İDDAA'LI İŞ

550 19 23
                                    

DOLUNAYLI BİR GECEDE, tepenin en üst noktasında bir kurt, başını göğe kaldırmış uluyordu. Yavaşça kafasını çevirdi. Gözleri kıpkırmızıydı. Yavaş adımlarla tepeden indi. Ağır ağır yaklaşmaya başladı. Boynuna bağlı olan parşömen dikkat çekiyordu. Kurt iki kere, havlamayla karışık şekilde uludu. Sisin içinde bir gölge belirdi. Tam parşömeni almak için uzanmıştı ki, kurt elini ısırdı. Gölgenin dövmesi kanamaya başladı. Elini geri çekip, kanı durdurmak için diğer elini üstüne bastırdı. Elini kaldırdığında kanama yoktu, ama dövmesi kızarmıştı. Sisin içindeki gölge daha çok yaklaştı. Tam gölgenin kime ait olduğunu görmek için bir adım atmıştı ki, gözlerinin kırmızılığını gördü. İçini bir korku aldı. Gözü tepedeki dolunaya ilişti. Tekrar sise baktığında kırmızı gözlü adamı daha net gördü. Aynı anda kurt konuştu: "Anlat!" Nina tam, "Neyi anlatayım?" diyecekti ki, kırmızı gözlü adamın arkasındaki dört gölgeyi gördü. Aynı anda kurt üstüne atladı. Nina yere düştü. Etraf bir anda değişti. Bir kulübenin zemininde, düştüğü biçimde yatıyordu. Yavaşça ayağa kalktı. Önünde yine kırmızı gözlü kurt belirdi. Yavaş adımlarla yaklaşıyor, boğuk sesle konuşuyordu. "Zaman geliyor..." Kurt bu cümleyi üç kez tekrarladı. Yavaşça büyümeye ve kurt adama dönüşmeye başladı. Nina'nın nefesleri sıklaşmıştı. Geriye doğru birkaç adım attı. Bir şeye bastı. Kayıp düştü. Eline ıslak bir şey geldi. Bakınca avucuna bulaşan sıvının kan olduğunu gördü. Çığlık attı. Aynı anda bir yıldırım düştü. Parlak ışık etrafı aydınlattı. Kurt adam kayboldu. Nina yanındaki sallanan sandalyeden destek alıp kalktı ve yerdeki kana baktı. Kan ilerdeki tahta kapının altından akmıştı. Yavaşça oraya yaklaştı. Tam kapının kulbunu tutmuştu ki, aynı kurt tekrar belirdi ve hızlıca, "Geleceği görmek istemezsin," dedi. "Kader senin elinde!" Nina kısa bir kararsızlık geçirse de kapı kulbuna uzandı ve tam çeviriyordu ki, bir şey onu hızlıca geriye doğru itti. Kapının önünde bir siluet belirdi. Gözleri kırmızıydı. Nina duvara yapışmıştı. Hareket edemiyordu. Çırpınıyordu ama fare kapanına sıkışmış fareden farksızdı. Bir anda bütün camlar patladı ve aynı boğuk ses, "Buna izin veremem," dedi. Nina zorlanıp konuştu, "Sende kimsin? Neyin nesisin?" birden bire Nina yere düştü ve gölge-siluet ortadan kayboldu. Nina zorla ayağa kalktı ve kapıya baktı.

O anda Nina korkuyla gözlerini açtı. Motel odasında oturduğu yerde uyuya kalmıştı. Ve telefon çalıyordu. Bu Evren'in telefonuydu. Ama açan yoktu. Esneyerek ayağa kalktı. Önce tuvalete baktı, kimse yoktu. Sonra yavaş adımlarla sokak kapısına yaklaştı. Etraf bir anda döndü. Başı dönüyor gibi oldu, masaya tutundu. Etraf bulanıklaşmıştı. Sokak kapısını açmak için elini kapı kulpuna uzatmıştı ki, aklında o boğuk ses yankılandı. "Kader senin elinde!". Nina kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Gördükleri karşısında şok olmuştu. Düşmemek için kapının kenarına tutundu. Evren kurt adama dönüşmüştü, Cem yerde kanlar içinde yatıyordu. Ve gökyüzünde dolunay vardı. Dolunayda da ona bakan iki kırmızı göz. Nina nefes almakta zorlandı. Ve daha fazla bu manzaraya bakamayıp gözlerini yumarak çığlık attı.

Omzunda bir el hissetti. İrkilerek uyandı. Cem onun omzunu tutuyordu. Nina oturduğu koltuktan doğrulup Cem'e sarıldı. Cem şaşırmışçasına ne olduğunu anlamaya çalıştı, "Nin, sen iyi misin?" diye sordu.

"Evet, çok iyiyim," diyip Cem'e sıkı sıkı sarılmaya devam etti. O sırada Evren'in telefonu çalmaya başladı. Evren hala uyuyordu. Cem bağırarak, "Telefon!" dedi Nina'dan ayrılırken. Evren gözlerini yarım açıp telefonu eline aldı. Nina Evren'in üzerine doğru hamle yapıp, "Açma!" diye korkuyla bağırdı.

Evren yan gözle ona bakıp dudak büktü ve telefonu açıp kulağına götürdü, "Alo?"

Karşı taraftaki sesi tanıyınca, "Oh sen miydin? Selam, ne haber? İyi. Onlar da iyi. Peki, tamam. Oldu bil. Tamam. Görüşürüz. Peki, peki," deyip yatakta dikildi ve yüzünde yorgun bir bakışla Nina ve Cem'i süzdü, "Görev bizi çağırıyor."

GÖLGELER SERİSİ - 2 - KURTADAM GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin