22.Bölüm

286 21 38
                                    

Resimdeki  Febe Butterfly

#Günler Haritası

Gözlerimizi kapattık ve usulca içeri girdik. Gözlerimi tekrar açtığımda gördüğüm şey üzerine şok oldum...

Star. Ama bu... Burası benim evim! Siz bunu nasıl yaptınız?

Royel. Bu sadece basit bir resmi. Dahası biz, daha doğrusu Polaria sizi evinize nasıl geri göndereceğini çok iyi biliyor.

Marco. Gerçekten mi? Bu geri döneceğimiz anlamına mı geliyor?

Polaria. En kısa zamanda.

O kadar mutlu olmuştum ki bunu anlatmamın imkanı yoktu. Sevinçten çığlıklar atmak istiyordum. Ancak aklıma takılan iki şey vardı ki ikisinin de cevabını çok merak ediyordum. Birincisi bizi geri nasıl göndereceklerdi ve ikincisi Marco neden sevinmemişti?

İkisini de sormak için can atıyordum. Resme baktım. Evimiz orasıydı ve şuan elimi uzatabileceğim kadar yakın bile olsa aslında çok uzaktı, çok uzak... Resmin altında farklı noktaları işaretlenmiş kocaman bir harita vardı. İşaretli yerlerinin yanında belirli notlar yerleştirilmişti. Bu notlar ince ve zarif yazılıydı ve hiç de bir kaptanın yazısına benzemiyordu. Haritanın Polaria ya ait olduğuna dair bir izlenim oluştu aklımda. Haritaya baktığımı görmüş olacaktı ki açıklamaya koyuldu.

Polaria. Günler haritası.

Star. O da ne oluyor?

Polaria. Onu ben yaptım her karesini her notunu orada gördüğün her yeri gezdim gördüm her yer hakkında bilgim var. Harita Cielo'nun dışındaki yerleri 11. bölgeye kadar her yeri kapsıyor. Belirli bir sırası var ve eğer doğru kullanırsak sizi evinize göndermemize yardımcı olacak kristalleri bulabiliriz bu da boyutu tekrardan açabileceğimiz anlamına geliyor.

Ephonie Jr. Senin anlayacağın evinize bu harita olmadan dönemezsiniz.

Royel. Tabi Polaria haritayı ezbere biliyor ama yine de harita şart.

Star. Kristaller neyin nesi peki?

Polaria. Safir, Yakut, Topaz, Opal ve Peridot. Bunlarla bir geçit ayarlayacağız, ayin gibi düşün. 

Royel. Evet taşları belirli yerlere yerleştirip Günler Haritasında yazan şeyleri okuyacağız.

Marco. Sözleri haritana mı yazdın?

Polaria. Evet çünkü bu geçidi sadece bir yerde açabiliriz ve orası da görülmeye değer.

●●●●●●●●●●●●

-Mewya-

Janna ve Tom iş başındadır. Onlar zaten Safiri bulmuştur ancak hala Yakutu nerede bulabileceklerini anlamaya çalışıyorlardır. Bunu yaparken her ne kadar birbirleri ile oldukça az konuşsalar bile...

Janna. Bir şey buldun mu?

Tom. Hayır.

Janna. Ben buldum aslında ama burada nerede bulabiliriz onu bilemiyorum.

Tom. Nerede?

Janna. Sönmüş bir yanardağ biliyor musun?

Tom. Aslında... Bildiğim bir yer var ama orada olup olmayacağını bilmiyorum.

Janna. Denemek zorundayız başka çaremiz yok.

Yine yürümeye devam ederler. Aslında Janna Toma her yardım ettiğinde bunu Star için yaptığını düşünüyordur ve yardım etmek istemiyordur ama tek kelime etmez. Tom ise dün gece hakkında Janna ile konuşmak istiyordur ancak ona o kadar kızgındır ki bir şey diyemez.

Konuşmaya karar verdikleri anda ikisi de aynı anda konuşur ve kelimeler çakışır. 

Janna & Tom. Aslında konuşmalıyız-

Tom. O o zaman önce sen.

Janna. Önemi yok sen söyle.

Tom. Tamam, şey... Neden böylesin sen?

Janna. Nasılım?

Tom. Böyle işte. Soğuk, ön yargılı, bazen kaba, itici. Aslında dün geceden sonra seninle bu konu ile ilgili konuşmayacaktım ama beraber çalışıyoruz ve sonsuza kadar susamayız.

Janna. Dostum neyden bahsediyorsun, Ben... Sadece daha gerçekçiyim o kadar. Ayrıca sen beni çözemezsin Tom boşuna uğraşmamalısın.

Tom. Aslında bir anlığına çözdüğümü zannediyordum. Kendini korumak için böyle davrandığını sanmıştım.

Janna. Ben... Sen iyi birisin Tom ama daha fazla konuşmak istemiyorum hadi bulalım şu taşı.

Janna önden yürümeye başlar ancak Tom haklı olduğuna karar verir ve gülümser. 

●●●●●●●●●●

Kahvaltıyı gemide yapmıştık. Polaria haklıydı, burası gerçekten çok büyüleyici ve güzel bir yerdi. Suyun üzeri ayrı içerisi ayrı bir güzellik ile doluydu. Gemide bir sürü insan vardı. Gelmemizi bahane bilerek meşhur Matteo ile de tanışmıştık. Marcoya çok benziyordu ve çok da iyi birisiydi. Ayrıca anladığım kadarı ile Polaria ve Matteo arasında bir şeyler vardı. Birbirlerini seviyor gibiydiler. Sürekli konuşmak için konu açıyor, birbirlerinin yanında olmak için bahane arıyorlardı. Kahve bahane muhabbet şahane misali...

Marcoya baktım, hala canı sıkkın gibiydi. Onunla konuşmak istiyordum ama duyacaklarımdan da aşırı korkuyordum. 

Star. Marco, iyi misin?

Marco. Evet, sanırım. 

Star. Sorun ne?

Marco. Aslında... konuşmalıyız Star.

Star. Ta tamam...

Masadan kalktık ve güverteye doğru ilerledik. Çok sessizdi ve ben duyacağım şeyi tahmin edebiliyordum.

Marco. Star... Şey buradan gitmek istediğine emin misin?

Star. Evet.

Marco. Ama burada her şey çok daha güzel değil mi yani şey... Belki de burada kalmalıyızdır. 

Star. Ne... ne saçmalıyorsun sen Marco? Biz buraya ait değiliz.

Marco. Yanılıyorsun, belki de biz buraya aitizdir. Baksana burada değersiz sıradan bir dünyalı değilim. Bana burada bir değer veriyorlar.

Star. Marco saçmalama ailelerimiz orada, hayatımız orada biz buraya ait değiliz. Kardeşin annen ve baban ne olacak?

Marco. Burada da kraliçenin dediğine göre kardeşim var ve şuna bak bu yanak işaretlerinin geldiği yerde sihir de var bundan eminim. Benim burada bir yerim var Star, senin de var.

Star. Sen delirmiş olmalısın.

Marco. Hayır delirmedim. Sihrin olmadığı bir yerde ne yapabiliriz ki? Bir de buraya bak, hayatın heyecanı burada. Biz sıradan bir dünyada yaşayabilir miyiz sence? Bunca şeyden sonra.

Star. Tabi ki de yaşarız ayrıca orada arkadaşlarımız ve ailelerimiz var.

Marco. Ben... Artık bundan emin değilim.

Star. Yani sen benimle gelmeyecek misin...?

Marco. Üzgünüm Star ama hayır gelmeyeceğim.

Dolu gözler ile ona baktım. Bu bir veda mıydı... Benden ayrılıyor muydu... Gözümden akan yaşlar ile gidişini izledim...

-
-
-
Diğer kitaplarıma da bakarsanız beni çok mutlu edersiniz.

Star Vs The Forces Of Evil Zamanın Elleri 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin