Herkese merhaba. Hepinizi sevgiyle kucaklıyor, sizin ve ailenizin Kurban Bayramı'nı kutluyorum. Tüm sevdiklerinizle birlikte bereket, sağlık ve mutluluk diliyorum.
Nihayet herkesin beklediği yeni bölümle karşınızdayım. Kurgulayıp yazarken benim bile beynim yandı. Sizleri okurken düşünemiyorum bile.
Hemen aradan çekilip sizi Ateş ve İlya ile baş başa bırakıyorum.14. BÖLÜM
İkisi de suskun kalıp tepki vermeyince, "Konuşmazsanız buradan gidiyorum," diyerek masada duran bardaktaki suyu kafama diktim ve bir tane daha doldurdum. Onu da yarılayarak masaya sertçe bırakırken, çattığım kaşlar eşliğinde elimin tersiyle ağzımı kuruladım. Bu, benim şu anda gösterebileceğim en asi hareketti.
"Hadi ilya! Lütfen biraz mantıklı ol. Gecenin bu saatinde nereye gideceksin?"
"Mantıklı mı? Bunu bana fazlasıyla mantıksız davranan sen mi söylüyorsun? Bana baksana Ateş! Neden benden açıkça ne istediğini söylemiyorsun?" Kollarımla havada daire çizip evi gösterdim. "Neden? Bana kabul edebileceğim en ufak bir mantık kırıntısı ver Ateş."
"Belli ki başında bir bela, peşinde de adamlar var. Kendini güvende hissetmeni istedim sadece."
"Güvende mi? Sevgilinin evinde güvende hissedeceğimi de nereden çıkardın?"
Aynı anda hem Ateş hem de Ceyda, "Biz sevgili değiliz," deyince ikisine de inanmazlıkla baktım.
"Ateş her defasında yeterince inkar ediyor. Lütfen Ceyda sen de başlama," diyerek kadına döndüm ve ayan beyan ortada olan gerçeği hatırlatmak istercesine karnını işaret ettim.
Ceyda koruma iç güdüsüyle olsa gerek, elini göbeğine götürdü. "Bu iş biraz karışık."
"Bildiğim kadarıyla bebek yapmak çok da karışık bir iş değil."
Ceyda'nın yüzünden geçen hüzün bulutu, haddimi aştığımı anlamama yetti. "Özür dilerim, bazen dilimin kemiği olmuyor. Üstüme vazife olmayan bir serzeniş oldu."
"Özürünü kabul ediyorum. Aklında çok soru olduğunun da farkındayım." Sonra güzel yüzü aydınlandı. "Kendini üzme İlya, gerçekten sorun değil, seni de anlayabiliyorum," dedikten sonra bana göz kırpıp Ateş'e döndü.
Ama beyefendi tüm konuşmalar yapılmış, sorular cevaplanmış gibi bir ifadeyle, "Madem ikiniz bu konuda anlaştınız," diyerek ellerini ovuşturdu ve ayağa kalktı. "Bugün yoğun bir gündü. Eve geçip biraz..."
"Ateş!" Aynı anda hem benden hem de Ceyda'dan gelen uyarıcı tonla Ateş sustu.
Genç kadınla bakışıp anlaşarak Ateş üzerindeki baskıya devam ettim. "Bak uyarayım. Hani bil diye söylüyorum, gerektiğinde çok feci cadılaşıp ağzından zorla laf alabilirim. Hatta gırtlağını sıkıp o lafları cımbızla tek tek alabilirim." Başka zaman olsa, Ateş'in felce uğramış gibi çarpılmış suratını görüp kahkahalar atabilirdim ama kendimi tutmayı başarıp tehditkar görünmeyi sürdürdüm.
Bu arada karşı çaprazımdan önce bir kıkırtı, sonra da kontrolsüz bir kahkaha patladı. Ceyda'ya 'konsantremi bozuyorsun' manasında bakınca hemen toparlanıp, "Affedersin İlya," diye başladı. "Lütfen devam et." Sonra Ateş'in arkasına geçip gülmesini bastırırken bana iki baş parmağını kaldırıp, 'Aferin, iyi gidiyorsun' hareketi yaptı.
Aralarındaki ilişkiyi henüz tam anlamıyla çözememiş olsam da, kalbimin bir yanının Ceyda'ya ısındığını hissettim.
"Yahu siz Ceyda ile ne ara bu kadar samimi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Kız
Roman d'amourAdı Bürge İlya Solmaz... O evin Asi Kızı'ydı ve bir gün babasına baş kaldırdı. Sonra kendi mutluluğunu bulmak için özgürlüğe kanat çırptı... Bazen hayata sıfırdan başlamak gerekir. O da öyle yaptı... ATEŞ'E DÜŞECEĞİNİ BİLMEDEN...