11. Bölüm: [İtiraf]

1.6K 149 60
                                    

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 24/01/2020

Jeon Jungkook

Kollarımın arasındaki sıcaklık ve yüzüme çarpan güneş ışıklarıyla gözlerimi açmıştım. Hea Jung'un huzur veren kokusu bana huzur verirken, alnına nazikçe bir öpücük kondurarak başımı başına yasladım.

Uzun zamandır ilk kez huzurlu bir uyku uyuduğumu hissediyorum. Hayır hissetmiyorum gerçekten yaşıyorum, gerçekten huzurlu hem de çok huzurlu bir uyku çekmiştim ve bunun tek sebebi kollarımın arasına mışıl mışıl uyuyan Hea Jung'tu. Onu seviyorum, onu sevmeye devam da edeceğim zaten onu sevmeseydim beni öpmesine izin vermezdim değil mi? Şu anda yaşadığımız olaylar yerine oturduğunda onunla da güzel bir hayat yaşamak istiyorum daha doğrusu yaşayamadığım hayattı onunla beraber yaşayıp, öğrenmek istiyorum.

''Hea Jung-ah!'' kulağına doğru fısıldadığım da kollarını daha da sıkı bana sararak: ''Efendim Jungkook-ah!'' dedi derin bir nefes alırken, gülümseyerek: ''Bana yaşamayı öğretir misin?'' benden uzaklaşıp, gözlerini gözlerimde sabitleyerek: ''Ne?'' dedi. Bir anda böyle sormak saçmaydı değil mi? Zaten yaşıyor, ona daha ne tür bir yaşamayı öğretmem gerektiğini düşünüyordur büyük ihtimalle bu yüzden ona bir açıklamaya yapmaya karar verdim.

''Biliyorsun ki Kuzey Kore'de ve burada yaşamak arasında dünyalar kadar fark var, orada bir şekilde yaşıyordum lakin burada nasıl yaşamam gerektiğini kestiremiyorum. Sanki her an askerler buraya gelip evi arayabilirmiş gibime geliyor, olayın ne olduğu önemsiz olmasına rağmen işlenen çeşit çeşit işkencelere maruz kalacak mıyım? Beni zorlu görevlere gönderecekler mi? Öldürecekler mi? Yemek yiyebilecek miyim? Uyuyabilecek miyim? Geze bilecek miyim? Gibi düşünceler beni ele geçirip duruyor.'' elini yanağımın üzerine koyup, nazikçe yanağımı okşayarak: ''Burada askerler evi aramazlar, burada iyi insanlara işkence yapmazlar -hatta suçlu insanlara bile neredeyse işkence yapmazlar-, zorlu görevlere seni göstermeyecekler, suç işlemediğin sürece kimse seni öldürmeye kalkışmayacak, çalışmaktan, gezmekten zaman bulabilirsen özgürce uyuyabilirsin, özgürce oraya burayı gezebilirsin. Yani orada olan her kötü şey burada olmuyor ama şu anda durum biraz karışık biliyorsun ki sen...''

''Kaçak sayılırım'' başını salladığında gözlerimi kapatıp: ''Ya kaçak olduğum için beni öldürürseler?''

''Eğer gerçek kimliğini bulabilirsek Jungkook, aslen buralı olduğunu oraya kaçırıldığını kanıtlarsak kimse sana bir şey yapamaz. Yapmalarına izin vermeyeceğim merak etme tamam mı?'' gözlerimi aralayıp ona uzunca bakarak: ''Benim seni korumama gerekirken sen beni koruyorsun'' omuzlarını silkip, yüzünü yüzüme yaklaştırarak: ''Her zaman erkekler kadınları koruyacak diye bir kural yok değil mi? Yeri geldiğinde, kızlarda erkekleri korumak zorunda tamam mı?'' başımı salladığımda yüzünü biraz daha yüzüme yaklaştırarak: ''Jungkook-ah!'' diye fısıldadı, sıcacık nefesi dudaklarıma çarparken dudaklarımı birazcık dudaklarına yaklaştırarak: ''Hea Jung-ah!'' diye fısıldadım.

''Sanırım seni seviyorum'' dediğinde kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı, onunda kalp atışlarını az çok duyabiliyordum.

''Bende seni seviyorum'' diyerek tam dudaklarımı dudaklarıyla birleştirecek iken tıklanan kapıyla hızla birbirimizden ayrılarak yataktan çıktık ve aynı anda: ''Gel'' dedik. Kapı aralandığında Jimin içeriye girdi. Benimle göz göze geldiğinde yüzünde bir gülümseme vardı lakin Hea Jung'a baktığında gülümsemesi tamamen yok olmuştu. Jimin'in onunla alıp veremediği ne gerçekten anlamış değilim, umarım ona zarar verecek bir şey yapmaz şayet yaparsa çocukluk arkadaşım olduğunu dahi umursamadan bende ona zarar veririm.

North Soldier | Jeon Jungkook | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin