Musallat

772 15 8
                                    

        Eve gelip Zelihaya odadan çıkarttık. Özür dileyip ondan konuşmasını istedik. Eğer Süleyman soyundan geliyorsa Yasinle akraba olması gerekiyordu. Konuşmaya başlamıştı. Her şey yıllar önce Yasinin dedesi Hasanın, Züleyhanın Annennesi Melikeyle evlenmesiyle başlamış. Böylece Süleyman soyu Yasingile geçmiş. Tek sorun şu ki Hasan dede Melikeyle ayrılmış. Sonra başka bir kadınla evlenmiş. Melikeyse boş durmayıp Şeytandan yardım istemiş. İblis iki  şart sunmuş. Hasanın soyu ya  kuruyacak ya da İblise hizmet edecek.  Bu büyü sayesinde yeniden birleşmişler. Melike pişman olup defalarca şeytana yalvarmış, adaklar adamış ama İblis kabul etmemiş. Melike kendini kör bir kuyuya atmış. Hasan dede ise birkaç yıl sonra vefat etmiş.

     Olanları duyunca ister istemez hüzünlendik. İblis bu anlaşmayı neden yerine getirmemiş. Eğer olsaydı şuan Yasin olmayacak bu kadar canı sıkılmayacaktı. Kesin bir iş vardı bunun altında ama ne?? Acaba berzaha geçip sorsakmı bunu. Belki hikayenin gerçeğini dinleriz. Ama şimdi gidemezdik. Asafı öldürdük. Teyken haberi alırsa savunmasız yakalanmak istemezdik. Bunun için koruma vekflerini biraz daha güçlendirdim. Teykeni birazda çay içerek bekleyim dedik. Bi çay suyu koydum sobanın üstüne. O gelene kadar bizde çay içerdik. Su kaynayıp çayı yaparken Uhneyn çıka geldi. Haberi almış bize yardım edecekmiş. Hemde kızıyla hasret gidermek istemiş. Çayın yanına bir kaç şey daha getirip muhabbetle devam ettik. Kaçak çayın tadıda farklı olur. Simsiyah çıkar hep. Herkes kendi hayat öyküsünü anlatırken Yasinle Dicle birbirlerine bakıyordu. Biran bile gözlerini kırpmıyordu. Ah bu sevda yokmu. Beni yıllarca kahretti. Ama şuan iyiyim çünkü Zümrüt yanımdaydı. Biz çaya devam ederken dışarıda kurtlar ulumaya başladı. Fare ve kuş ölüleri eve atılıyor ama evin bir kısmına kadar geliyordu. Gelen ceset sanki duvara çarpıyor ve yere düşüyor. Kızlar bu durumdan korksada belli etmiyordu. Uhneyn ve Yasin dışarı çıkıp kontrol ediyordu. Teyken elektrik direğinin arkasından çıkarak eve yaklaştı. Yanında sadece Naryen vardı. Ama muhafızların enerjisi hissediliyordu. Biraz daha yaklaşınca konuşmaya başladı.
Teyken: Duyduğuma göre Asafı öldürmüşsün.

Uhneyn: Evet noldu ki. Ondan başka köpeğin kalmadımı?

Teyken: Herkes senin gibi sadık değildi Uhneyn. Ama sende saf değiştirdin. Asıl meseleye gelelim.

Yasin: Açıkca konuş neden geldin buraya?

Teyken: Şşşşşşş. Küçük adam Bi sakin ol. Bak burada büyüklerin konuşuyor sana laf düşmez.
  
Uhneyn: Fazla uzatma Teyken. Sonra başın yanmasın. Dikkat et.

Teyken: Güldürme beni Uhneyn. Sen gücümü biliyorsun o yüzükten korkmam ben.

Uhneyn: Ben yüzükte bahsetmedim Teyken, kendimden ve bildiklerinden. Bir daha asla dışarı çıkamazsın. Tüm cinler yüzüne tükürür.

Teyken: Senden de korkum yok Uhneyn. Elbet seninde fişini çekecekler.

Hoca: Yeter. Ne istiyorsan söyle. Burda seni dinlemek isteyen kimse yok. Ya konuş yada git.

Teyken: Tamam saygı değer Mustafa hocam. Öncelikle Asaf umrumda değildi. Sadece sizin ne plan yaptığınızı öğrenmek istedim. Mihrez ile Azzabın sözde barış anlaşması sizin eseriniz. Ben Mihrezi tanırım bu anlaşmayı istemezdi ama Babamız onu ikna etmiş. Zelihaya dikkat edin. Oda Melike gibi. Ve sakın Yasinle evlenmesin.
     Cümlesini tamamladığı an buhar olup gitmişti. Neden herkes Zelihaya kötülüyor. Acaba 4'ün 4'ü olabilirmi. Ama 2 si insan  2 si cin olmalı. Etraf savaş alanına dönmeden sonuncuyuda bulmamız gerekiyordu. Öncelikle berzah geçip hikayenin aslını öğrenmek gerekiyordu. Ayna yardımıyla geçip Müslüman cin Padişahı olan Mürre nin yanına gittik. Bizi gördüğünde şaşırmış olsa gerek tepki vermedi. Yanına vardığımızda selamlaşıp konağa geçtik. Sonuna kadar bizimle olduğunu ve ne gerekirse yapacağını söyledi. Bizim önceliğimiz Melikeydi. Bu olayı duymuş olsa gerek boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
Mürre: Bu olay olurken ben uzaktayım ama hizmetkarlarımın anlattığına göre Melike büyücünün kızıymış. Süleyman soyuna büyük ihanet etmişler. Sonra Melike bir büyü için Hasan dedeyi kullanmak istemiş. Kalbe ferman işlemezki Melike Hasan dayıya aşık olmuş. Büyüden vazgeçmiş, tövbe etmiş. Ta ki Hasan dede ayrılana kadar. Melike bu sefer bildiği en güçlü büyüleri yapmaya başlamış. Tabi bunun yanında el- Abyaz cinleriyle haşır neşir olmuş. Bu cinleri hafife almayın. Bunlar alim zatlara, velilere hatta peygamberlere bile musallat olmuş. Hasan dedeye bu cinleri musallat etmiş. Soyu kuruyana kadar büyü bozulmayacak. Her öldürdükleri kişi 50 yaşında olmak koşuluyla. Bunu bozmak için ya tüm soy kuruyacak yada kurumuş gibi yapacaksınız. Zorlu bir rütieldir bu. Vakti zamanında alimler bir araya toplanmış musallat bir çare arıyorlar, ama hiç biri bişey yapamıyor. Oralardan geçen bir derviş bunların yanına gelip bir önerge sunuyor. İlk başta hiç biri anlamıyor dediğini ama sonra yapıyorlar. Bu rütiel eski bir büyü kitabında var. Tamı tamına 11 gün sürecek. Sadece son 3 gün dışarı çıkılacak ama o da hayvanı kesmek için. İlk günleri kolay ama son 3 gün çok zor. Kesilen hayvanın kanı içilecek ve son gün 3 kafatasıyla beraber boş bir mezara gidilecek. Bizim alimler kabul etmiş. Son gün ise  kafataslarını gömmüşler. Sabah geldiklerinde mezar açıldıysa kurtulmuştur ama açılmadıysa yapacak bir şey yok. Neyse sabah olmuş mezara gidilmiş. Cin hıncından her tarafı kazmış, mezarı açmış. Bu dervişi bir daha gören olmamış. Tek kurtuluş bu Mustafa başka çaremiz yok.

Hoca: İyi güzel plan ama işe yaramazsa?

Mürre: O zaman cini öldürün. O devirde yüzük kayıptı. Sonradan ortaya çıktı. Sizde yüzük var ve öldürecek kapasitede var. Eğer olmazsa yardım ederim size.

Hoca: Sağol Mürre de rütiel deki duaları nereden bulucaz?

Mürre: Orası bende, merak etmeyin. Hem saat geç oldu, misafir olun.

Hoca: Yok sağol Mürre, evde birkaç kişi daha var. Onları boş bırakmayalım hele de Mihrez varken.

Mürre: Sen Mihrezi boşver o bizde.
     Mürre nin yanından ayrılıp eve gelmiştik. Olanlarıkonuşmak için herkesi çağırdık. Alp biraz geç kaldı ama oda gelmişti. Eğer bu rütiel başlayacaksa Amluğu Alp ve Zümrüt öldürecekti. İnşallah başarısız olmazdı. Yaklaşık bir saat süren konuşmayı bitirip dağılmıştık. Yataklarımıza uyuyorduk. Bir tek Zeliha dışında. Amluk baskısını belli ediyordu ama bişey yapmıyordu. Vekfleri onu engelliyor du. Zeliha zorda olsa uyumaya başlamıştı. O zaman gözlerimi kapatıp uykuya dalmıştım.

   

Cin Padişahı Mihrez El AhmarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin