2. BÖLÜM: ❝KIRLANGICIN DOĞUŞU.❞

264 39 35
                                    

"Kimse götürmeyecek beni kırlangıç şölenine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Kimse götürmeyecek beni kırlangıç şölenine. Uçmayı hayal eden kuş, ölmek üzere..." -Füruğ Ferruhzad

⚖️

"Bu sene son sınıfsın, Peri."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Gözlerimle onun odasını tarayarak geçen sene ile bu sene arasında olan değişikliği bulmaya çalışıyordum. Mesela koltuğunu değişmişti. Biliyorsunuz o koltuklar önemlidir ve asla yıpratmadan bırakmazlar. Koltuk sevgisi böyle olduğu halde anlaşılan o ki, Selda Hanım, müdire hanımımız önümüzdeki yıllarda da burada olacaktı.

Ellerimi önümde birleştirip bakışlarımı ona sabitledim. Ensesinden küçük topuz yapmış, dudaklarına toprak renginde ruj sürmüş, gözlerine ise kemik çerçeveli gözlüğünü takmıştı.

"İyi ki hatırlattınız," diye mırıldandım. O'nun duyacağını biliyordum. Boğazını temizleyerek, "Geçen sene yaşadığımız olayları yeniden yaşamak istemiyorum. Ayçin Paksoy ile aranızda bu husumete bir son vermeniz gerekiyor. Hem okulun prestijini bozuyor hem de öğrencilerin huzurunu bozuyorsun. Hangi kolejde okuduğundan haberin var değil mi? Yani burada öyle laubali hareketlerle dolaşamazsın. Son senen olduğu için doğru dürüst derslerine hazırlanacak, notlarını yüksek tutup iyi bir üniversite kazanacaksın. Fikrimi soracak olursan eğer senin herhangi bir üniversiteyi kazanacağını düşünemiyorum. Notlarına şöyle bir baktım da," dedi sesini yükselterek.

Peki ben? Ben gerçekten üniversiteye gitmek istiyor muydum? Bunları neden biri bana sormuyordu?

Ağzımı açıp tek kelime edecektim ki eliyle beni durdurdu. Üzerine giydiği beyaz gömlek altına ise siyah kalem etek giymişti. Tipik müdirelerden idi. Kadın olması onun daha toleranslı etmezdi. Bilakis üzerime daha fazla geliyordu. Hani kadın kadının düşmanı değildi? Neden bana yardımcı olmak yerine üzerime geliyordu?

Beni süzerek, "Burada ne zorluklarla okuduğunu biliyorum. Baban..." deyip sustuğunda yüzümün alacağı ifadeye bakmıştı. Dişlerimi birbirine bastırdım. En zayıf noktamdan vurmaya çalışıyordu.

"Baban gece gündüz bunun için mi çalışıyor? Sen böyle oku diye mi? Anlamıyorsun ama lise dönemlerini değerlendirmen gerekiyor. Sonra geç olacak." Geçen seneki notlarımı eline aldı. Biliyordum, çünkü bunu her sene yapardı.

"Açık olmak gerekirse eğer bizim gibi bir kolejde okuduğun için bir adım öndesin. Ama yani, bu okulun yıllığını zar zor ödeyen babana hiç mi acımıyorsun? Yok yani, bu ne biçim şımarıklık?" Nefeslerim odanın içinde gürültüyle yankılandı. Uzamış tırnaklarımı avuçlarıma geçirdiğimde kadına saldıramamak için kendimi zor tutuyordum. O da bunun çok güzel farkındaydı.

Topuklu ayakkabılarının sesi yankılandığında bana doğru geldiğini fark ettim. Ona kadar gözlerimi duvardaki çerçeveden çekmedim. Selda hanım önde arkasında da geçen sene mezun olan öğrenciler vardı. Hepsinin suratında gururlu, huzurlu ve mutlu bir ifade vardı. Bu sene de böyle bir resim çekilecek miydi acaba?

KIRLANGIÇ FIRTINASI (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin