2. BÖLÜM
Merdivenin başına geldiğimde tam zamanında aşağıya indiğime sevindim. Annem kapıyı açmış, gelenleri içeri buyur ediyordu. Babamın yanında sadece bir kişi vardı, o da saçları hafif kırlaşmış bir adamdı. Babam, yeni dünür adayını annemle tanıştırıyordu. Adamın yalnız gelmiş olduğunu görünce içimden, 'Yaşasın, yırttın kızım İlya' diye bir sevinç çığlığı kopardım. Mutluluğumu yüzüme yansıtmamaya çalışarak basamakları inmeye devam ettim.
Babam başını çevirip beni görünce hızla durum kontrolü yaptı. Sonuçtan memnun kalmış olacak ki belli belirsiz bir baş hareketiyle beni onayladığını belli etti. O arada ben de basamakları inmiş, karşılarına geçmiştim. Boynumdaki kolyeyi fark ettiğini belli eden delici bakışları sorgular gibi aktığında babama tatlı tatlı gülümsedim. "Babacığım hoş geldiniz," deyince kullandığım sevgi dolu ifadeye fazlasıyla şaşırmış olsa da, bunu profesyonelce gizlemeyi başararak, "İşte bu da kızım Bürge," dedi ve beni yanındaki adamla tanıştırdı.
Adının Şükrü olduğunu öğrendiğim adam bana beğeniyle baktığında, ısrarlı bakışlarından rahatsız olmuştum ama kibarlığımı bozmadım. "Hoş geldiniz Şükrü Bey. Nasılsınız?"
"Hoş buldum. Gayet iyiyim."
Annem, "Oğlunuzla kızınızı da bekliyorduk," diye araya girdiğinde Şükrü Bey, "Birazdan burada olurlar," diyerek açıklama yaptı. "Eşinizle toplantımız vardı. Beklediğimizden erken bitince doğrudan buraya gelmemizde ısrar etti. Rahatsızlık vermedim inşallah."
Annem kibar ev sahibesi gülümsemesini takındı. "Ne münasebet, hoş geldiniz."
Buna karşılık adam annemin önceki sorusunu cevaplandırdı. "Oğlumla kızım da işlerini halledip yarım saat içinde gelirler. Ne de olsa amaç, esas onların kaynaşması, değil mi?" diye cevap verdiğinde bakışlarını bana çevirdi.
Yüzümün asılmasına izin vermeyerek zoraki gülümsememi sürdürdüm. Oysa içimde fırtınalar kopuyordu. Bu adama gelini olamayacağımı göstermek için yarım saatim vardı ama babamın sürekli üzerimde olan uyarıcı bakışları altında bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyordum. Elimden tek gelen, şimdilik 'cici kız' pozlarımı sürdürmekti.
Kapı önü muhabbetini daha fazla uzatmak istemeyen babam sonunda, "Elbette kaynaşırlar. Bürge çok uyumludur," diyerek salonu gösterdi ve annemin koluna geçmesi için dirseğini uzattı. "Şöyle buyurun. Çocuklar gelene kadar bir şeyler içelim."
Annemle babam kol kola geçince, Şükrü Bey de bana bakıp kendi kolunu dirsekten büktü. "Bana eşlik edersen çok mutlu olurum."
İçimden tam aksini geçirsem de, "Tabii, büyük bir zevkle," diyerek ricasını kırmadım. O anda babamla göz göze geldiğimizde bu hareketime memnun olduğunu belirten bir bakış attı. Dudağının gizli bir gülümseme ile kıvrıldığı da gözümden kaçmadı. Evet, ilk artı puanımı kapmıştım. Gecenin sonuna kadar böyle devam edebilirsem, yarın sabaha özgür bir İlya olarak uyanmam pekala mümkün olacaktı.
Salona geçtiğimizde, annemle babam viski ve şarap servisini hazırlarken, ben de Şükrü Bey'i koltuklara yönlendirdim.
Oturmadan önce, "Çok zarifsin Bürge," diyerek elimin üzerini öptüğünde şaşırsam da renk vermedim. Bir an adamı düzeltip 'İlya' ismini tercih ettiğimi söyleyecektim ama babamın bakışlarını resmen sırtımda hissettiğim için gülümsememi bozmadan sadece, "Teşekkür ederim," diye mırıldandım ve adamdan uzak bir koltuğa oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Kız
RomanceAdı Bürge İlya Solmaz... O evin Asi Kızı'ydı ve bir gün babasına baş kaldırdı. Sonra kendi mutluluğunu bulmak için özgürlüğe kanat çırptı... Bazen hayata sıfırdan başlamak gerekir. O da öyle yaptı... ATEŞ'E DÜŞECEĞİNİ BİLMEDEN...