MUSABBAR

752 22 5
                                    

      Güneş daha doğmamış olmasına rağmen herkes uyanmıştı. Abdestleri alıp namazlarımızı eda etmiştik. Ardından alt kata inip kahvaltı için birkaç şey alıp bir masaya oturduk. Yasin her geçen gün daha çok alışıyordu. Yeni yeni tecrübeler ediniyordu. Kahvaltıyı yapıp resepsiyona anahtarı teslim ettik. Bir miktar ücret ödeyip köye gitmek için araba kiraladık. Ulu orta yerde rüzgarı kullanamazdık. Azzabın bahsettiği Rum köyü şehrin dışında sayılırdı. Yaylalar tarafındaymış. Oraya varmamız yaklaşık 1 1buçuk saat sürerdi. Bende varana kadar bu kabile hakkımda biraz bilgi topladım. Bazı söylentilere göre bu kabile Mühendismiş. Hatta SÜLEYMAN MABEDİNİ  bunlar yapmış. Hz. SÜLEYMAN ise bir daha böyle bir yapı yapmamaları için bunları tılsımlı bir mağaraya kilitlemiş. Ancak iman etmeyen 7 kişi kalmış dışarıda. Bunlar ise birbirlerinden tehlikeliymiş. Bu tılsımı bozmak için çok çabalamışlar ama hiç başaramamışlar. Bu seferde biz onlara engel olcaz. Bu hain planlarını başlarına yıkacaktık. Köye yaklaştığımız da biri yolun kenarından yürüyordu. Sağa çekip konuşmak istedik ama bizi dinlemeden çekip gitmişti. Uğraşa uğraşa evi bulmuştuk. Ev yaylanın en sonundaydı. Arabayı evin yanına kadar getirmiştik. Eve doğru giderken yoldaki adamı gördük. Bu ne ara gelmişti buraya. Biz şüphelendik ama Zümrüt sürekli bir şey yok dedi. Eve girdiğimizde her şey normaldi. Evin kapısına vurduk. Kapıyı yaşlı bir teyze açtı. Bizde kendimizi belgesel uzmanı olarak tanıtıp biraz zaman kazandık. Salona geçtiğimizde kapıdan bir kadın işaret yapıp bizi çağırdı. İlk başta umursamadık ama gitmek mecburiyetinde kaldık.
Zeliha(bizi yanına çağıran): Abi bakın siz belgeselci falan değilsiniz biliyorum.

Hoca: Ne alaka. Biz gayet belgesel çekmeye geldik.

Zeliha: Aman neyse onu başkasına yutturun. Siz geldiğinizde karnımdaki amluk can çekişmeye başladı. Sizin manevi etkinizden dolayı.

     Bunları söylerken bile acı çekiyordu. Zeliha ağlamaya başlamıştı. Salondanda da hareketlenme olunca birden dışarı fırladım. Etraf yaş yağmur olduğundan çorabım çamur olmuştu. Hemen çıkartıp arabadan bir çift giydim. Eve girdiğimde Zeliha ağlamayı bırakmıştı. Yaşlı teyze bize Bi çay demlemeye gitmişti. O arada Zeliha yanıma geldi. Ona gerçekleri anlattım. Duyduğunda çok sevinmişti. Ama sevinci fazla sürmedi. Cin olduğu 2 kilometreden belli olan biri gelip Zelihayı çekiştirerek odasına götürdü. Bağırma sesleri odaya geliyordu. Yasin aniden fırladı. Zümrüt onu tutmuştu neyseki. Çok acı çekiyordu. Ve bir şey yapmazsak kötü şeyler olacaktı. Devreye amluğu sokarsak Zeliha acı çekmezdi. Bir kaç dua ve vekflerle işi tamamlamıştım. Artık Zeliha bağırmıyordu. Amluğun bağırmaları geliyordu. Bunu farkeden cin, amluktan özür dileyerek odadan çıktı. Bizim yanımıza geldiğinde o pislik kokan nefesiyle konuşmaya başladı.
Cin: Siz kimsiniz ve ne yapıyorsunuz evimde?

Yasin: Biz belgesel için geldik buraya. Sağolsun teyze bizi evine aldı.

CİN: Çayınızı içtiyseniz defolun gidin evimden. Gözüm görmesin sizi.

Hoca: Tamam efendim. Bizde kalacaktık zaten çekim için..

Cin: Hay hay.

Hoca: Selaymun aleyküm herkese.
      Son sözüm bu cini iniletmişti. İstesem hemen öldürürdüm ama bunla yapacak çok işim var. Arabayı bunların yakınında bir yere çekip içinde beklemeye başladık. İnternet az da olsa çekiyordu. Bir film açıp onu izledik. Yanımıza abur cuburda almıştık. Bir yandan filmi izleyip bir yandanda evi gözetliyorduk. Filmin en heyecanlı yerinde büyük bir inilti koptu. Bunun anlamı bir cin ölmüştü. Hemen eve koşmuştuk. Yanıma KURAN'I KERİM ve bir kaç kitap aldım. Eve vardığımızda Musabbarın
7 üyesi gelmişti. Bizim Zümrüt, Reyhan ve Mesihan da olaya müdahale etmek için yanımıza gelmişti. Sayıca onlar üstündü ama bizde İman vardı. Aralarından en büyüğü Yasine yaklaştı ve omzuna bir kaç ufak vuruş yaptı. Sonra gür sesiyle konuşmaya başladı.
Hurafeyn: Siz neden buradasınız. Sizi burada isteyen yok.

Hoca: Bizi isteyen var ve gitmeye niyetimiz yok. O planınız gerçekleşmeyecek.

Hurafeyn: Orasını bilemezsin. Belkide senin planın gerçekleşmeyecek.

Hoca: ALLAHIN yardımıyla her şeyin üstesinden gelirim. Kendini büyük sanma sakın.

Hurafeyn: Şimdi daha çok üzülüyorum Mihreze. Bu ezikleremi yeniliyor şimdi.
        Gülmesinin bitmesiyle ağzına yediği yumruğun sahibi Mesihandı. Sersemleyip yere düşmüştü. Mesihan Hurafeynle ilgilenirken bizde diğerlerinin icabına bakıyorduk. Bizim için zor olmuştu ama başarmıştık. İçlerinden bir tanesi ölmüştü. Diğerleri kaçıp kendini kurtardı. Sırada işin en zor kısmı amluğu öldürmek. O doğarsa büyük bir felaket olacaktı. Benim enerjimiz iyice tükenmişti. Tüm yetkiyi Yasin ve Zümrüte devretmiştim. Ben arabaya yatmaya giderken onlar işe koyulmaya başlamıştı bile.

Yasinin ağzından

        Mustafa hoca yatmaya giderken bende korunma çemberi hazırlıyordum. Zelihayı bir yatağa bağladık. Zümrüt, Zelihanın karnına çıkıp amluğa baskı yaparken bende etrafı koruyup amluğu kaçacağı yerleri kapatıyordum. Amluk direndikçe direndi. Sonunda pes etmişti. Yaklaşık 2 saatlik çabanın ardından amluğu kazasız belasız çıkarttık. Ne Zelihaya zarar verdi nede bize. Bize çok yalvardı. Ama buna güven olmazdı. Yalvarırken bile yalan söylüyordu. Zümrüt onu berzah aleminde halledirken bende ortalığı topladım. Bu amluk çok yormuştu. Zümrütte geldiğünde arabaya geçip uyumuştum. Ama düşman hiç uyumamıştı. En zayıf anımızı bekliyordu.

Evet gençlik. Yeni bölümle geldim. Güzel tepkiler aldık ve yükselmeye devam ediyoruz. Bunu gördükçe daha mutlu oluyorum. Neyse inşallah daha güzel yerlere geliriz.

Cin Padişahı Mihrez El AhmarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin