Gök Mavisi Ruhum | GAY

🌈 Tanıtımsı

Merhaba!! Evet ilk b×b hikayem. Seveceğinizi umduğum soft bir kurgu. Yorumlarınız benim motive kaynağım iyi ya da kötü yorumlarınızı görmeyi diliyorum.

İyi okumalar 💙🦋

**

"Dikkatli olmalıyım, her şeyden daha gerçekçi olduğunu dayatan bir delilik duygusuna kapılmak üzereyim. Yabancılaşma ve dışlanma yüzünden tehdit altında olduğum duygusuna kapıldığımda, beni o anda tehdit eden olayın aslında yıllar önce olup bittiğini düşünmeye çalışırım , şansım varsa eskide kalmış o kafa karışıklığına güler geçerim. Böylelikle bana nüfuz etmekte olan bir olayı, çok geride kalmış bir olaya dönüştürmeyi genellikle başarırım. Ama bu sefer bu dönüşümü
gerçekleştiremiyor gibiyim."

"Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk"
-Wilhelm Genazino

Kaleminin son mürekkebini kullandığını belli eden bir siliklikle yeni bitirdiği kitaptan bir alıntıyı kazıdı ruhuna. İnce parmaklarını defterin sayfasında bir mücevhere dokunurmuş gibi değdirmişti. Kelimeler zihinsel bir hazineydi. Kendi ruhunu gördüğü bu bolluğun değerini biliyordu. Dilini anlayan ve kendini anlatabildiği tek varlık elinde tuttuğu hazine sandığıydı. Bu sandıkta ruhu saklıydı. Ruhu en değerli mücevherdi.

"Lan ibne! Şimdi de sağır mı oldun amına koyayım?! "

Ela gözlerini kaldırıp yarısından çoğu boşalmış sınıfa baktı. Erkeklerin alaylı bakışlarını göz ardı ederek defterini özenle çantasına yerleştirdi. Kapağının kırılmasını hiç istemezdi. Gözlerini devirdi her zamanki gibi. Artık rutine binmişti bu. Güçsüz olabilirdi fakat bu susacağı anlamına gelmiyordu. Yanlızca yorgundu işte.

"Ulan piç görmezden mi geliyorsun! "

Sırasına inen yumrukla irkildi. Kırılgan olmaktan nefret ediyordu. Şuan o sıraya vuran elini alıp kıramadığı için çocuk gibi ağlamak istiyordu. Bıkmıştı. Herkesten çok bıkmıştı.

"Ne istiyorsun Salih? "

" Senin o dik başını ezmez miyim lan ben?! "

"Yeter! Salih, Ümit Hoca fırçalarsa seni sikerim. "

Can arkasından gelen bariton sesle yutkunma ihtiyacı hissetti. Onun sesi tüylerini her zaman diken diken ederdi. Tıpkı iri vücudunu gördüğü zaman birkaç adım gerileme ihtiyacı hissettiği gibi. Onun gözlerine bakmak nasıl bir duygu yaratıyordu kendisinde emin değildi. Çünkü Onur onu dışlamıyor yok sayıyordu. Gözleri gözlerine değmezdi. Ne diğerleri gibi aşalardı ne köşelerde sıkıştırıp döverdi. Muhattap olacağı zamanlarda ise kaba olmaktan çekinmezdi. Kırıcı olurdu. Dili zehirli bir ok gibiydi ve bunlar Can'a dışlanmaktan daha çok koyardı. Belkide bu yüzden Onur hakkında bu kadar derin düşünüyordu.

"Sende kalk oradan üzerini değiştir artık. "

Kendisi futbol takım kaptanı olduğu için yapılan her hata üzerine kalıyordu. Bu yüzden gerginlik olmasına izin vermiyordu. Yoksa onu öldürdüklerini görse dönüp bakmazdı.

Seri bir şekilde ayağa kalktı. Bu sırada herkes dışarı çıkmış ve onursa önüne geçmişti. Geniş omuzlarını takip eden gözleri onun kapıyı kapatıp kulbunu sıkıca tutmasıyla şokla açıldı.

"Ne yapıyorsun? "

Sesindeki tedirginlik daha önce gördüğü zorbalıklardan dolayıydı. Garip bir şekilde Onur'un da onlar gibi olmasından korkuyordu. Yok saysada ona hiç zarar vermemişti bugüne kadar. Gerçi dövmese bile dövenleri durdurmamıştı. Buda bir zorbalıktı gözünde. Onur da tedirginliğini hissetmiş gibi gözlerinin içine baktı. Şimdi ela gözlerine takılı kalan kahveleri ruhu çekilmiş gibi bakıyordu. Belirgin çene hatlarıyla sinirli gözüküyordu.