11.BÖLÜM

1.3K 217 7
                                    

Karanlığın içine hapsolmuş küçûk bir serçe misali çırpınıyordum kendi dünyamda.Ne kadar çok çırpınırsam sanki bir o kadar da koyu karanlığa batıyorum...Beni oradan çıkaracak birşeyin ne olduğunu hiç bilmiyorum.Duygularım dûşüncelerim hepsi silik silik.Kafamın içinde dönen tilkiler sanki bana birşeyler hatırlatmak ister gibi garip garip sesler çıkarıyordu.Artık dayanmak olanaksız olmuştu.Yeteri kadar karanlık beni hapsetmişti biraz daha kalırsam boğulacaktım.

Yavaşça aģırlaşan gözlerimi açmaya çalıştım.Kirpiklerim hareketsizlikten neredeyse birbirine yapışmış durumdaydı.Biraz daha kendimden güç alarak gözlerimi tamamen açtım.Ve yine loş bir karanlık.Etrafa göz gezdirdiğim de karanlık odanın yukarısınsa az bir güneş ışığı sızıyordu.Bu ışık içimi bir nebze olsun rahatlatmıştı.Ama ben neredeydim ve burası iģrenç denecek kadar kötü kokuyordu.Duvarlara baktığımda beyaz gibi duran boyanın artık kömür kadar karalaştığını ve köşelerde ki örûmcek ağlarını ve yerde duran saç kesiklerini gördüğüm an dehşete düştüm.Onlar benim saçım olabilir miydi.Buraya nasıl gelmiştim ?Gözlerimi yumdum.

Tabi ya dün !Dün olan herşey beynimin içinde cirit atıyordu.Hafızamdan silemediğim görûntüler...

En son adama yumruk attığımı ve onun da beni yakalayıp cebinden çıkardığı bez parçasını ağzıma koyduğuydu.Ondan sonra hiçbir şey hatırlamıyordum.

Sonra aklıma gelen bir bilgiyle  gözlerimi açtım.Gördûğüm yani beni kaçıran adamın kaşında bir yara izi vardı ve mavi gözleri vardı.Okyanusu andıran gözleri .

Bu gözleri unutmamak için hafızama çiviledim.Sonra aklıma birden saçlarım geldi ve hemen ayağa kalkmak istedim ama birşey beni engelliyordu.Elime ve ayağıma baktığım da iplerle sıkı sıkı bağlandığını gördüm.Şimdi ne yapacaktım ben !Saçlarım bana annemden emanetti .Onları kestirmemeye özen gösteriyordum.Sadece boyatmıştım ama tekrar eski rengini alınca saçlarım ,boyatmaktan vazgeçiyordum.

Bakışlarımı güneşin sızdığı yere çevirdim.Bir sûrü örûmcek ağlar yapmıştı o küflü duvarda.Biraz daha oraya baktıktan sonra bir kapı sesi ile bakışlarımı oraya çevirdim.

Adam kapıyı kapattıktan sonra yavaş adımlar ile bana doğru yûrümeye başladı.Her ne kadar korksam ve ürpersem de bunu ona hissetirmeyecektim.Beni tanımadan nasıl kaçırabiliyorlardı ?Ya da tanıyorlar mıydı.

Adam o kadar yavaş yürüyordu ki artık yürüyor mu duruyor mu anlamam epey zorlaşmıştı .Görüşümün netliği azalmış ve bulanıklaşmaya başlamıştı.Tam gözlerimi kapatacağım an gûr bir ses ile bana bağırmaya başladı.
"Sakın uyuma ,yoksa bir daha uyanamazsın !

Duyduğum kelimeler sanki beni olduğum yere çiviliyordu.O çivilerim her batışı kalbimin durması için nakarat veriyordu.Kanım çekilmişti ama madem öldûrecekti o zaman ilk gördüģûn de yapardı ?Bu düşüncem beni bir parça dahi olsa rahatlatmıştı.
Ve derin ama sessiz bir nefes aldım.

Adama tekrar baktığım da hala sinirli görûnüyordu.Seğiren yüz hatları ve neredeyse gözûkmeyen tel kadar kaşlarını çatmaya başladı.Kaşlarının aksine kalın olan dudakları hareketlendi ve birşeyler mırıldandır.Ne dediğini anlamak istesemde bu pek mûmkün değildi.

Adam bir öncekine göre daha sert ve hızlı adımlar ile yanıma gelip başımı sertçe tuttu ve saçlarımı parmaklarının arasına alıp çekiştirdi.Ben ise acı içinde kıvranıyordum.Adam dişlerini sıkarak konuşmaya başladı.

-Eminim ki buradan kurtulmaya çalışıyorsundur.Yoksa burda kalarak ölümûn pençesine bir adım daha yaklaştığını bilmeni isterim ,dedi ve saçlarımı çekerek"Navilya hemen buraya gel !"diye yûksek bir sesle kükredi.

DURAN KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin