonra, Seokjin'den uzak duracaksın. Onunla konuşma, onunla oynama ya da ona dokunma... ONDAN UZAK DUR." En büyük olan söyledi, daha çok emretmiş gibiydi.

"Ama Hyung!!"  Şimdi bağırma sırası ondaydı. Ne sikimden dolayı yapacakmış ki? Genç olana bağlanmıştı bile.

"Dediğimi yap yoksa senin o kıçını bu evden atarım ve ailenin yanına dönmek zorunda bırakırım!"

Ve herkes sessizleşti.

-----

-26.10.10

-Lyra

HYUNGS • Jin × BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin