0.3

2.7K 302 194
                                    

İnanamıyordum. Aklımın ucundan bile geçmemişti bir günde hayatımın mahvolacağı, elimde hiçbir şeyimin kalmayacağı. Sinirle titrerken aklımdan bir tek şey geçiyordu. Hepsi onun suçuydu. Ailemin ölmesi, hayatımın mahvolması hepsi onun suçuydu. Belki o beni koridorda tekmelere boğmasaydı şu an ailem yaşıyor olabilirdi. Onun yüzünden kaçmasaydım belki şu an hala yanlarında olurdum.

Hepsi onun suçuydu. Her şey Choi San'ın suçuydu.

-
-
-

Bunu öğrendikten sonra komaya girmiştim. 3 ay boyunca komada kalınca kendi ailemin bile cenazesini kaçırmıştım.

Uyandığımda beni yetkili kişiler aldılar. Artık bir yetimhanede kalacaktım. Haliyle orada okuyacağımdan şimdiki okulumdaki kaydım kaldırılmıştı. San'dan kurtulduğum için mutlu olmaya bile halim yoktu. O iğrenç yüzü aklıma gelince gözlerim doluyor, nefessiz kalıyordum.

Yetimhaneye yerleşmeden ailemin mezarına uğramıştım. Mezar taşlarına bakıp saatlerce ağlarken yanımda kimsenin olmadığını, sadece o görevlinin sırtımı sıvazladığını tekrar hatırlamıştım.

Artık bir ailem yoktu. Annem bir daha okuldan eve yüzüm darmadağınık geldiğimde yaralarımı teker teker öpüp beni sakinleştirmeyecekti. Babamla çalışmasından ötürü çok zaman geçirememiş olsam da akşamları gizlice ben uyurken odama girip yatağımın kenarına oturup kafamı okşamayacaktı artık.

İçimde yaşadığım duygular, keşke o gün o kazada ben ölseydim de ailem yaşasaydı diye beni düşündürüyorlardı. Daha 13 yaşında çok şey yaşamış ve görmüştüm. Her şeyden korkuyordum. Gelecekten korkuyordum. Ne olacağından, ne olacağımdan.

-
-
-

Kıyafetlerimi dolaba kaldırıyordum. Yetimhane beklediğimden daha iyi bir yerdi. Büyük bir binaydı ve odalar da yeterince büyük ve temizdi. Herkes iki kişilik odalarda kalıyordu.

"Hey Wooyoung! İstersen bahçeye inip top oynayabiliriz. Ne dersin?"

Oda arkadaşım ise Yeosang'dı. Bana göre fazla neşeli ve sevecen, her şeye olumlu bakan bir çocuktu. Beni hiçbir zaman bırakmadı. Her şeyi beraber yaptık ve kardeş gibi olduk. Hongjoong'u özlemiyor değildim, o okuldaki tek arkadaşımdı. Fakat kazadan sonra ne okuldan bir haberim vardı, ne Hongjoong'dan.

"Tamam. Gidelim." Dedim yüzümde olabildiğince gerçekçi yapmaya çalıştığım gülümsememle.

-
-
-

Bahçeye geldiğimizde oyun oynayan, koşuşturan çocukları görünce duraksadım. Hepsi ailesinden uzaktaydı. Aynı benim gibi. Nasıl alışmışlardı acaba. Düşünmeden edemedim. Hepsi mutluydu, herkes gülüyordu. İçimin ısındığını hissediyordum. Buraya alışmaya başlamıştım.

-
-
-

Uyuyamamıştım. Bir günde ne kadar çok şey yaşadığımı düşünüyordum. Hastaneden taburcu edilmiştim, ailemin ölümüyle mezarlarında yüzleşmiştim, artık bir evim olmadığından yetimhaneye götürülmüştüm...

heartache || woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin