DURAN KALP

13.BÖLÜM

Sabah erkenden çalar saatin rahatsız edici sesi ile uyandım. Su dökülerek uyandırılmak yerine, böyle uyanmayı tercih ederdim. Yatakta doğrularak yastığımı biraz yukarı çekerek başıma hizalayarak  sabitledim.

Yanımda komodinin üzerinde olan telefonumu elime alarak saate baktım. Saate baktığımda yedi buçuktu. Saat 8 de hastanede olmam gerekiyordu .

Sanırım bugün geç kalmıştım hızla yataktan kalkarak banyoya doğru koştum ve kapıyı kapattım. Aynada kendime baktığımda bir adım geri ledim resmen canavara dönmüştüm. Saç tellerim her bir yerden çıkıyordu. Göz altlarım şişmiş ve pembeleşmişti.

Normalde bu durumda olsam göz altlarım morardı .Ama neden pembeleşti bilmiyordum, dudaklarım biraz solgun gözüküyordu. Fazla önemsemeden saçlarımı toplayarak suyu açtım.

Soğuksu elime deyince ferahlama hissi yaşadım Ellerimi yıkadıktan sonra Yüzümü yıkayıp kendi havlum ile  kuruladım, daha sonra dişlerimi  fırçalayıp ,maskemi yaptım ve banyodan çıktım.

Odama girdiğimde yatak hariç her yer topluuydu. 2 dakika içerisinde yatağımı hızla topladım ve perdeleri açtım .İçeri giren sıcak gün ışığına güzelce gülümsedim. Resmen içim ısınmıştı, daha fazla oyalanmadan giysi köşeme doğru yürüdüm. Bugün evdekilere spor salonuna götüreceğim için kendime küçük bir çanta hazırladım.Çantamın içine siyah tayt ve spor siyah atletimi koydum.

Bana yapılan şakaya ,şaka ile karşılım veriyordum.Ne güzel!

Daha sonra çantamı kapatıp şuan giyecek olan kıyafetlerimi elime aldım.

Siyah dar kotumu ve mor bluzumu giydim.Giyindikten sonra makyaj masamın önüne gelerek siyah bilekliğimi taktım.Bu bileklik bana uģurlu geliyordu .En önemli kaynak ise kardeşimin bana vermiş olduğu hediyeydi.En çok bu bilekliği seviyordum.Hediyenin büyüğü ,küçüğü olmazdı.Hediye hediyeydi işte.Esra ,kardeşim aklıma geldiğinde mutlaka gözyaşlarımı tutamazdım ama şuan farklıydı .

Beni izlediğini hissediyordum ve bu bana sevinç getiriyordu.Zaten istesem veya istemesem de ağlayamıyordum .Bana birşeyler olduğu kesindi ama ne bilmiyordum.Elimde ki bilekliğin üzerinde değişik bir sembol vardı.Ne olduğunu anlamak için hep bakardım ama bir türlü ne olduğunu anlayamazdım .

Daha fazla vakit kaybetmek istemeden majyaj yapmaya başladım.

Cildim kar kadar beyaz olduğu için far ve maskara sürdüm.Ayna da ki görüntüme bakınca dudaklarım epey solmuştu .Ballı  parlatıcımı da sürdükten sonra siyah çantamı alıp içine telefonumu koydum .Eksik birşey var mı diye baktıktan spor çantamı alarak  kapıyı açıp odadan çıktım.

Merdivenlerden inerken gelen koku ile kaşlarımı aniden çattım.Aşağıdan gelen yanık kokusuyla neredeyse nefessiz kalacaktım.Panikle  merdivenden indim ve  mutfağa girerek neler olup bittiģine bakmaya çalıştım.

Berne ve Ada bir eliyle tavayı ocaktan almaya çalışıyor ,diğer ikisi de Orkun ve Ceren fışkıran su borusunu tutmaya çalışıyorlardı.Bu korkunç manzaraya daha fazla dayanamayarak yanlarına giderek ocağı söndûrdüm.Hayır yani insan ocağı söndürmeyi de mi akıl edemez ?

Duyacakları bir şekilde bağırarak"Berna ve Ada  bez alıp ocağı ve yeri silin! "Diyerek onları dinlemeden, Ceren ve Adaya döndüm.

Neyse ki onların kötü bir durumu yoktu .Fışkıran suyu bir şekilde kapatık vida ile sıkıştırmışlardı.Nasıl yapmayı becerdiyseler artık !Ne yapacaktım ben bunlar ile ?

-"Yarın tesisatçıyı çağırında  yapamadığınız işleri bir dûzene soksun !"

Ada söze başlayacakken Berna onu durdurup "Ben birşey yapmadım hepsi onl-"