Bölümün Yayınlanma Tarihi: 27/12/2019
Park Jimin
"Tanımadığın bir kıza buranın adresini mi verdin? Kafan mı güzel Jimin?'' Yoongi'nin gereksiz sinirini umursamadan tek kişilik koltuğa oturup: ''Kız asker olduğumu biliyor, timim ve yakınlarım dışından kimse benim asker olduğumu bilmiyor. Eğer beni arıyorsa, vardır önemli bir sebebi'' dedim. Gerçekten de önemli olmasa beni bulacağını sanmıyorum, çünkü beni bulmak o kadar kolay değil hele o hastaneye sormak hiç kolay değil.
''Umarım bir düşmanının ajanı falan değildir'' dedi Yoongi bıkkınca nefesini dışarı verip, büyük koltuğa oturdu.
''Düşman mı? İmkansız!'' dedim. Düşmanlarım var ama bu beni bu kadar kolay bulacakları anlamına gelmez, o kadar da kolay bulunulabilecek bir adam değilim hatta bir asker hiç değilim.
''Peki ne istiyormuş?'' omuzlarımı bilmediğimi belli edercesine silktim. ''Telefonda söyleyemeyeceği kadar önemli bir şey olmalı'' dedim. Telefondan söylemediğine göre ya bir kaçaktı ya da bir kaçağı saklıyor, çünkü her akıllı insan telefonların dinlendiğini bilir.
''Sence ne?'' dudaklarımı büzüp, düşünür gibi yaptım. Düşüncem zaten belliydi, bunu söylemek ve söylememek arasında gidip geliyorum.
''Bence birini saklıyor'' dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. Fısıltılı sesime rağmen altısı da yeterince yüksek bir sesle: ''Birini mi saklıyor?'' diye bağırmışlardı. Onlara tek tek bakarak alkışlayıp: ''Tebrikler'' dedim.
''Aslında evet'' duyduğum kız sesiyle oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru döndüm. Güzelliğiyle herkesi büyüleyecek bir kız kapının eşiğinde bize bakıyordu, ciddi bir ifadesi vardı, birazda şaşkın.
Sanırım beni tek bekliyordu.''Jimin, hanginiz?''
''Benim'' diyerek koltuğun etrafından dolanarak arkasına geçtim. Bir bana bir de çocuklara baktıktan sonra: ''Size gerçekten güvenebilir miyim?'' dedi. Bana da bakmıştı ama aslında onlardan bahsettiği ortadaydı.
''Evet, onlara güvenebilirsin...'' tek kaşını kaldırdığında: ''Bana da'' dedim.
''Peki, bunu onun için yaptığımı bilmenizi isterim. Onu bulduğumda gerçekten ölmek üzereydi'' dediğinde kaşlarımı çatarak: ''Kimi?'' dedim. Kolunu kapıdan dışarı çıkarıp, geri soktuğunda birinin elini kavrıyordu, biraz yana kaydığında görüş alanımıza giren çocukla olduğum yere çakılı kalmıştım.
Eminim ki çocuklarında benden bir farkı yoktur. Şaşkınlığımız sürmeye devam ederken hepimizin ağzından tek bir kelime çıkmıştı: ''Jungkook''Kim Hea Jung
Bakışlarım onlardan Jungkook'a çevirdim. Yüzünde büyük bir şaşkınlık ifadesi vardı, o da benim gibi şaşırmıştı.
''Onları tanıyor musun?'' dedim. Aslında sorum saçmaydı çünkü o da fazlasıyla şaşkın.
''Hayır, sadece Jimin'i bir kez gördüm'' diyerek bana baktığında elini sıkıp, onu arkama alarak: ''O-onu nereden tanıyorsunuz?'' dedim. Korkuyor muyum? Kesinlikle korkuyorum.
Ya onu ele verirseler ya devlet onu öldürürse. Buna izin veremem, onu koruyacağıma söz verdim.''Hea Jung, sanırım gitmen gerek'' elimi bırakmaya çalışan Jungkook'un elini daha sıkı kavrayarak: ''Hayır Jungkook''
''Öldüğünü sanıyorduk'' dedi aralarından biri. Kaşlarımı çattım, onu devlette şikayet etmeyeceklerdi onu gerçekten tanıyor gibiler, bu iyi bir şey mi? Yoksa kötü bir şey mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
North Soldier | Jeon Jungkook | ✔️
أدب الهواةTamamlandı ✔️ Kuzey Kore'den sürgün edilen bir askerin ve Güney Koreli bir kızın ölümcül birleşimi... Askerlikten sürgün edikten sonra denize atılan bir genç adamın dalgaların sürgünüyle beraber Güneyli bir genç kızın evinin bulunduğu sahile çarpmas...