1┊A new roommate, a new job, a new ID.

326 23 41
                                    

Medya :: Yuan.

SEHUN's POW ::

"Hoş geldiniz amirim."

"Geçmiş olsun efendim."

"Yeniden sizi görmek ne güzel!"

"Siz yokken buralar çok boş kaldı amirim.."

"Kahvenizi iki dakikaya odanıza getiririm efendim."

Kolumu sabit bir biçimde tutmaya devam ederek bana sarılan meslektaşlarıma öylesine de olsa karşılık vermeye çalıştığımda, beni fazla yormamak adına uzun uzun konuşmayı keserek yolumdan çekilmişlerdi ellerindeki dosyalarını göğüslerine bastırarak. Açıkçası böyle davranmakta haklılardı çünkü Kore'deki en büyük ve karmaşık teşkilatlarından birisi olmamıza rağmen bu eski ve düdük gibi olan binanın içinde sıkışıp kalmıştık. Aslında bu dar ve karmakarışık kolidorlarda koşuşturarak bu konuma geldiğim için bu binanın bende yeri başkaydı fakat bazen bu tür karşılama durumlarında da can sıkıcı olmuyor değildi.

"Bu da nesi böyle?"

Odamın kapısının önüne geldiğimde gözüme çarpan ilk şey ismimin yanına asılan başka bir isim olmuştu.

Ben bu odayı alabilmek için kendimi o kurşunların önüne resmen bilerek atmıştım ve bana bunu mu uygun görmüşlerdi yani?

Alın size küçük bir binada çalışmanın başka bir sinir edici özelliği daha.

Çatılan kaşlarımla odamın kapısının demir kulbunu indirerek yaklaşık üç aydır adımımı atamadığım mekanıma hızlı ve sert bir biçimde karşılaştığım ilk şey, masamın karşısında duran başka bir masa ve etrafa eşyalarını yerleştiren cüsseli bir adam olmuştu. Dişlerim sinirden birbirine girdiğinde, kapıyı nazik (!) bir biçimde örterek kendi alanıma doğru yürüdüm. Omuzlarıma attığım deri ceketimi masamın üzerine bırakarak yerime oturdum.

Neyse, en azından geleceğimi haber etmiştim de masam bir güzel temizlenmişti.

Bunu istememin sebebi ise bana göre oldukça uzun bir süre boyunca işimden uzak kaldığım için daha  kullanılmadan kirlenen odamı tozların sarmasıydı. Evet, toz. Tozdan nefret ederdim çünkü alerjim vardı. Çoğu zaman tozun içinde boğuşurken bir de normal hayatımda bana sorun çıkarmasını istemememiştimm bu kötü özelliğimin.

"Merhaba. Ben Park ChanYeol."

Deri koltuğuma oturmak yerine eşyalarımın yerlerinde olup olmadığını kontrol ederken önüme gelerek samimi bir yüz ifadesi ile elini uzatan adama döndüm şaşırarak. Ne yani, o da benim gibi sinirlenmemiş miydi, hak ettiği yeri biriyle paylaştığı için?

Gerçi.. bizim bir suçumuz yoktu. Sorun her zamanki gibi içinde bulunduğumuz binadaydı.

Lanet olası bina.

Elimi uzatarak hafifçe başımı salladığımda, gülümsemeye devam ederek ellerini yırtık pantolonunun arka cebine atmıştı.

"Oh SeHun."

"Memnun oldum.. bu arada, geçmiş olsun.. kolun.."

Gözlerim kısa bir süreliğine destek kullandığım koluma kaydığında, kısaca teşekkür ederek oraya buraya sıkıştırdığım dosyaları masanın üzerine yığmaya başladım, işimin başına dönmemle beraber bir an önce harekete geçmek için. Her ne kadar oturup meslektaşlarıma ben ne yokken neler olduğunu sormak istesem de dosyaları incelemek zorundaydım, bizim mesleğimizde durmak yoktu, çünkü durduğumuz an paslanır ve bu yüzden ya kör bir kurşuna kurban olur ya da hiçbir işe yaramadığımız için bir köşeye atılırdık.

⊹ TEAM 88┊AVENGERS - [osh+lhn]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin