13. Bölüm: [İşaret]

1.4K 123 44
                                    

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 07/02/2020

-Geçmiş Zaman: Jungkook'un Kuzey Kore'deki Çocukluğu-

Yazardan

Küçük çocuk merakla karşısındaki dedesine baktı. Dedesi elindeki kemeri inceleyerek bir şeyler düşünüyordu, küçük çocuk dedesinin sert ifadesinden korksa da babasının: 'Kimseden korkma, sen güçlü bir çocuksun' dediği cümle aklına gelince korkusunu bastırıyordu.

''Dede, annem ve babamı görebilecek miyim?'' yaşlı adam küçük ve tek torununa baktı ona baktığı anda kızının yüzünü anımsamak yerine nefret ettiği damadının yüzünü hatırlıyordu. Elindeki kemeri bir kez hava da savurarak: ''Benimle olduğun süre boyunca onları ağzına almayacaksın tamam mı?'' küçük çocuk göğsünü gererek: ''Onlar benim annem ve babam onları tabii ki de ağzıma alacağım!'' sesi bir çocuğun yapamayacağı kadar sert çıkmıştı yaşlı adamın karşısındaki kişi sanki bir çocuk değil de yetişkin bir adammış gibi görünüyordu. Küçük çocuk bunu babasından öğrenmişti, annesini de çok sevse babasına karşı ayrı bir sevgisi vardı çünkü babasını idolü olarak görüyordu ve büyünce tıpa tıp ona benzemek istiyor bunu istediği için babası kadar cesur olması gerektiğini bildiği için bu kadar cesurdu.

''Aptal baban sana büyüklere karşı saygılı olman gerektiğini öğretmedi mi?'' diyerek kemeri bir kez daha havaya savurdu. Küçük çocuk pozisyonunu hiç bozmadan: ''Öğretti ama tehdit eden kişilere karşı cesur olmamı ve asla pes etmememi sonunda gelip beni kurtaracağını söyledi ve sen dede, beni tehdit etmeye devam ettiğin süre boyunca sana saygı göstermeyeceğim'' yaşlı adam kulak tırmalayıcı, iğrenç bir kahkaha atarak kemerini bu sefer küçük çocuğun ayağına savurmuştu küçük çocuk acı bir çığlıkla dizlerinin üzerine düştüğünde yaşlı adam: ''Önümde aynen böyle diz çökeceksin küçük çocuk çünkü sen benim torunumsun!'' dedi. Küçük çocuk tüm acısına rağmen zorlukla ayağa kalkıp: ''Asla!'' dedi. Yaşlı adamın bedeni öfkeyle iyice harmalandığın da küçük çocuğa acımadan arka arkaya kemeriyle vurmaya başladı.
Sırtına, bacaklarına, karnına ve kollarına her yerine kemerle sertçe vurarak onu bayıltana kadar vurmaya devam etti.

Küçük çocuğun bedeni daha fazla bu şiddetli acılara dayanamayarak onu acılı bir uykunun kollarına teslim ettirmişti. Yaşlı adam küçük çocuğun yanına çöküp, siyah saçlarını okşayarak: ''Sen benim torunumsun ve sadece beni sevecek, beni anacak ve bana tapacaksın'' diye fısıldadı ve kapının eşiğinde bekleyen doktoru içeri alarak torununa baktırdı.

Küçük çocuk pansumanlarının yapılmasından on beş saat sonra şiddetli ağrılarla uyanmıştı, vücudunun her bir noktası ağrıyor ve zonkluyordu. Uzandığı yerden doğrulamayacak kadar güçsüzdü yine de annesini ve babasını hatırlayacak kadar iyi bir durumdaydı.

''Ben iyiyim anne, ben iyiyim baba merak etmeyin'' diye fısıldadı tüm acısının arasından. Yaşlı adam bunları duyarak hızla çocuğun yanına gitti ve tişörtünün yakalarını kavrayarak onu kaldırıp: ''Sana onları unutacaksın demedim mi?'' diye bağırarak dişlerinin arasından tıslamıştı küçük çocuğa. Jungkook, sert bakışlarıyla: ''Onlar benim ailem sen değilsin bir çocuk asla ailesini unutmaz'' dedi zorlukla konuşarak. Yaşlı adam çocuğu sertçe bırakıp, kemerini tekrar çıkardı ve kabuk bağlamalarına az kalmış olan yaralarına tekrar ve tekrar kemerle vurarak küçük çocuğun ikinci kez bayılmasına neden olmuştu.

Jungkook bu sefer yirmi beş saat boyunca kendine gelmemişti, yirmi beş saatin sonunda kendine geldiğinde yaşadığı işkence sonucunda hafızasını kaybetmişti hatırladığı tek şey kahkahalarla gülen yaşlı adam ve ismiydi.

North Soldier | Jeon Jungkook | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin