Cin Padişahı Mihrez El Ahmar

BİR ADAM UĞRUNA Part/2

          Mihrezi ilk defa kendi haliyle görmüştük. Her tarafından siyah siyah sıvılar akıyordu. Derisinin her yeri çatlamıştı. Başında Uhneyn duruyordu. Bizi görünce biraz hareketlenme oldu. Zümrüt tam Uhneynne doğru giderken birden MÜRRE belirdi. Yanında birkaç hizmetkarı ile Mihrezi bizim eve soktular. Hemen  rütiel odasına girdik ve koruma altına aldık. Uhneynnin planına göre Mihrez bugün ölecekti. Birkaç kabilede gelince işleme başlayacaktık. Ulular meclisi, Emir Harun ve tayfası, Nusaybin cinleri ve birkaç kabileyle iş bitecekti. Herkesin gelmesi yaklaşık bir saat sürmüştü. Tüm köylüyü dağın tepesine çıkardık. Yoksa zarar görebilirlerdi. Camiye KURAN okuması için birkaç kişiyi koyduk. Köyün meydanına büyükçe bir çember çizdik. 4 büyük halka şeklindeydi. Herkes bildiği en kuvvetli duaları, vekfleri yapıyordu. Bu işlem bir saat sürdükten sonra Mihrezi çemberin tam ortasına kadar getirdik. Normal bir cin olsaydı bu kadar uğraşmazdık ama karşımızda Mihrez vardı. İşlemi başlatmıştık. Dualar karşısında gücü daha çok tükeniyordu. Zaten ağır darbelerde almıştı. Bu iş kolay olacak gibi görünüyordu. Ama işlem ortada kesildi. Tüm çemberleri geçip Mihrezi tuttuğu gibi götüren biri vardı. Bu İBLİSTİ.  MİHREZİN ölümüne göz yumamamıştı. Ardından bir grup ifrit üstümüze geliyordu. Zümrüt ileri atlayıp onlarla savaşırken Reyhan da ona yardım ediyordu. Camiye fare ölüleri, karga kafaları ve daha nicesi atılmaya başlamıştı. Sebepsiz yere sis çökmüştü. Büyük bir grup bize yaklaşıyordu. Bizi tam ortalarına almadan köyün üstüne doğru çıkmaya başladık. Camiden gelen sesler yükselmişti. Yatsı ezanı okunurken bize bir fırsat doğmuştu. Hemen etraflarını çevirdik ve saldırıya geçtik. Büyük zaiyat görmüşlerdi. Yasin yüzükle bayıltıyordu eğer kalkıp saldırırsa öldürüyordu. İşin kuralı böyleydi. Birkaç ifrit kaldıktan sonra destek ekip gelmişti. Bu sefer daha kalabalıklardı. Bu tam bir felaketti. Mihrezin emrindeki cinlerin yarısı geliyordu. Bunların içinde Mauro, Adura ve Asafda yer alıyordu. Bir dakika eğer Asaf ordaysa Teyken neredeydi. Bu işin ucu kaçmıştı. Bir çok nusaybinli şehit olmuştu. Ama Bi o kadarda onlardan ölmüştü. Bunun farkına varan Yasin, Süleyman mührünü kullanıp çoğunu dipsiz bir kuyuya atmıştı. Şimdi biraz daha eşittik. Savaşa bir kaç önemli Müslüman cinde katıldığında üstünlüğü sağlamıştık. Kafirlerin çoğu ölmüştü. Bizdende yaklaşık 40 kişi ölmüştü. Bunun öcünü alacaktık ama sırası değildi. Bir atakla birlikte hepsini kovmuştuk. Kavsüm ve yandaşları sayesinde ortalık temizlenmişti. Bundan sonra işimizi daha sağlama almak gerekiyordu. Köyün girişlerine birer Davut yıldızı ve Süleyman mührü çizmeye gidecektik. Girişe vardığımızda karşıdaki ağaçlıkta birkaç gözcü vardı. Yasin yüzüğüyle onları yanımıza getirmişti. Onları biraz oyalayıp işimizi hallettikten sonra eve getirmiştik. Bakalım planları neymiş. Rütiel odasında biraz hırpaladıktan sonra ötmeye başlamışlardı....

    Evet yeni bir bölümle karşı karşıyayız. Sizden tek istediğim bu kitabı biraz daha yukarı çıkartmak. Birkaç yazarın sayfasına yazıyorum ama fazla artış olmuyor. Sizin yardımınıza yükseliriz belki. Görülme sayısı artsa güzel bölümlerde gelecek. Kendinize cici bakınn