"Neredeydin? Her yerde seni aradım Gök Mavisi. "
Onur ona bir adım atarken Can bir adım geriledi. Karanlık sokakta pek belli olmasada parlayan gözleri ağladığının habercisiydi.
"Ağlama kurban olurum göz yaşlarına. Susma. Konuş benimle. "
Yankı yapan sesi duvarlara çarpıp yok oluyordu.
"Neden sen olmak zorundasın. Bilseydim başlar mıydım sanıyorsun bu işe?"
Titreyen sesi kulaklarına dolduğunda kendini daha fazla durdurmayıp koşar adımlarla karşısına geçti. Sırtını duvara verip kollarını başının üzerinde sabitlendi. Tam anlamıyla birbirini hissediyorlardı.
"Seni hayal kırıklığına uğratmak istemezdim. Sen her zaman en iyisini hak ediyorsun belki ama Can ben seninle en iyisi oluyorum. Bunun için beni suçlayamazsın. "
"Hayı-"
Dudaklarını hırsla onun dolgun dudaklarına bastırdı. Anında aldığı karşılıkla ağzını aralayıp daha fazla alan açtı. Dilini ağzının içine ittiğiniz ikisininde inlemesi sokakta yankılandı. Onur bir elini tişörtünün altından çıplak teninde gezdirdi. Gögüs ucunu okşarken yaşadığı duyguyla erkekliğini onunkine daha çok bastırdı. Zevkten başı dönüyordu şimdi durmazsa bırakamazdı.
Yavaşca ayrılıp gözlerini araladı fakat karşısında sadece boş bir duvar görmek dehşete düşmesine sebep oldu. Az önce elinin altındaydı. Bundan oldukça emindi.
"Can! "
İrkilerek uyandı uykusundan. Neler olduğunu kavrayamadı ilk başta uyku sersemliğiyle. Fakat arkından alt tarafının sızlamasıyla yavaş yavaş kendine geldi. Ona sabah ereksiyonu yaşatan kişi rüyasındaki dehşet hissini beraberinde getirdi.
Yattığı yerden doğrulup başını ovuşturdu.
"Sikeyim. Bu neydi şimdi. "
Başından itibaren farkındaydı bu işe bulaşmaması gerektiğinin. Haddinden fazla yakınlaşmıştı Can'a ve bu kafasını karıştırmıştı. Bir başkası yüzünden değişmek istemiyordu. Çünkü bunu yaptığı ilk zaman terk edilmişti yanlızlığına. Tekrar aynı hayata düşmek mi? Hiç sanmıyordu. Eli sinirle yumruk halini aldı. Bu işi gereğinden fazla uzatmamalıydı.
🌈🌌
"NEREDESİN SEN! "
Can soyunma odasının kapısı tuttukları için beden dersine geç kalmıştı. Bu yüzden Onur'un bütün öfkesi üzerindeydi. Bakışlarından korktuğu için kafasını yere eğdi. Fakat yakasını kavrayan ellerle tekrar kaldırmak zorunda kalmıştı.
"Siktiğimin ağzı çalışmıyor mu? "
"Onur.. Yiyiştiğim adam beni bırakmadı-"
Arkaya doğru itilmesiyle sendeledi. Düşmemek için ayağını zorlamıştı ve acıyordu.
"Dalga mı geçiyorsun lan benimle it herif. "
"Abi tamam! Bugün sinirlisin anladık ama dur. "
Anıl'ı duymuyor gibi ikiside birbirine bakıyordu.
"Ne desem inanmayacak gibiydin. Biriyle yiyişmem size bu kadar batmamalı. "
Onur'ın gerçekten sinirden yerinde duramadığını görebiliyordu. Peki neden yalan söylüyordu? Belkide artık özür dilemekten yorulmuştu.
"Sen varya.. Sen yediğin bütün dayakları hak ediyorsun. "
Ve buna kırılmamalıydı. Yutkunamadı. Sorun kimin dediği değildi. İnsanların hakkındaki yargısı artık sinirini bozuyordu. Kabul görmek istedikçe dibe batıyordu iyice görünmez oluyordu. Saklamaya çalışsada üzerine çöken hüzünü onu tanıyan herkes görürdü. Neyseki bu toplulukta tanınmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök Mavisi Ruhum | GAY
Fanfiction"Ruhumu sana verdim. Kendi gökyüzüne katasın diye. " ➷Eşcinsel karakterlerin olduğu, yarı texting bir kurgudur.