+18

2.7K 118 40
                                    

Bazı şeyler hiç geçmiyor.Bazı acılar ,bazı yaralar ,bazı yaşanmışlıklar .İçinde kalıyor ,bir yerlerde duruyor yer ,zaman ,mekân ayırt etmeden hep seninle ve canını yakıyor .
Ne halden anlama ,ne biraz olsun kibarlık var ,biniyorda biniyor.
Tepene adabı muaşeretten nasibini almamış acılar.
Geçmesi gereken o kadar çok acı var ki !
Mesela zaman ,mesela geçmiş ama dönüp bakıyorsun ne zaman geçmiş ne de "geçmiş. "
Oysa nefes almaya ihtiyacımız var ;atmosfere de taşınsan kâr etmiyor ,geçmesi gereken"geçmiş" bir türlü geçmiyor ve düğümleniyor boğazına nefes aldırmıyor .
Mutluluk diye birşey yok bence !
Mutlu olduğuna inanmak var .Bir de ümit etmek var .Ve iyi ki de var .Yoksa hiç iç açıcı değil "elimizde kalan dallar " ve onca iyi niyetimize rağmen avucumuzda bir kocaman-kocaman"sıfırlar !"

Hani sıfırlar etkisiz elemandı ?Madem öyle ;hayatımıza nasıl bu denli etki edip hayal kırıklığı yaşatıyor gözümüzde"sıfırlananlar."

Gözlerim karanlığa zincir vurulmuşcasına çırpınıyordu sanki .Açmak istiyordum ama zorlanıyordum.Sadece birşey dikkatimi çekiyordu.Yakından gelen okyanus kokusu.Çok güzel kokuyordu .Kimin kokusuydu bu ?Tanıdık gelse de kimden geldiğini bilmiyordum.

Kendimi zorlayarak dışarıdan gelen seslere dikkat kesildim.

"Mirza ?oğlum bu kızın haberi var mıydı."
Bu ses Sevim Hanım'a aitti.O kadar hoş bir sesi vardı ki gerçekten ona yakışıyordu.O an dediği cümleye takıldım.

Ne demek kızın haberi var mıydı.O kız ben oluyordum ama neyden haberim olacaktı.Neyden bahsediyorlardı ?Bilmiyordum.

O sert sesi gitmiş ,yumuşak ama bir o kadar da donuk bir şekilde"Bilmiyorum.Ama eminim ki bilmiyordur.Bilse az çok ne yapar tahmin edebiliyorum."

Mirzanın sesi sonlara doğru daha kısık bir şekilde çıkmıştı.

Ama madem benim bilmemi istemiyorlar ,ne diye yanımda konuşuyorlar ki ?Belki de uyuduğumu sanıyorlardı...

Gözlerimi kırpıştırmak zorunda kaldım.Ama sanırım farketmemişlerdi.Bu işime gelirdi.Daha çok konuşmalarını duymak istiyordum.

Ama başım bana inat etmek istercesine ağrıyordu.Sanki kafatasıma her bir yerden mızrak sokuyorlardı.Bu his berbattı.

"Uyandığını biliyoruz Kandemir ,aç gözlerini ."

Bir an şok ile gözlerimi açmak istedim ama sadece tek bir gözümü açtım.Soyadım ile hitap etmesi beni garipsetmişti ama umursamaya çalıştım.

Bana yine emir vermişti.Ne yani hiç mi kibar olamıyordu .Uyuz adam diye geçirmek istedim içimden ama onu bile duyacağından şüphe ettim.

Zorlukla da olsa iki gözümü açtım.İlk başta karşımda bulanık bir Mirza ve onun hemen çaprazında ise Sevim Hanım vardı.Gözlerimi biraz daha kırpıştırdıktan sonra görüşüm netleşti.

Mirzayı hemen süzgecimden geçirdim.Her zaman sert olan bakışları bu kez farklıydı .Kaşları çatıktı ama anlamsız bir şekilde gözlerinde tuhat bir ifade vardı.Bilmiyordum.

Daha sonra Mirza'nın çaprazında duran Sevim Hanım'a baktım.Bana anne edası ile o kadar sıcak bakıyordu ki içim acıdı.Annem de bana böyle bakmış mıydı ?Kim bilebilir ki ?

Bende zor da olsa gülümsemeye çalıştım ama ne kadar yapabildim bilmiyordum.

Gözlerim tekrar Mirzaya döndüğünde yerimde dikleşerek oturmaya başladım.Neredeydim ben ?Göz ucu ile etrafımı taradık.Burayı kesinlikle tanıyordum.Mirza Soyer ve Sevim Soyer'in evi.Ev değil de saray sanki ?

Ben en son neredeydim ?
Tabii ya ?Oradaydım ,onun yanındaydım.Peki ya sonra ne oldu ?Onunla konuşuyordum ve ağlıyordum.Şuan bile ağlamak istiyordum ama yapamıyordum.Aylar sonra ilk kez oraya gelmiştim ve şimdi ise o beni ordan kendi evine mi getirmişti.Yine sinirlenmeye başladım.Ne yazık ki yanımız da Sevim Hanım vardı.O olmasa elbet birşeyler derdim ama neyse ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 28, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DURAN KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin