ÖLÜM

604 17 0
                                    

      Her şeyden habersiz uyanmıştım yeni güne. Evde babam, ben, Burcu ve Uhneyn vardı. Mesihan ve Reyhan dan haber yoktu. Sabah namazını kılıp kahvaltıya geçmiştik. Tabi biz kahvaltı yaparken kıyamet kopuyordu.

Mustafa Hocadan
    
      İçimdeki ateş sönmek bilmiyordu. Buradan kaçabilmem için direnmem gerekiyordu. Pencereden dışarı bakmak için kafamı uzatmıştım. Hızla cama yapışan cinlerden bir şey göremedim. En fazla bir gün daha yaşayabilirim. Eğer kurtulamazsam tüm planlar suya düşer. Bir yolunu bulup kaçmam lazımdı.

Azzabtan

      Mihrezle yapılan anlaşma çok uzun sürdü. Her gün yüz yüze gelmek  canımı çok sıkıyor. Elime geçen ilk fırsatta öldürcem ama Mustafa hocaya söz verdik. Sen'ik, Mustafayı kaçıralı bir gün oldu. Acaba ne yapacaklar? Kesin yardım isteyecekler ama ne zaman.

    Kapıda Reyhan ve Mesihan, muhafızlarla konuşuyordu. Aşağıya indim. Yanıma alıp odaya çıktık. Söze Reyhan başlamıştı.

Reyhan: Mustafa Hocayı Sen'ik kaçırdı. Bilirsin büyük ihtimalle. Bugün kaçırmamız lazım. Yoksa ölecek.

Azzab: Ne yapmamı istiyorsun?

Mesihan: Hocayı öldür.

Azzab: Ne diyon sen?

Reyhan: Şimdi sen Mihrezide alıp  Sen'ik'in yanına gideceksin. Bir fırsat bulup hocayı kaçırcaksın. Ve onlar öldü bilecek. Bunu bizden hariç kimse bilmeyecek. Yasin dahil. Yoksa savaş başlar.

Azzab: İyi tamam da ne zaman gideceğim?

Mesihan: Şimdi. Yoksa çok geç olucak.

Azzab: Tamam siz şimdilik burda kalın hocayı buraya göndercem.

Mesihan: Tamam. Çabuk ol. Seni bekliyoruz.

      Al başına belayı. Nereden bulaştık bu işe. Neyse Mihrezi alalımda gidelim o zaman.
Azzab: Kaav, Mihreze haber ver Sen'ik'in yanında buluşucaz.

Kaav: Tamam efendim.

     Sen'ik beni gördüğünde ayağa kalktı selamlaşıp oturduk. Bi beş dakika sonra Mihrez de  gelmişti. Sen'ik bize sürprizi göstermek için bir odaya getirmişti. Ama hiç kimse yoktu. 2 kişi Mustafayı kolundan tutup getirdi. Köşeye bırakıp gittiler. Durumu azda olsa gözüküyordu. Beni gördüğüne sevinmişti.

Sen'ik: İşte sürpriz. Karşınızdaaaaa çok bilmiş Mustafa Hoca.

Mihrez: İşte buna çok sevindim. Bunu paket yapma şansımız var mı? Biraz evde uğraşıyım.

Sen'ik: Yok Bu benim oyuncağım. Onu kimseye vermem.

Azzab: Ben hariç. Bunu ben alıcam. Şu sıralar çok sıkıntıdayım. Biraz stres atıyım.

Sen'ik: Sende anlama sıkıntısı mı var Azzab? Kimseye vermem.

Azzab: Mihrezin barış hediyesi. Öyle değil mi Mihrez? Daha hediyemi almadın.

Mihrez: Sen'ik fazla uzatma ver gitsin. Aramızdaki ilişki bozulmasın.

Sen'ik: Tamam patron.

Azzab : İşte bu kadar. Ah Mustafa seninle yapacağım o kadar güzel şey varki. Seni evinin önüne atıcam. Kafanı aydınlatma direğine saplayacağım ki bir işe yara.

Hoca : Kimin kime ne yapacağı belli olmaz. Kendine dikkat et.

Azzab: Oyuncağım için teşekkür ederim Mihrez. Benim bununla biraz işim var. Ben kaçarrr.

Sen'ik: Gitme biraz daha kal. Oyuncağını gönder ama sen gitme.

Azzab: Seni mi kırcam tamam gitmem. Ben dışarda geçidi açıp gönderiyi şunu.

Mihrez: Tamam.

     Ahhhh, senin nefes alaman bile mucize. Sen Mustafa Hocaya dua et. Hocanın elini kolunu çözüp geçitten gönderdim. İçeri girip biraz daha konuştuktan sonra yemek yedik.

Mesihandan

        Azzab gideli çok olmuştu. Haberde alamamıştık. Kesin bir terslik var. Ortalıkta dönüp dolaşırken Azzab geldi.

Reyhan: Azzab, hoca nerde? Bir şey mi oldu?

Azzab: Hoca burda yok mu?

Reyhan: Sence dalga mı geçiyorsun? Hoca senin yanındaydı. Ne yaptınız hocaya söyleyin.

Azzab: Sakin olun. Hocayı geçitten geçirip içeri girdim. Bir iki saat sonra ben geldim. Kesin buralarda bir yerdedir. Belki saklanmıştır. Kaav, gel buraya.

Kaav: Buyrun efendim.

Azzab: Son zamanlarda yaptığımız işlerden haberin var. Şimdi Mustafa Hoca kayıp. Onu arayın. Bulunca buraya getirin. Fazla ses yapmayın.

Kaav: Tabi efendim.

Reyhan: Hocayı bulunca bizim oraya gelin.

Mesihan: Hoca bulunana kadar hiç kimse bir yere gitmiyor. Gerekirse bizde aramaya başlıcaz.

Reyhan: O zaman oturmayın. Hadi gidiyoruz. Boşboş oturmaya gerek yok.

       Hocayı aramaya başlamıştık. Yaklaşık yarım saat olmuştu. Ama elimizde bir şey yoktu. Yasin ve Kasıma  haber verdik. Buraya gelip onlarda aramaya katılmıştı.

Kasım: Ahh Mesihan neden tek başınıza iş yapıyorsunuz. Haber verseniz yardımımız dokunurdu.

Reyhan: Fazla duyulsun istemedik.

Yasin: Böyle düşündüğünüz için hoca yok ortada. Biz her şeye rağmen beraberdik. Hoca kendini güvene almıştır. Dert etmeyin.

Mesihan: Bildiğin varsa konuş Yasin.

Yasin: Bildiğim bir şey yok. Hadi arayalım hocayı.

      Hocadan ses seda yoktu. Gece geç saatlere kadar aramıştık. Eve döndük. Ben dışarıda biraz kafa dinliyordum.  İyiki Zümrütün haberi yok. Eğer olsaydı hepimizi ipe dizerdi.

Kasım: Aynen öyle Mesihan.

Mesihan: Sen nasıl anladın?

Kasım: Bizde boş değiliz. Bende çok yaptım bu işleri. Ama sonuca varamadım.

Mesihan: Ne zaman yaptınız?

Kasım: Yasin doğduğunda bıraktım.

Mesihan: Şimdi belli oldu. Reyhan sizden bahsetmişti. Mihrezin ezeli düşmanı...

Kasım: Aslında öyle değil. Ben bu işlerle uğraşırken Mihreze denk geldim. O gün bu gündür uğraşıyoz. Yasin doğduğu gün Mihrez yanıma geldi beni oğlumla tehdit etti. Risk alamadım bıraktım.

Mesihan: Şimdi geri döndün mü?

Kasım: Döndüm. Artık saklanmak yok.

Mesihan: Aramıza hoşgeldin.

Mustafa Hocadan

     Azzabın gelmesine sevinmiştim. Ama sevincim kursağımda kaldı. Dağın başında bir kulübedeydim. Birisi getirmişti. Yüzünde maske olduğu için yüzünü göremedim. Yine ayak sesleri geliyordu. Bu sefer içeri girdi. Benim bulunduğum yerin kapısını açtı. Yüzündeki maskeyi çıkartmamıştı. Bir geçit açıp evi gösterdi. Her şey normaldi. Mesihan ve Kasım konuşuyordu. Uhneyn geliyordu. Arabadan inip Kasımın yanına oturdu o da konuşmaya başlamıştı. Mesihan" Mustafa Hocadan haber yok. İnşallah yakında bulunur" dedi. Beni kayıp biliyorlardı. Bu diyolog devam ederken Deli Rafet geliyordu. Ağlamıştı. Gözleri kıpkırmızıydı. Doğru düzgün konuşamıyordu. "Mustafa Hocam Ölmüş" dedi.

    Evet canlarım. Bu bölüm geç geldi. Affınıza sığınıyorum. Son zamanlarda başıma hiçte iyi şeyler gelmedi. Hem şu corona virüs falan derken yazmaya vaktim olmadı. Bundan sonraki bölümü ilk baştan beri yardım eden kardeşimize hediye edeceğim. Kitap hakkındaki görüşlerinizi belirtirseniz çok sevinirim. Sizin desteğinizle daha da iyi bir kitap yazarım. Kendinizi iyi bakın görüşmek üzere.

Cin Padişahı Mihrez El AhmarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin