KASABA SAKİNLERİ

77 7 0
                                    

Evren karanlık, iki tarafı orman kaplı yolda durmuş, arabanın motoruna bakıyordu. Cem ise arabaya dayanmış, telefonuna bakıyordu, "Hala sinyal yok."

"Tam yerinde su kaynatacağı tuttu," dedi Evren dişlerinin arasından konuşurken. "Arabamı mahvetti sürtük!"

Uzakta iki ışık belirdi. Evren gülümseyip, Cem'e baktı. Işıklar yaklaştıkça bunun bir kamyonetin farları olduğu daha da belli oldu.

"Sonunda bir yaşam belirtisi," dedi Evren Cem'in omzuna yavaşça yumruk attı. İki elini havaya kaldırıp el salladı. Kamyonet yavaşlayıp arabanın bir, iki metre uzağında durdu. Kamyonetin farları çok güçlüydü. Kamyonetten uzun boylu bir erkek indi ve yavaşça kamyonetin önüne yürüdü.

Işıktan rahatsız olan Cem kafasını çevirdi. Evren'de ellerini siper yapıp, kamyonetin önünde duran adama baktı, "Şey, acaba bize yardım eder misiniz, araba su kaynattı."

Adam yavaşça kafa salladı ve tekrar kamyonete gidip, farların ışığını biraz azaltıp, kamyonetten indi. Adam şimdi daha çok belli oluyordu. Kirli sakallı, kıvırcık siyah saçlı bir erkekti.

"Merhaba," dedi adam donuk bakışları vardı.

Evren adama elini uzattı ve toklaşırken, "Ahbap, sana borçluyuz," dedi ve adamın parmaklarından birinin olmadığını fark etti.

Adam önemli değil dercesine gülümsedi.

Evren sırıtıp, "Ben Evren, bu da Cem," diyerek kendilerini tanıttı.

Adam da bunun üstüne, "Ben Nasır, ilerideki kasabadan," diyerek tokalaşmayı bitirmek için elini geri çekti.

"Garip bir ad," dedi Evren gülümserken.

Nasır başı ile Evren'e onay verirken, "Herkes öyle der. Hadi sizi en yakın kasabaya, yani benim kasabaya bırakayım. Geceleri buraları güvenli değildir," diyerek sırıttı.

O anda Evren adamın dişlerinin yamukluğunu fark etti, "Güzel olur açıkçası çok mutlu oluruz."

Adam kamyonetini gösterip, "O zaman, hadi. Atlayın," dedi.

Evren arabasına bakıp, "Bu külüstürü çekebilecek misin?" diye sordu.

Nasır başını 'tabii' dercesine aşağıya indirdi. Arabayı kamyonetin arkasına bağlarken, "Harika bir dört tekeriniz var. 67 model değil mi?" diye sordu.

Evren arabası hakkında konuşmaya bayılırdı. "Evet, kısa bir süre önce kötü bir kaza atlattık. Elden geçirdim ama motoru hala sorun yaratıyor."

Cem, Nasır ve Evren'in arasına oturmuştu. Yola koyulduklarından bir-iki dakika sonra Nasır laf açıp ortalığın sessizliğini bozdu," Eee, siz ikiniz, bu saatte niye yoldasınız bakalım. Bu saatte buralar tekin olmaz."

Evren gülümseyip, "Biz açıkçası Denizli'ye gidiyorduk," diyerek Cem'e baktı.

"Bu saatte mi?" diye sordu adam.

"Biz ikimiz, iki gündür yoldayız. Biran önce varmak istedik bu yüzden bu geceyi yolda geçirmek istedik. Ta ki yanlış girişten girene ve arabamız su kaynatana kadar," dedi Evren.

Adam uzun uzun kibar bir şekilde oturmuş Cem'e bakıp, "Siz ikiniz şey misiniz?" diye sordu.

Evren'in yüzünde yine gözlerini kocaman açtığı o ifade belirdi.

Cem ise çaresizce Evren'e baktı. Evren bir anda sırıtıp, "Yo! Yo! Biz, hayır, o benim kuzenim," dedi.

Adam bir anda utanıp gözünü düz toprak yoldan ayırmayarak, "O, tamam. Üzgünüm," diyerek özür diledi.

GÖLGELER SERİSİ - 2 - KURTADAM GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin